PORTAL 2 : GLaDOS ve Ben | Oyun İncelemesi

header

Selamlar, Portal serisinin 2. oyununun incelemesine hoş geldiniz. Yakın zamanda Portal hakkında yazmıştım, sıra geldi ikinci oyununa. Portal 2’de olan ekstra bir özellik co-op oyun modunun da olması. Eşinizle, dostunuzla beraber keyifle puzzle çözebilirsiniz. Bunun dışında tabii ki bir de Portal 1’in devamı olan hikaye modu var. Benim bugün hakkında konuşacağım kısım hikayesi olacak. Portal 1 spoilerları bulunduracak bilginize.

Neredeyim ve Nasıl Buraya Geldim ?

GLaDOS’u öldürdük, içim birazcık sızlamıştı ama sonuçta o da bizi öldürmeye çalışıyordu… Hatırlarsanız 1. oyunun son sahnesinde ana karakterimizi birisi ya da bir şey sürüklüyordu. İşte Portal 2’de de gözümüzü bir odada açıyoruz. Bir süredir bu odanın içerisinde yaşıyormuşuz gibi bir his uyanıyor içimizde. Günlük rutinlerimizi yapıp tekrardan uyuyoruz. Ama sonra bir gün uyanıyoruz ve her şey kırılmış, eskimiş ve bozulmuş. Bizi yuvarlak tek gözlü bir robot karşılıyor, Wheatley, ve çok kısa bir süre içerisinde arkadaş oluyoruz. Bizi kurtaracak kişinin o olduğunu düşünüyoruz maalesef. Her yer yıkılmış. Portal 1’de geçtiğimiz her test her koridor paramparça olmuş. Aynı yerleri tekrardan görmek insanı gerçekten etkiliyor. Vay be nereleri geçmişiz gitmişiz gibi tepkiler oluyor. Sonrasında Wheatley, biz tesisten kaçmaya çalışırken “ufak” bir hata yapıyor ve tesisteki bütün elektrik gücünü açıyor. Bununla beraber yanlışlıkla GLaDOS’u tekrardan hayata döndürmüş oluyor. Selam, biz aslında seni öldürmek istememiştik ? Eyvah !

Portal-21
Naber GLados ?

Böylelikle GLaDOS tekrardan hayatta, ve bizden intikamını almak istediği kesin. Ama ilk önce kendi zevki için bizim testleri geçmemizi izlemek istiyor. Bizim de maceramız burada başlıyor aslında. Amacımız bir şekilde GLaDOS’dan kaçıp, canlı bir şekilde buradan çıkmak oluyor. En azından oyunun bir kısmında öyle diyeyim. Hikayenin bu şekilde ilerleyeceğini herkes tahmin edebilir ama bu ufak tefek sürprizler olmayacağı anlamına gelmiyor.

Bazen Sadece Patatesle Dolaşırsınız…

Yapımın grafiklerinde Portal 1’den sonra çok büyük bir değişiklik var diyemem. İlk oyunda geçirdiğimiz çoğu zaman benzer mekanlardaydı. Fakat, ikincide her zaman belirli test odalarında bulunmuyoruz. Açık alanlara çok fazla yer verilmiş ve bu sebeple etrafta daha fazla obje görebiliyorsunuz. Ayrıca oyunun bir kısmında göreceğiniz ve hissedeceğiniz yıkılmış, bozulmuş bir atmosfer de sizi içine çekecektir.

Gelelim patates konusuna. Aslında bu olay çok tatlı ama spoiler konusundan dolayı çok da bahsetmek istemiyorum. Sadece şunu düşünün, GLaDOS bir patates olsaydı ?

Portal-23
Kızartsak da yesek

GLaDOS Galiba Seni Seviyorum

Portal 1’den sonra GLaDOS’a çok fazla sevgi göstereceğinizi düşünmüyorum. Ama 2. oyununda GLaDOS hakkında hiç bilmediğiniz hatta kendisinin bile bilmediği şeyler öğreneceksiniz. Bu öğrendiklerinizle beraber ufak ufak sempati beslemeye başlayacağınızı düşünüyorum. Zaten benim de düşüncem hep şu olmuştur; kötü karakterlerin de kötü olmasının bir sebebi vardır. Bu yüzden de her zaman etkili geçmişleri, hikayeleri olur. Bu durumda da öyle olacak. Sizi şaşırtan gerçeklerle beraber hoş bir dostluk çıkabilir belki ortaya, ne dersiniz ?

Portal-22

Serinin ilk yapımında üstüne düşülen şey bulmacalardı. Bu sefer işler farklı ana tema hikaye oldu. İnanılmaz bir ilerleme kaydettiler 2. oyunda. Seri oyunlarda böyle olması çok güzel bir şey bence. Tabii ki ilk oyun da çok iyiydi fakat her zaman bir sonraki oyunda gelişme bekleriz. Bazen grafikler çok gelişir bazen senaryo. Bu seride de her açıdan gelişim açık bir şekilde gözüküyor. Test odalarıyla ve puzzlelarla başlayan bu şaheser nerelere geldi…

Portal ve Oyun Sonu Müzikleri

Evet buraya kadar geldiyseniz eminim ki en azından Portal 1’in sonundaki GLaDOS’un söylediği şarkıyı duymuşsunuzdur. Bu oyunda da aynısını bekleyebilirsiniz. Hala her dinlediğimde yüzümde bir gülümseme oluşturan aynı zamanda birazcık hüzünlendiren bu şarkılar oyunun bir parçası. Şarkıların sözleri hem mizahi yönden hem ciddiyet yönünden her şeyi barındırıyor. Dinlemesi, anlaması çok ayrı bir keyif olan bu şarkıları söyleyen GLaDOS’un seslendirmeni de çok güzel bir ruh katmış. Bu kadar çok övdükten sonra, belki sizler de bir dinlemek istersiniz Portal 1’in sonundaki şarkıyı.

Ek olarak serinin 2. yapımında eklenen yeni karakterimiz Wheatley de çok güzel bir ruh katmış oyuna. Kendisi çok heyecanlı ve haraketli bir karakter olduğu için seslendirmene büyük bir iş düşmüş ama çok güzel bir şekilde altından kalkmış. Wheatley her konuştuğunda, her ne diyorsa içerisindeki o heyecanı, mutluluğu veya siniri o kadar güzel hissettirmiş ki asla susmasın istiyordum.

Portal 3’ü Ne Zaman Geliyordu ?

2011 yılında Valve tarafından geliştirilip yayınlanan Portal 2, serinini ilk oyunu olan Portal gibi bir şaheser. Hiç bozmadan, mükemmel bir şekilde devam ettirmişler seriyi (darısı Portal 3’e). Şakalar bir yana tabii ki Portal 3 diye bir şey olmayacak ama yine de beklemek keyifliydi diyebilirim. Steam üzerinde 18 tl civarında, fakat aynı şekilde bu da indirimlerde 4-5 tl civarlarına iniyor. Eğer seriyi komple alırsanız tabi daha uygun bir fiyat olabilir. Bu yazımda sadece hikaye kısmından bahsettim, eğer co-op modu için de bir fikriniz olsun istiyorsanız sevgilinizle oynayabileceğiniz oyunlar listemden bakabilirsiniz.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle…