GOTİK KLASİKLER KUŞAĞI #4 RED RIDING HOOD (2011)

Çocukluğumuzda bize anlatılan bazı masalların aslında tüyler ürpertici olduğunu fark etmiş miydiniz?

Cadı tarafından kuleye kapatılan kızı görmeye gelen prensin düşüp kör olması (Rapunzel), ormanın içine şeker ve çikolatadan ev inşa eden cadının aslında küçük çocukları bu yöntemle çekip yemek istemesi(Hansel ve Gretel), canavara dönüşen bir prensin babasını kurtarmaya çalışan zavallı bir kızı terk edilmiş şatosunda esir tutması (Güzel ve Çirkin), Sindirella’ya yardım eden sevimli kuşların masalın sonunda üvey anne ve kızlarını cezalandırmak için gözlerini oyması (Sindirella) vb.

Bunların aslında çocukları eğlendirmek adına yazılmadıklarını öğrenmek içinizi bir nebze rahatlatır belki. Bunlar, Avrupa halk masalları; bir çeşit mitolojilerini oluşturuyorlar. Bizdeki Şahmeran hikayesi gibi. Fakat zamanda değiştirilip yumuşatılarak çocuk masalları haline getirilmiş ve buradan tahmin edebileceğiniz üzere asıl versiyonları dinlediklerimizden çok daha vahşi ve cinsellik içeriyor.

 

Kırmızı Başlık Kız“, bu masalların içinde en korkunç olanlarından biri. Zavallı küçük kız, ninesiyle beraber kurt tarafından canlı canlı yutuluyor ve sonrasında bir avcı kurdu öldürüp karnını yarınca kurtuluyor. Sanırım “Yabancılara Güvenme” teması daha az şiddet dolu bir hayal gücü ile daha masum bir öyküde işlenebilirdi. Fakat onun yerine, küçük çocukların kabuslarını kolayca süsleyebilecek gotik bir masalı tercih etmişler.

Warner Bros da böyle düşünmüş olmalı ki, 2011 yılında, Amanda Seyfried, Billy Burke, Gary Oldman, Shiloh Fernandez ve Max Irons gibi isimleri toplayıp “Kırmızı Başlıklı Kız” masalını harika bir fantastik gerilime dönüştürmüş. Kötü, büyük kurdun bir kurt adama dönüştürüldüğü yapımın romanı Sarah Blakley- Cartwright tarafından ayrıca yazılarak filmin gösterim tarihine yetiştirilmiş.

Çekimleri Kanada‘da yapılan ve konu olarak Orta Çağ’da geçen Red Riding Hood, yine ormanın ve hatta genel olarak zorlu doğa koşullarının başrollerde yer aldığı bir film. Tam ormanın kenarına kurulan basit bir köyün tek derdi (fakirlik haricinde) kendilerine musallat olan bir kurt. Son 20 yıldır en iyi hayvanlarını ona sunarak bir çeşit barış yapmışlar ve bu sayede kimse ölmemiş.

RED RIDING HOOD
RED RIDING HOOD

Güzel aktris Amanda Seyfried‘in canlandırdığı Valerie, oldukça güçlü ve dikbaşlı bir karakter. Küçüklüğünden beri karanlık tarafa bir eğilimi olduğunu da daha ilk sahnede görüyoruz. Ailesinin kendisi için köyün en zengin ve en yakışıklı genciyle (Max Irons) ayarladığı evliliği istemiyor ve bir anda çocukluk aşkı Peter (Shiloh Fernandez) ile kaçmaya karar veriyorlar. Fakat kız kardeşinin bir gece öncesinde kurt tarafından öldürülmüş olmasının duyulması bu kaçışı durduruyor.

Kurdu avlamak için toplanıp galeyana gelen köylüler dağa çıkıp sıradan bir kurt yakalayınca yardımlarına gaddar metodlara başvurmaktan çekinmeyen Peder Solomon (Gary Oldman) yetişiyor ve aradıklarının aslında geceleyin kurda dönüşebilen bir insan olduğunu açıklıyor.

Yani kurt, içlerinden herhangi biri olabilir.

Bu kurt avının tam da kanlı aya denk gelmesi, kanlı ayda ısırılan herkesin kurda dönüşebilecek olması ve gizli bir amacı bulunan kurdu anlamaya çalışan Peder Solomon’un canice sayılabilecek yöntemlere başvurması ortalığı iyice karıştırıyor.

Gerilim, kurdun kimliği ve amacı gizlenerek inşa ediliyor; kurdun asıl peşinde olduğu ve onunla iletişim kurabilen tek kişi olan Valerie, herkesten hatta en sevdiklerinden bile şüphe etmeye başlıyor. Orta Çağın dönemsel özelliklerinin de güçlendirdiği belirsizlik teması filmin gerilim dolu ve tekinsiz atmosferini oluşturuyor.

VALERIE VE KURDUN SOHBETİ

Sonu ile ilgili spoiler vermemeye çalışıyor olsam da Valerie ve Kurt (kimliğini açıklamıyorum) arasında son sahnelerde geçen sohbetten biraz bahsetmek istedim. Kurt, ona daha önce hiç gitmediği yerlere, Londra’ya gitmeyi vaad ediyor. Valerie’nin kendisinden bile daha güçlü olacağını ve bu sayede dilediği her şeye sahip olabileceğini anlatıyor. İçinde karanlık bir taraf bulunduran Valerie ise bu teklifi hiç düşünmeden reddediyor. Tabi ki, sevdiklerini öldüren kurdu affetmesini beklemiyorum ama teklif, şimdiki kurttan daha güçlü olmayı içerdiğine göre ondan kolayca kurtulabilirdi. Filmin kahramanının korkunç bir canavara dönüşmesinden yana olmasam da sizce de biraz daha tereddüt etmesi gerekmez miydi?

RED RIDING HOOD
RED RIDING HOOD

Valerie’nin babasını canlandıran Billy Burke, Peder Solomon’u canlandıran Gary Oldman ve istenmeyen nişanlıyı canlandıran Max Irons’un başarılı oyunculukları ile tamamlanan film, listemizdeki diğer gotik filmlerden biraz daha fazla hayatta kalma savaşı içeriyor. Zaten kurt adam temasının gotik ögelerle birleştirilip gotik bir film elde edilmesi kolay olsa da kurt adamlar ölümden çok yaşamı temsil ediyorlar. Bu açıdan da benzerlerinden ayrılmayı başarıyorlar.

Not: Gotik Klasikler Serisinin önceki yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

  1. The Crow
  2. Sleepy Hollow
  3. Dracula 1992
Sinema ve dizi meraklısı