CALL OF DUTY COLD WAR Almaya Değer mi?

Call of Duty Cold War

Call of Duty Cold War

Bu inceleme diğer inceleme yazılara nazaran çok daha farklı bir konseptte olacak sevgili arkadaşlar. Normalde bizim inceleme düzenimiz şu şekildedir. Önce beklentilerim ardından hikaye ve akabinde oynanış, sesler, performans vs. konuşup en son genel görüşlerimizi belirtir ve olaysız dağılırız. Bu sefer pek öyle olmayacak. Nedeni ise basit. Zira bu oyunda konuşmaya değecek bir senaryo modu yok. Bu inceleme daha çok Call of Duty Cold War almaya değer mi? sorusuna cevap arayacak. Malum Activision her yeni Call Of Duty ile senaryodaki kalite çıtası aşağı çekmeye devam ediyor. Bize de pek konuşacak konu kalmıyor. O konulara geleceğiz ama ben önden belirteyim dedim.

Dediğim gibi bu incelemeyi diğer incelemelerden farklı kılan en önemli husus bu incelemenin daha çok “Call Of Duty Cold War alınır mı alınmaz mı?” sorusuna cevap vermeye çalışıyor olması olacak. Zira her sene koşa koşa Call of Duty alan tayfanın merak ettiği konu bu. Yoksa senaryoymuş, müziklermiş, sanat tasarımıymış. Kimin umurunda? Canımız Call of Duty oynamak istiyor ve bizim asıl merak ettiğimiz ”bu oyun o oyun mu?” sorusunun cevabı aslında. E hadi o zaman gelin beraber inceleyelim.

maxresdefault-2

COD ne demekti?

İncelemeye Call of Duty serisinin benim için ne anlam ifade ettiğine kısaca değinerek başlamam gerek. Sizi burada biz zamanında şöyle Cod atardık, şöyle sabaha kadar internet kafede sabahlardık hikayelerimle ile cringe etmeye niyetim yok. Call of Duty ben ve milyonlarca insan için basit anlık eğlencedir. Nokta. Bütün gün çalışıp, eve gelip 2 saat kafa dağıtayım diye açılan oyundur. İnsanların bu seride değişikliğe tahamülü fazla yoktur bu yüzden. Öğrenme çıtasının aşağıda tutulması, 10 yıl sonra bile oyuna giren adamın çok rahat adapte olabilmesidir as olan. Ve evet Call Of Duty bu işin piridir. Benim içinde yıllarca Call of Duty hep bu çizgide kaldı. Alırım, hızlıca senaryoyu bitiririm (İnsanların çoğu buna bile tenezzül etmez) Hemen online maçlara girip günlerimizi hatta aylarımızı gömeriz.

Geçen hafta PS store satın alacak oyun avına çıkmış, indirimlerde Call Of Duty Cold War’ı görünce küçük bir sürünmeceden sonra satın almaya karar vermiştim. Zira en son oynadığım Call of Duty oyunu WW2 idi ve açıkcası ikinci dünya savaşını yalamış yutmuş bendeniz bile mevzu oyunlara gelince bu konseptten çok sıkılır hale gelmiştim. Kimse kusura bakmasın ama 77 milyon insanın öldüğü, milyonlarca kadının tecavüz edildiği bir savaşı anlatabilecek bir oyun, daha doğrusu bir baba yiğit yok. O yüzden bana hep bir itici gelir bu oyunlar. Haliyle WW2 senaryo modu fena olmasa da kısa sürede benim radarımdan çıkmıştı.

Bitti mi sahiden?

E madem Call of Duty açlığımız da var, hem şu yeni adaptive trigger’ı da görürüm bahanesi ile oyuna parayı kıydım. Yaklaşık 4-5 saatlik kısa ama son zamanların en farklı senaryo modlarından birine sahip, “hani o kadar para verdim yok mu daha fazla görev” diye bakınırken birden bire kendinizi bitiş jeneriğinde görüyorsunuz.

Activision muhtemelen şöyle düşünüyor. Senaryo modu artık çok az oynanıyor (Bunu PSN kupa istatistiklerinde görmek mümkün. Oyunu bitirenler genelde %20 altında) e o zaman biz buna fazla zaman harcamayalım. 4-5 saat yeter. Hem kim uğraşacak 20 saat senaryo ile. Değil mi?! Hani adamlarda öyle bir kibir, öyle bir ego var ki! Biri de çıkıp “Ulan eskiden millet bu senaryo moduna bayılırdı. Vasat Ghost karakteri için bile neredeyse gıyabi cenaze namazı kılacaktı insanlar. Acaba artık biz b*k gibi senaryo modu yaptığımız için oynamıyor olabilirler mi?” dememiş. Yok yahu biri bile dememiş. Özgüvene bak adamlardaki. Demek ki istemiyorlar deyip 4-5 saat hikaye koyup gelmişler.

cod_bo_cold_war_amsterdam_2-1165-1080

Hayır arkadaş bu oyun full price değil mi? Hatta PS5 versiyonu için benden para alıp, alay eder gibi PS5 versiyonu alırsanız PS4 versiyonu bedava ehehehe demediniz mi? Eee bu ne arkadaşım? 4 saat ne? Wattpad’deki ergen kızlar bile çok çok daha uzun senaryolar yazıyor (Yok sizinkiler daha iyi, o kadar da değil) Kimse kusura bakmasın ama bu resmen oyuncu ile alay etmektir.

Evet senaryo modu son zamanlarda çıkan en farklı Call Of Duty senaryosu. Farklı mekanikler, farklı bir hikaye anlatısı denenmiş. Hatta oyuna seçimler ve iki farklı son bile eklenmiş. (Vatan Partisi üyesi değilseniz aslında tek bir final var) Ancak her şey o kadar olduda bittiye geliyor ki. Koca bir şaka gibi geliyor insana.

Yangından Mal Kaçırır Gibi

Mesela Türkiye’de geçtiği için çokça konuşulan o Trabzon bölümü. Patlamalar, trafik kovalaması, RC araba ile uçak patlatma, çatışma falan darken sizce kaç saat sürmüştür? Daha doğrusu kaç dakika sürmüştür? Ben söyleyim. Call Of Duty’i Call Of Duty gibi oynayan biri için maksimum 5 dakika! Hadi acemisin, hayatında hiç FPS oynamadın diyelim. Taş çatlasın herşey dahil 10 dakika süren bir bölüm. Çatışmaya giriyoruz 30 saniye, arabalara biniyoruz 30 saniye, kovalamaca 1 dakika ve final. Kaldı ki bu bölüm ilerisi için çok ama çok kritik bir ana ev sahipliği yapıyor. Bayağı epik bir görev sözde.

Yahu arkadaş koridor oyunusun sen. Uzat koridoru 2 adam fazla vuralım, havalimanı içinde de çatışalım nedir bu yangından kaçırır gibi.

Al bak uçak, hadi ateş et, al bak patladı, woooow epic sahne bak bak patladı uçak, gördün mü? Ha tamam yeter bitti. Geç şimdi yeni bölüme”

Vallahi oyunun yarısından fazlası bundan ibaret. Hele hele 21 yıl süren Vietnam savaşını 10 dakikada anlatmalarını saymıyorum bile. 10 dakika için bir kasabayı temizliyor, helikoptere biniyor, 3 helikopter 10 zırhlı araç sayısız kampı yok edip, tepe üstündeki ABD üssünü kurtarıyoruz. Bitti mi? Hayır üstüne üstüne atom bombasını sanki bir damacana su şişesi alıyormuş gibi alıp kaçıyoruz. Ancak finaldeki Vietnam bölümleri atmosfer olarak Battlefield dan fersah fersah daha iyiydi. Yiğidi öldür hakkını yeme.

maxresdefault-3

Evet senaryo modu eğenceli, farklı ama çok çok kısaydı. Onun dışında klasik bir Call Of Duty işte. Şimdi gelelim asıl konumuza Multiplayer.

Senaryo Kısa, Peki Multiplayer Ne Alemde?

Call of Duty serisini en büyük rakibi olan Battlefield’dan ayıran en önemli özelliği küçük ama keyifli haritalarda çok seri bir oynanış sunmasıdır. Öyle Battlefield’da olduğu gibi öldün, yerde medic bekledim, spawn olacağım yeri seçtim, çatışma alanına geri gittim falan yok. Öldün mü? Pat hemen yeniden spawn olup oyuna çok hızlı bir şekilde devam edersin.

Aslına bakarsanız benim sevdiğim olay da tam olarak bu. Benim için hız, refleks ve basit ama etkin stratejilere dayanan oyunlar çok daha zevklidir. Bu oyunların en büyük özelliği ise ustalaşmak için sürekli oynamak zorunda olmamanızdır.

Misal benden örnek verelim. Ben son dönemlerde en başarılı FPS oyunu olarak Tom Clancy’s Rainbow Six Edge’i görüyorum. Gerçekten az buçuk zeka, strateji isteyen çok zevkli bir oyundur kendisi. Fakat şöyle bir sorun var. Bu oyunlarda ustalaşmak zaman ister. Peki, zaman ayırdım ustalaştım yetti mi? Hayır! Üstüne sürekli oynayarak kendinizi antremanlı tutmak, yeni silah ve karakterlere göre strateji geliştirmeniz gerekmektedir.

Kimse kusura bakmasın ama benim böyle bir zamanım yok. Bu incelemeyi gece 2 de yazıyorum. Zira son 2 hafadır gece geç saatlere kadar mesai yapıyorum. Hayatımı bir oyuna gömecek ne zamanım ne de isteğim var. İşte tam bu noktada FPS PvP oyun açlığımı uzun zamandır BF kapatıyordu

Hızlı Küçük Haritalar

Advanced Warfare sonrası COD serisine uzun bi ara vermis ve BF ile gayet güzel zaman geçiyordum. Ancak BF de devasa haritalarda oyanamak yerine klasik küçük haritalarda 15vs15 PvP maç atmaya devam ediyordum. Kısacası hala bir COD oyuncusuydum. Arada Titanfall’u denedim ama Titan mevzusu ve botlar canımı sıkıyordu. (bu arada Titanfall 2 senaryo modu mutlaka ama mutlaka oynanmalı) Deli gibi COD oynamak istiyordum kısacası 😀

b24766ddc2ceef25e4e93f39242bcd1f-1

İşte tam olarak böyle bir dönemde girdim Call of Duty Cold War’a ve diyeceğim şu ki bu oyun benim yıllardır aradığım, beklediğim o oyun arkadaşlar. Uzun zamandır bu kadar zevk alarak, heyacan duyarak oynadığım bir multiplayer FPS hatırlamıyorum. Gerçekten günlerimi yıllarımı hatta ömrümü bu oyuna verebilirim. Aradan geçen onca yıl sonra paslanmışım, level’ım düşük şimdi bunlar beni hallaç pamuğu gibi çırpar diye düşünürken ilk maçımda KD oranım 9’un üstündeydi. Hızlıca sürekli yer değiştirme, düşmanların yeni spawn yerlerini tahmin edip arkalamaya çalışmak, yeterince adam vurup hızlıca bombardıman uçağı ile düşmanları vurmak.

Resmen lise yıllarıma döndüm sevgili okur. Okuldan kaçıp saatlerce deli gibi COD 5 oynadığım o günlere döndüm. Şu oyunu kendi arkadaşlarımla aynı cafede oynamak için neler verirdim bir bilseniz.

Haritalar Muazzam

Haritalar çok iyi. Hele hele Satellite ve Miami haritaları. Eski oyunları yalamış yutmuşlar içinde aslında tanıdık mapler. Ancak o kadar dengeli ve oturaklılar ki. Açık söyleyim hiç bu kadarını beklemiyordum. Eğer bir COD hayranı iseniz ve amacını multiplayer ise gönül rahatlığı ile bu oyunu alın derim.

Ederi Ne Bu Oyunun?

Şimdi başta da dediğim gibi. Yazının asıl amacı bu oyun alınır mı? Ben yeni nesil sürümü için tam tamına 330 lira verdim. Değer mi derseniz, 5 litre teneke yağı 90 lira olduğu bir yerde bu oyun 300 lira eder. Malum artan kur ve oyun fiyatları üzerine bu tarz iddialı cümleler kurmak biraz riskli ama maalesef yapacak bir şeyimiz yok. Lisede hafta sonları çalışıp harçlık yapardım kendime. O zamanlar günlüğüm 40 liraydı. İki gün çalışıp 60 liraya yeni çıkmış olan COD Advanced Warfare alıp, kalan parayı haftalık harçlık etmiştim kendime.

Şu an geldiğimiz noktada maalesef hiçbir oyun verilen ve harcanan emeğin karşılığı değil. O yüzden sıvı yağ örneğini verdim. Bunu dediğim zaman 300 lira az paramı diyenler oluyor. Evet az para maalesef. 300 liraya neler yapabildiğinizi düşünün. Öyle karar verin. Neyse bu can sıkıcı konuyu geçip teknik detaylara girelim.

Görsellik

Call of Duty serisi benim gözümde hiçbir zaman müthiş grafikleri olan, çağın ötesinde olan bir oyun serisi olmadı. Genelde ortalamanın çok üstünde ama en iyisi de olmayan bir ortalamaya sahiptiler. (Call of Duty Ghost faciası hariç) Bu da öyle bir oyun. Call of Duty Cold War çok iyi görselliğe sahip ama ne bir The Last of Us Part 2 ne de bir Red Dead Redemption 2. Ancak sektör ortalamasının çok üstünde. Ben oyunu PS5 üzerinde yüksek doku paketi indirilmiş halde oynadım. RTX açık gayet akıcı bir şekilde yağ gibi aktı. Ha ilk defa bir oyunun PS5 üzerinde FPS düşüşü yaşadığını gördüm. Oyun yer yer bir iki yerde 30 FPS civarına düştü ama göz ardı edilebilir.  

Ne online modda ne offline senaryo modunda göze batan, eğrelti duran, yarım kalmış, hatalı bir bölüme ben rast gelmedim. Activison her ne kadar aç gözlü bir kan emici de olasa en azından bitmiş oyun çıkarıyor. (2021’de övdüğümüz şeye bak.)

maxresdefault-3-1

Ah Dualsense

Hazır teknik konulara girmişken gelelim şu adaptive trigger muhabbetine. Şimdi adaptive trigger teknolojisinin şöyle bir dezavantajı var. Üst üste sürekli bu teknolojiyi destekleyen oyunlar oynayınca sanki bu teknoloji hep vardı da bunlar standart bir takım özelliklermiş gibi geliyor. Kısacası sıradanlaşıyor. Ben üst üste bu özelliği kullanan oyunlar oynadığım için beni öyle aman aman etkilemedi. Ta ki başka bir oyuna girene kadar. Biraz kafa dağıtmak için tekrar BF1’e dönünce anladım Adaptive trigger’ın ne büyük bir nimet olduğunu. Meğerse ne yavan ne boşmuş herşey dedirtti bana. Şaka maka sırf bu özelliği bulamadığım için geri çıktım oyundan. Baya baya hızlı alışıp, kolay kolay vazgeçemediğiniz bir özellik kısaca.

Her silaha ama her bir silaha özel çalışmışlar. Silahların tetiklerinin geri tepmesine kadar ince ince feedback veriyor controller size. Belki bazıları bu mu yani diyebilir. O arkadaşlara tavsiyem hemen başka bir oyuna girip aradaki farkı görmeleri. Kısacası adaptive trigger oyun dünyasının yeni standartı oldu diyebiliriz.

Sesler ve Müzikler

Son olarak her zaman yaptığımız gibi kısaca ses ve müziklere girelim. Şimdi benim elimde öyle özel oyuncu kulaklığı yok. Dümdüz stereo Boss kulaklık var. Ancak bu tarz oyunlarda olmazsa olmaz olan çevresel ses kasma nizami bir şekilde işliyor. Çok ama çok rahat bir şekilde düşman arkamda mı? Üstümde mi anlaşılıyor. 2021 dünyasında bunu övecek değilim. Sadece gayet düzgün çalışıyor demek istiyorum.

Oyun malum 80’lerde geçiyor. 80’ler demek kaliteli müzik demek aynı zamanda. Senaryo modu çok kısa olduğu için fazla duyamasakta bir kaç sekansta kulağımıza çalınan müzikleri gayet hoş. Self Control’ü basıp geçebilirlerdi ama yok, güzel bir soundtrack oluşturulmuş. Birkaç kez oyunu durdurup “Aaa neydi ya bu müziğin adı”dedirtmeyi başardı. Maalesef çoğu oyun bilindik iki cılkı çıkmış müzik koyup geçmeyi tercih ediyordu. Yine zamanın azizliği diyorum. Yoksa çok güzel müziklerle unutulmaz birkaç kovalama sahnesi fena olmazdı.

maxresdefault

Özetle

Evet artık toparlayalım. Kısaca özetlemek gerekirse. Call of Duty Cold War 4-5 saatlik ortalama üstü senaryo modu için alınacak bir oyun kesinlikle değil. Kötü bir senaryo modu var demiyorum. Hatta bir iki farklı şey bile denemişler ancak kesinlikle bu ücreti hak etmiyor. Ancak online modu size çok eğlendirecektir orasında şüpheniz olmasın. Hele hele benim gibi yıllardır bu tarz bir oyun noktasında açlığınız var ise resmen biçilmiş bir kaftan Call of Duty Cold War. Keşke mesailerim bitse de cuma sabahından pazar gecesine kadar oynasam diyorum. Gerisini siz düşünün. Tüm bunların ışığında karar siz sevgili okurlarımıza ait. Eğer indirimi denk getirir kendi bütçenize uygun bir fiyattan yakalarsanız kaçırmayın derim.

Merhaba, ben Yusuf. İlk zehrim olan Gameboy'dan beri çeşit çeşit platformlarda bir çok oyunu oynama ve deneyimleme fırsatım oldu. Şimdi bu deneyimlerimi sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.