teknolojik tekillik

Teknolojik Tekillik Son Mu, Başlangıç Mı?

Teknolojik tekillik, teknolojik büyümenin kontrol edilemez ve geri döndürülemez hale geldiği, insan medeniyetinde öngörülemeyen değişikliklere yol açtığı varsayımsal bir nokta olarak kabul edilir. Zeka patlaması olarak adlandırılan, tekillik hipotezinin en popüler versiyonuna göre, yükseltilebilir bir akıllı yapı sonunda kendini geliştirme döngüsünde bir kısır döngüye girecek, her yeni ve daha akıllı nesil “patlamaya” neden olacak ve tüm insan zekasını niteliksel olarak aşan bir süper zekaya dönüşecektir.

Bu paragraftan daha ileriye gitmeden önce şunu söylemek isterim ki, bu yazının çok daha ayrıntılı ve görsellerle desteklenmiş bir versiyonunu aşağıdaki YouTube videosunda izleyebilirsiniz. Ayrıca bu tarz daha çok video için de kanalı ziyaret edebilirsiniz;

“Tekillik” kavramının teknolojik bağlamda ilk kullanan kişi John von Neumann’dı. Stanislaw Ulam, kendisi ile yaptığı bir tartışmada Neumann’ın; “Teknolojinin ne insan yapısının değişimindeki ivmelenmeyi merkeze alırsak, bildiğimiz düzeyde insan toplumunun uzun süre devam etmeyeceği ve tekilliğin gerçekleşeceği kaçınılmaz.” sözlerini sarf ettiğini söyler. Devamında ortaya çıkan yazarlar da bu görüşü tekrarlamışlardır.

Günümüzde Nasıl Bakılıyor?

Kavram ve terim olarak “tekillik”, Vernor Vinge’in 1993 tarihli Teknolojik Tekilliğin Gelişi isimli makalesinde, yeni süper zekanın kendini geliştirmeye devam edeceği ve teknolojik olarak ilerleyeceğini ön gördüğü için, insanlık çağının sona erişinin işareti olarak görülür. Aynı makale içerisinde 2005’ten önce veya 2030’dan sonra dahi gerçekleşirse şaşıracağını da belirtir.

Stephen Hawking ve Elon Musk gibi popüler kültürde yer edinmiş figürler, tam yapay zekanın, insanın yok olmasına neden olabileceği endişesini dile getirmişlerdir. Tekilliğin sonuçları ve insan ırkı üzerindeki potansiyel yararı veya zararı şu anda halen daha yoğun bir şekilde tartışılmaktadır ve büyük bir soru işaretidir.

Nick Bostrom ve Vincent C. Müller tarafından 2012 ve 2013’te yürütülen dört AI araştırması, yapay genel zekanın (AGI) 2040-2050’ye kadar geliştirileceğine dair ortalama olasılık tahmini % 50 olarak ileri sürmüştür.

Peki ama bu kadar çok tartışmaya ve popüler kültürdeki muallak konumuna göre ortalama insanlar olarak pek bir şeyini anlayamadığımız bu tekillik kavramı aslında ne?

Rahmetlinin düşüncelerine bakalım bir de;

Ünlü fizikçi Stephen Hawking 2014 yılında; “Yapay zeka yaratmada başarılı olmak, insanlık tarihinin en büyük olayı olacaktır.” demiştir. Ayrıca, “ölçülemez faydaları ve riskleri” olduğunu da savunmuştur. Mesela “teknoloji finans marketlerini alt edebilir, insan araştırmacıları ardından bırakabilir ve anlayamayacağımız silahlar dahi geliştirebilir”. Hawking tekilliğe hazırlanılması gerektiğini savunuyordu ve bu konuda; “Hesaplanamayan fayda ve risklerin olası geleceklere dağılması karşı karşıya kalan uzmanlar, en iyi sonucu elde etmek için elbette mümkün olan her şeyi yapıyorlar, değil mi? Yanlış. Üstün bir uzaylı medeniyeti bize “Birkaç on yıl içinde varacağız” diyen bir mesaj gönderse, “Tamam, buraya geldiğinizde bizi arayın – ışıkları açık bırakacağız” mı diyeceğiz? Muhtemelen hayır. Ama AI konusunda yapılan şey tam da bu.” Şeklinde bir benzetme ile yakarışta bile bulunmuştu.

Biyolojik Tekillik Nedir?

Trends in Ecology & Evolution‘da yayınlanan 2016 tarihli bir makale, “İnsanlar zaten biyoloji ve teknolojinin harmanlanmasını kucaklıyor. Uyanık zamanımızın çoğunu zaman dijital aracılı kanallar ile iletişim kurarak geçiriyoruz… arabalarda ve uçaklarda artık hayatımızı yapay zekaya emanet edecek konuma geldik. Amerika’da her üç evlilikten biri çevrimiçi olarak başlıyor, dijital algoritmalar insanların birbirine bağlanması ve çoğalmasında artık rol alıyor” der.

Makale ayrıca, evrimin karbon bazlı zeki yaşamı meydana getirmesinin sadece teknolojiyi meydana getirip hayatına böyle devam etmek istemesinin bir sonucu olduğunu da dile getiriyor.

Yani son veya başlangıç, hatta zaten içerisinde olduğumuz sürecin doğal bir parçası olup olmaması bir şey değiştirmiyor. Esas nokta şudur ki; tekillik yakın geleciğimizde var olacak ve sonrasında olacaklar tamamen soru işareti? Belki de sonunda kendi kendimizi yok etmeyi başaracağız. Belki de tanrısal bir konuma sonunda erişebileceğiz? Bu konuda felsefi veya teknolojik olarak binlerce tartışma dolaşıyor ama konseptin olabilecek en kısa özeti bu şekilde idi.

İTÜ'de tam zamanlı Gemi İnşaa öğrencisi (sanırım uzun bir süre daha hem de) ve yarı zamanlı da bir geek.