Shadowrun Evreninde Irkçılık – Bölüm 3

19. yüzyılda, Avrupalı kaşifler batıya doğru göç ederken Kızılderili kabileleri kendi topraklarından sürmüşlerdir. Pek çoğumuzun da bu tarz karikatürize işlerden tanıdığı Kızılderililerin, bu savaşlardan geriye kalan çok az sayıda halkıysa, Rezervasyonlar (Kızılderililer için ayrılmış araziler) olarak bilinen küçük bir alanda yaşamaya mecbur edilmişlerdir. Yani bu halkın büyük bir kısmı soykırıma uğramış, gözden uzak olduğu süreçte geri kalanları da unutulup gitmiştir.

1952 yılına kadar da Rezervasyon denilen toplama kamplarında yaşamaya zorlanmışlardır. Halen daha önemli miktardaki kısmı bu bölgelerde yaşamaktadır. Ama Uyanış ile birlikte bu düzenin çatırdayan kökleri duyulmaya başlar.

Haklarını Arayanların Uyanışı

10 Haziran 2014: Şimdi kendisine Daniel Uluyan Çakal adını veren Daniel Coleman, halkın gözü önüne geri döner ve Yerli Amerikan Milletlerinin bir devlet olarak kurulduğunu duyurur. Avrupa, Afrika veya Asya kökenli herkesin hemen Kuzey Amerika’yı terk etmesini talep eder;

İmzalanacak daha fazla anlaşma yok. Daha fazla anlaşma yapılmayacak. Tamamen umutlarını yitirmiş bir halka daha fazla umut vermeye çalışmayacağız. Burası bizim toprağımız ve babalarımızın ülkesidir; burada hiç hoş karşılanmayan işgalciler şimdi gitmelidir. Söz verilecek zaman çizelgeleri olmadan. Derhal ayrılmalısınız ve gitmeyenler de sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaklar.

Amerikan Yerlileri için ayrılmış Rezervasyon alanlarından birisi

Neler olacağına dair küçük bir retorik sunacağız. Kendimizi açıklamaya veya eylemlerimizi haklı çıkarmaya ihtiyacımız yok. Davamızın doğruluğuna veya taleplerimizin arkasındaki güce kimseyi ikna etme arzumuz yok, bu topraklar bizimdir. Sizin değil. Siz, ister Avrupa’dan ister Asya’dan ya da Afrika’dan istila etmiş olun, hepiniz buraya izinsiz giriyorsunuz ve bu noktadan sonra size doğal olarak işgalciler olarak davranılacak. Artık uyarı olmayacak. Sahte imparatorluğunuzun artık bir temeli yok, toprak ve halkı yerlerine geri döndü.

Gücümüzü sorgulayabilirsiniz, tabi ancak müttefikimizi görmezden gelirseniz. Sahip olmayı umabileceğimiz en büyük müttefikimiz toprağın kendisidir. İşgalcilerden yüzyıllardır çektiği zulümler artık bizim gibi toprağımızın da katlanabileceği limitleri aştı. Kurtuluşunda aktif bir rol oynamaya hazır. Özgürlüğünü geri kazanmak için neler yapabileceğini göreceksin.

Bu açıklamadan bir ay sonrasında, 12 Temmuz 2014’de ise; Redondo yanardağı patlayarak Los Alamos’u ve Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’nı volkanik kül altına gömdü. Daniel Uluyan Çakal, tam da açıklamasındaki gibi, felakete neden olması için Toprak Ana’yı çağırmanın sorumluluğunu üstlendi. Federal birlikler, Uluyan Çakal’ı yakalamak için göreve çıktılar ancak kasırgalar, Uluyan Çakal’ı bölgeyi terk edene kadar korur. Hayalet Dansı Savaşı’da böylece başlar.

Kendinin Olanı Geri Almanın Başka Bir Yolu

Kızılderililerin bu baş kaldırışından etkilenen Aztek halkı ve Meksika meclisindeki temsilcileri olan Azatlán 5 Mayıs 2015 seçimlerinde Francisco Pavón ile başkanlık seçimlerini kazanır. Ülkenin adı bu günden itibaren Aztlan olarak değişir, Aztek kültürü eski görkemli günlerine büyünün yeryüzündeli yansıması sayesinde hızla geri döner. Böylece Aztek halkı vatanlarını demokratik yollarla geri kazanırlar. Matriks bazlı sanal seçimlerin sonuçlarının  ORO Corporation tarafından değiştirildiği öne sürülür ama hiçbir zaman bu konuda bir başkaldırı olmaz veya kanıt bulunamaz.

Aztlan başkentinin bir tasviri

Aynı yıl içerisinde ise Hayalet Dansı Savaşı, Kızılderililerin özgürlük savaşı olarak devam etmektedir. 6 Ağustos 2015 tarihinde Gök Gürültüsü Tyee ve Saliş savaşçıları, Bangor yakınında Birleşik Devletler denizaltı üssünü ele geçirirler. İki ay sonrasında, 4 Ekim 2015 tarihindeyse Puget Boğazı Askeri Limanı aynı savaşçılar tarafından ele geçirilir. İki ay içerisinde Birleşik Devletlerin hem Atlantik hem de Pasifik egemenliğine darbe vurmuştur böylece yerli halk.

Savaş Resmen Başlıyor

15 Ekim 2016: William Springer, ABD Başkanı Jesse Garrety’ye suikast düzenledi ve adaletten kaçtı.

8 Kasım 2016: ABD başkanlık seçimleri her zamanki düzen içerisinde gerçekleştirildi, ancak Başkan’ın öldürülmesi nedeniyle kazanan adayın derhal göreve başlaması istendi. Başkan Yardımcısı William Jarman seçimleri kazandı.

11 Kasım 2016: ABD Başkanı William Jarman yemin etti ve ardından Yürütme Emri 17-321’i kabul ederek, tüm Yerli Amerikalıların ABD topraklarından gerekli herhangi bir yöntemle ve derhal çıkartılmasını emretti. Konuşması şu şekildeydi;

Amerika çatışma peşinde değil. Amerika çatışma başlatmaz. Amerika’ya çatışma getirildiğinde, özgürlüğün hüküm sürmesini ve Amerikan halkının güvende olmasını sağlayacak şekilde bunu bitireceğimize eminiz.

Savaştayız. Bizim seçtiğimiz bir savaş değil, ilan ettiğimiz bir savaş değil, çoğu sinsi bir şekilde, zaten sınırlarımızda bulunan ve bizim yok edilmemizi isteyen insanlar tarafından ilan edilen bir savaş. Halkımızın ölümüne sevinmişler ve bunu böyle beyan etmişlerdir, onlardan daha fazla eylem bekleyemeyiz, savaşları sadece tepki verenler kazanamaz.

Önümüzdeki yol zor ve bu yolda gitmemiz gerektiği gerçeği bizi pişmanlık ve acıyla yatıştırıyor. Karşımızda bir zamanlar arkadaşlarımız, eşlerimiz olarak gördüğümüz insanlar var. Seçme şansımız olsaydı, bu ilişkiler, bu dostluk devam ederdi. Benim bu gece sizinle konuşmamın bir nedeni, bu konuda bir seçeneğimiz olmamasıdır. Yaptığım eylem tek seçenektir.

Tüm Amerikan Yerlilerinin Amerika Birleşik Devletleri topraklarından çıkarılması emrini verdim. Ülkeyi gönüllü olarak terk etmezlerse, savaş esiri olarak tutuklanacaklar. Bu tutuklamaya direnirlerse düşman ordularına uygulanan muameleyi görecekler.

Yerli Amerikan Milletleri tarafından bize savaş ilan edildiğinde, tartışmak için bir zaman çizelgesi ya da müzakereye yer verilmedi. Ayni yanıt vermeye zorlandık. Uygulama başlamadan önce herhangi bir son tarih ya da süre bizim tarafımızdan da verilmeyecek. Amerikan topraklarında yerli halkların muamelesi için yeni yasalar derhal yürürlüğe girecek.

Tüm ümidi ortadan kaldırmak istemiyorum. İki halk da bu kutsal toprakta kaldığımız sürece, düşmanlıkları bırakıp barış içinde bir arada yaşama şansı var. Bu düşmanlıklarda ilk hamle Yerli Amerikan Milletleri tarafından yapıldığından, barışa doğru ilk hamleyi de onların yapmaları gerekir. O zamana kadar, bu kararlar uygulanacak.

Baskılar Tekrar Artıyor

Bu konuşmanın ardından başkanın söyledikleri harfi harfine uygulanmaya başlandı. 12 Aralık 2016 tarihinde Şayen milliyetçileri, bir yerli savaş çetesinin yeri hakkında ABD Ordusu’na yanlış bilgiler vermesi üzerine Ordu, savaşçı olmayan halkı öldürür ve kabilenin her bir üyesini ortadan kaldırır.

17 Ağustos 2017 tarihinde, saatler 10:30’u gösterdiğinde: ABD Hükümeti ve Şirketlerinin Yerli Amerikalıların “Soykırım Kampanyası” için tuşa basılır.

Tam iki dakika sonrasında, Daniel Uluyan Çakal, Büyük Hayalet Dansını başlatır. Hood Dağı, Ranier Dağı, St. Helens Dağı ve Adams Dağı birer volkanik patlamaya ev sahipliği yapar. Hava koşulları, ABD’nin Uluyan Çakal‘ı bulma veya yakalama girişimlerini paramparça edecek derecede değişir. Yerlilerin zamanında teknolojik zayıflıkları nedeniyle kaybettikleri savaşı bu sefer kaybetmeye hiç niyetleri yoktur. Kendi saflarındaki büyüyü son damlasına kadar kullanacaklardır.

Bu sırada Kızılderililerin mücadelesi bir ulusa da ilham kaynağı olur ve 22 Ağustos 2017 tarihinde Kral IV. Kamehameha , Hawaii Krallığı’nın bağımsızlığını ilan ederek Birleşmiş Devletlerden resmen ayrılır. Böylece Hawaii bağımsızlığına kavuşmuş olur.

Amerikan Yerli Devletleri’nin Kuruluşu

Sonunda istedikleri sonuçları Kızılderililer da almaya başlarlar. 25 Nisan 2018 tarhinde Amerika Birleşik Devletleri, ve Yerli Amerika Ülkeleri ile birlikte Kanada, Aztlan’da bir müzakere masasında buluşur ve Denver Antlaşması’nı onaylarlar. Batı Kuzey Amerika’nın çoğu NAN’a (Native American Nations yani Yerli Amerika Ülkeleri) bırakılmıştır. Daniel Uluyan Çakal, Egemen Kabile Konseyi’nin başına geçer. Denver merkezli bir tampon bölge kurulur ve Amerika Birleşik Devletleri, Aztlan ve NAN üye devletlerinin yargı yetkisi altında bölgelere ayrılır. Uluyan Çakal sonunda halkının topraklarını geri kazanmıştır ve aynı gün yaptığı kısa açıklamada;

Söyleyecek bir şey yok, sözlerle bulunduğumuz yere gelmedik. İlerlemeye devam etmek için kelimelere güvenmemize gerek yok. Yüzlerce yılda elde ettiğimizden daha fazlasını başardık, ama istediğimiz her şeyi değil. İşimiz devam ediyor ve işimiz bunun hakkında konuşmayı gerektirmiyor.

sözlerini sarf eder. Amerikan yerli halkları uzun bir bağımsızlık savaşı sonucunda istediklerini elde etmiş ve kendi topraklarından beyaz adamı kısmen çıkarmayı başarmıştır. Amerikan ulusları artık tekrar özgürdürler.

3. bölümümüzün de böylece sonuna ermiş bulunmaktayız. Ama fark ettiğiniz üzere Kızılderililer ve birçok diğer halk kendi bağımsızlıklarını Uyanış’la Dünyada kendisine yer edinmiş bir olgu sayesinde kazandılar; Büyü. Peki ama bu denli kuvvetli bir olgu insanlar arasında nasıl bir bakışla karşılanacak acaba? Bu sorunun cevabını da bir dahaki bölümde önünüze sunacağım.

İTÜ'de tam zamanlı Gemi İnşaa öğrencisi (sanırım uzun bir süre daha hem de) ve yarı zamanlı da bir geek.