legion film

Kanadınıza Kramp Girsin: LEGION – Film İncelemesi

Merhaba makinalı tüfek kullanan melek severler. Bu haftaki konuğumuz, Netflix’den de rahatlı bulabileceğiniz, melekli, kıyamet günlü bir film olan Legion. Bakalım dünyada ve cennette neler oluyormuş…

Melekleri Karıştırmamak Lazım

Türkçesi “Kıyamet Melekleri” olan filmimizin özeti şu şekilde; Yolları hiçliğin ortasında kesişmiş olan bir grup insan, bir an önce işlerine güçlerine dönmek istemektedirler. Farklı nedenlerle yol kenarında bulunan restoranda kalmış olmanın verdiği strese bir de ufak ufak gelişen doğa üstü olayların negatif etkileri eklenmeye başlamıştır. Kendilerini sıradan birer kişi olarak düşünen bu insanlar, aslında insanlık için verilecek ölüm kalım savaşında anahtar rol oynayacaklardır.

Bizde neden böyle dondurmacılar yok? Cevap aslında soruda gizli.

Legion filminde konu teorik olarak fena sayılmasa da pratiğe dökülebilmiş mi o kısma bakalım

Baş Melek Michael Bir Destek Lütfen?

Gelişmeler açısından film hızla ilerliyor. Kısaca karakterleri tanıdıktan sonra aksiyonun dozu yavaş yavaş yükseliyor. Söz konusu restoranda mahsur kalmış olan karakterlerimize Baş Melek Michael eklenmesiyle olayların çapı büyüyor. Genel olarak oyunculuk hakkında bir kaç cümle etmem gerekirse ortalama diyebilirim. Açıkçası göz dolduran bir performans yok, ancak kötü olduğunu da söyleyemeyeceğim. Baş Melek rolüyle karşımıza çıkan Paul Bettany‘ye “Abi suratın ifadesiz olursa melek rolünü yediririz.” dediklerini düşünmekteyim. Dediğim gib kötü değil, zaten bir melekten de çok duygusal bir şeyler beklemiyorum ancak soğuk kanlı bir katilden de çok farkı yok. “Meh müh” seslerini çıkararak fazla tatmin olmadan izletiyor kendisini.

Lucas Black, Tyrese Gibson, Adrianne Palicki ve Charles S. Dutton önde gelen oyuncularımız arasında. Rollerini fena canlandırmasalar da maalesef basmakalıp karakteristiklere sahipler; aralarında meleği görene kadar dinden uzak duran da var sonrasında fazlasıyla inanan da. Ufak tefek ırkçılık göndermeleri de yapılırken maalesef çoğunlukla klişe sahneler görmekteyiz. Genel olarak insanı sıkmıyor ancak hep kendime “Daha iyisi yapılabilir miydi? Evet muhtemelen yapılabilirdi.” soru ve cevaplarını üretirken buluyorum.

Dünyaya Adapte Olmak Kolay Değil

Sanırım doğa üstü varlıkların, restoranda kalmış olan kişilere ulaşmaya çalıştıklarını söylersem spoiler olmaz. Dediğim gibi ulaşıp ulaşamamaları insanlığın kaderini belirleyecek seviyede önemli. Hal böyleyken, insanlara yardıma gelen Micheal, silah dağıtıyor, gaz veriyor, insanlar da “Allah Allah!” efektiyle (yani tam olarak öyle olmasa da) başlıyorlar doğa üstü varlıklara ateş etmeye. Üç aşağı beş yukarı hepsi bu kadar. Yani farklı bir şeyler olmuyor maalesef. Tabi insanların pek özel kabiliyetleri yok ancak Micheal için birkaç farklı güç / mucize yaratılabilirdi. Yani o da insanlar gibi savaşıyor, hareket ediyor hatta yaralanıyor. E nerede kaldı meleklik?

The Legion film
Onlarca doğa üstü varlığa karşı silah kullanmayı bilmeyen dört kişi…Bahisler kime?

Tahmin edebileceğiniz gibi Micheal için ayarlanmış olan bir de düello sahnemiz var. Maalesef ki bu kısmın da, filmin güçlü olan yerlerinden olduğunu savunamıyorum.

Doğa üstü güçlerin, doğa üstü güçlerini görememe durumumuz düşmanlar için de geçerli;sanırım filmin senaryosunu yazmış olan Peter Schink ve Scott Stewart özel efekt kullanılmaması için bir çeşit yemin etmişler. Devamlı restorana hücum eden kişiler görmekteyiz, çoğunlukla savaş bu şekilde ilerliyor. (Herhalde dünyaya adapte olamadılar diye düşünmek istiyorum) Konuyu tekrar tekrar yazdığımın farkındayım ama açıkçası biraz hayal kırıklığı oldu, filmden sizlerin de böyle beklentisi varsa, sizleri korumak benim görevim 🙂

Dünyanın Sonunun Gelmesine Son Engel 

2010 Yapımı olan filmin IMDb puanı 5.2 olarak gösteriliyor. Ben de bu puanlamaya yürekten katılıyor, hatta biraz daha düşük puan bile verilebilirdi diyorum. Eğer “şöyle açayım Netflix’i, 1 saat 40 dakikam fazla kafa yormayacağım ortalama bir film ile geçsin, hafiften fantastik olsun (çok hafiften)” diyorsanız Legion uygun bir tercih olabilir ama dediğim gibi çok bir beklentiniz olmasın. Özellikle türe aşina olan kişilerin bir çok sahneyi önceden tahmin edebileceklerine inanıyorum.

Bir sonraki yazımızda daha derin, daha dolu ve daha tatmin edici bir eserle buluşuncaya dek Michael’ın yanınızda olması dileğiyle.

Meraklısı için, hafiften spoiler’lı fragmanı da şöyle bırakayım. İyi seyirler.