Başa Bela Bir Taklitçi | BATMAN: THE IMPOSTER İncelemesi

Uzun zaman çekilen Batman açlığı çok kötü bir şey. İnsanlara okumayacağı şeyler okutuyor. “Peki ya The Imposter? Sahiden iyi mi bu çizgi roman? Yoksa at çöpe gitsin mi?” diye merak ederken bir hışımla oturdum ve bitirdim. Sonra, keyifle okumanın getirdiği rahatlıkla düşüncelere dalmışken, neden bir inceleme yapmıyorum? diyerek size bu eseri yani Batman: The Imposter çizgi romanını aktarmak üzere WordPress’e doğru süzüldüm.

Batman, yeni filmi ile herkesin dilindeyken ve büyük bir heyecan insanların üzerinde hakimken, 12 Ekim 2021’de Matson Tomlin tarafından yazılan ve Andrea Sorrentino tarafından çizilen çizgi roman satışa çıkarıldı. Çizgi romanda daha üçüncü yılında olan Batman, oldukça gerçekçi ve ayakları yere basan bir setting kullanıyor. Aynı zamanda, yeni çıkan filmin vizyonuna çok yakın bir tatta yazılmış noir bir dedektiflik hikayesi ile karşımıza çıkıyor. Peki, hikaye ne durumda? Karakterler nasıl? Film ile benzerlikleri var mı?

Batman: The Imposter
Batman: The Imposter

Batman: The Imposter Hikayesi

Gotham’da suçluların öldüğünü ve bu ölümlerden Batman’in sorumlu olduğunu görüyoruz. Ancak bu ölümlerin Bruce Wayne değil, onun bir taklitçisi tarafından gerçekleştiğini anlıyoruz. Batman’in kendi adını temize çıkarmak üzere çıktığı bu yolda aynı zamanda bu şehri korumak için Batman oluşunu, anne ve babasının ölümünün üzerinde bıraktığı etkiyi, şehrin ise ona ailesinden kalan tek şey olduğunu görüyoruz. Batman, bu yüzden şehirdeki Taklitçi’yi deşifre etmek üzere dedektiflik yeteneklerini kullanıyor. Tüm bunlar yaşanırken olaylara dahil olan Dedektif Wong, Wayne ile aşk yaşıyor. Bruce Wayne ise kimliğini ona göstermek ile göstermemek arasında kalırken bu yanlış anlaşılmadan kurtulmanın tek çaresini Wong’a Batman olduğunu kanıtlamaktan geçeceğini anlıyor.

Batman: The Imposter

Tabi, Blair Wong’da görev ahlakı dolayısıyla Bruce Wayne’i sevmek ve Batman’i adalete teslim etmek arasında ikilemde kalmışken, Taklitçi ortaya çıkıyor. Son derece sönük bir şekilde, Batman ile dövüşürken kimliği ortaya çıkıyor. Eski bir polis olduğunu öğrendiğimiz Taklitçi o sırada dövüşün gerçekleştiği gökdelenden düşüp ölmesiyle, Batman tekrardan haklanıyor. Ve halk tarafından öldüren Batman’in bir taklitçi olduğu anlaşılıyor.

Karakterler

Batman The Imposter, Bruce Wayne

Bruce Wayne

Her zaman olduğu gibi milyarder imajını korumaya çalışan Bruce Wayne, kimlik bunalımlarında. Batman olmasının Gotham için ne kadar önem arz ettiğini üstüne basa basa gösterilmesi dışında, Bruce Wayne kimliği ile işe yarar bir tarafını göremiyoruz. Blair Wong ile aralarındaki aşk ilişkileri Batman kimliğiyle çakıştığında, Bruce’un şehre olan bağlılığını ve görev ahlakının arasına başka hiçbir şeyin giremeyeceğini görüyoruz.

Batman: Imposter, Blair Wong

Blair Wong

Wong, GCPD amiri olarak şehirde kaosa hakim olan Batman’i yakalamak ile sorumlu. Batman’in şehirde gizlenmiş olan kaçış durumlarında kullanmış olduğu motosikletleri araştırması sonucu motor parçalarının Wayne şirketiyle bir bağlantısı çıkınca, Bruce’a yakınlaşıyor. Şüphesiz, dedektif hikayenin olamazsa olmaz bir karakteri haline hızlıca geliyor. Ve olayları açıklığa kavuşturmasıyla hikayeyi sırtlıyor.

Batman: Imposter, Leslie Thompkins

Leslie Thompkins

Bruce’un küçüklüğünde psikolojik destek sağlamış terapist. Çizgi roman’ın başında camından içeri giren ve bayılan Batman’in, Bruce Wayne olduğunu öğreniyor. Çocukluğunda tanışmalarının hürmetine Batman kimliğini anlatmayacağına dair bir anlaşma yapıyor. Ve Leslie sayesinde Batman mentalitesini öğreniyoruz.

The Batman ile aralarındaki benzerlik

Eğer benim kadar internette dolaşıyorsanız illaki bu çizgi romanın yeni çıkmış olan filmin estetiğine çok benzeyen bir çizgide gittiğini görmüşsünüzdür. Bu çizgi romanın çıkış amaçlarından biri de yeni gelecek olan filme önayak olmak amacıyla çıkarıldığı DC tarafından söylenmiş durumda. Dolayısıyla, estetik benzerlikler şaşılacak bir şey değil. İki tarafında son derece gerçekçi bir çizgide olduğunu söyleyebiliriz.

Batman: The Imposter
The Batman

Batman’in bu çizgi romanda tam olarak süzülmediğini, binaların arasına gizlice konumlandırdığı halat sistemleri üzerinde binadan binaya geçiş yaptığını görüyoruz. Filmde de benzer bir gerçekçilik sağlanması için Batman’in kanat takımı ile süzüldüğünü biliyoruz. Her ikisi de çoğu zaman bir motor aracılığı ile bir yerden bir yere gitmeyi tercih ediyor. Ve her ikisi de kullandığı soluk mavi, gri ve keskin kırmızı renk paletlerini yansıtarak sahneler arasında benzerlik yaratıyor. Böylelikle estetik bir şölene şahit oluyoruz.

Son sözler

Anlayacağınız sizde daha yeni The Batman filmini tükettiyseniz ve benim gibi bir Batman açlığına düştüyseniz Batman: The Imposter size tavsiye edeceğim bir eserdir. Estetiği ile karakterleriyle ve basit olay örgüsüyle sizi bir veya iki oturuşta bitirmeye zorlayacaktır. Genelde görüşümü belirttikten sonra not vermeyi sevmiyorum. Ancak kolaylıkla 10/8’lik puanı hak ettiğini söyleyebilirim.