QUEEN OF THE DAMNED – Tüm Vampirlerin Annesi | Film İncelemesi

Edebiyat dünyasından sinema perdesine aktarılmış bir eserle daha karşı karşıyayız. Vampir edebiyatı dendiğinde akla gelmesi gereken kadın. Diyeceksiniz ki film değerlemesi değil mi bu? Evet arkadaşlar haklısınız ama film hoşunuza giderse neden kitabını da ya da kitaplarını da okumayasınız:) Bu hayal gücü geniş kadın cilt cilt kitap yazmış dahi olsa sadece iki tanesi senaryolaştırılıp film haline getirildi. Biri tabii ki herkesin bildiği “Vampirle Görüşme (Interview with the Vampire)” diğeriyse Queen of The Damned, Türkçe adı ile Lanetliler Kraliçesi.

Vampir Edebiyatının Kraliçesi: ANNE RICE

Lanetliler Kraliçesi, Anne Rice’ın Vampir Günceleri serisinin son kitabıdır. İlk iki kitap sırasıyla Vampirle Görüşme ve Vampir Lestat’dır. Vampir Lestat diye bir film yok çünkü senaryolaştırırken iki kitap birleştirilmiş ve tek filmde harmanlanmış. Kitabın gevşek bir uyarlaması olduğu için ilk film kadar ilgi görmese de yine de gişede bütçesini çıkardı.


Başrollerinde Stuart Townsend, Aaliyah, Marguerita Moreau, Vincent Perez, Claudia Black, Paul McGann ve Lena Olin‘in yer aldığı 2002 yapımı filmin yönetmen koltuğunda ise Michael Rymer oturuyor.

Filmin konusuna gelecek olursak; yüz yıllık uykusundan uyanan Lestat yeniden dünyadaki eski yerini almak ister. Ama karşılaştığı şey bıraktığı şeyden daha farklı ve ilgi çekicidir. Değişen ve gelişen bu dünyada bencil vampirimiz kendini bir ilah olarak ‘yeniden’ dünyaya getirir ve dünyaca tanınan bir müzik yıldızı halini alır. Herkes onun adını haykırıp -kanımı iç- derken Lestat’ın asıl düşüncesi tamamen farklıdır. Vampirliği dünyaya malzeme konusu yapmış ve
hedef tahtasını üstüne asmıştır aslında ve bunun da farkındadır. Beklenen gün gelir ve Death Valley’deki konserde birden müzik durur, sahne kalabalıklaşır, Lestat afallar ve birden sahnede sonradan beliren adamlar meşale gibi yanmaya başlar. İnsanlar bunu şov sanırken Lestat ne olduğunu anlar. Bu Akasha’dır. Vampirlerin annesi, Lanetlilerin kraliçesi.

Queen of The Damned Hakkında Naçizane Yorumum

Vampirler ve mitolojinin özellikle Mısır’ın konu edilmesi beni kendine çekmişti ilk olarak. Birinci film kadar vahşi değil biraz daha minnoş kalıyor ama vampirliğin kökenini, nerden geldiklerini ya da aslında ne olduklarını öğrendikleri bir film bu. Türü korku olarak geçse de pek korkmayacaksınız emin olun. Ayrıca çoğu filmde görmeye alışık olduğumuz dini öğeler burada yok bu bakımdan da boğucu değil. İzlerken Stuart’ın yakışıklılığına hayran kalıp, Aaliyah yürümeyi mi bilmiyor acaba diyeceksiniz. Vincent ne kadar da karizmatik öyle derken ya bu Lena ve insanlar ne alaka diyeceksiniz. Aman aman oyuncular yok evet ama kaliteli oyunculuklar var. Çok şey vaat etmiyor ama bu türü seven biriyseniz izlemeden geçmeyin derim.

Bu arada gotik yapımları seviyorsanız Gotik Klasikler Serisi yazılarımıza göz atmak isteyebilirsiniz.