WASTELAND 2 – Fallout’a ve Radrasyona Selam! – Oyun İncelemesi

Kıyamet sonrası hayatta kalmayı sever okurlarımız, Wasteland 2’den herkese merhaba. Corona nedeni ile eve tıkıldığımız, belki normalden daha fazla oyun oynadığımız bu günlerde, bize uzun oyunlar lazım. Sadece uzun değil, her açıdan mümkün oldukça doyurucu oyunlar lazım, İşte bu kafayla, uzun süredir hep geriye attığım oyun, Wasteland 2’nin başına oturdum. Peki iyi mi yaptım? Onun detayları da yazımızda. İyi okumalar.

Wasteland 2 -Bu Toprakları Kim Mundar Etti?

Waseland 2 Kıyamet sonrasında radrasyonun her tarafa yayıldığı, ecüş bücüş yaratıkların kol gezdiği bir dünya. Böyle denince akla Fallout serisi gelebilir. Gayet de doğru bir tepkidir. Fallout’da olduğu gibi, Wasteland 2 oyununda da insanlığı neyin karanlık çağa sürüklediğini tam olarak bilmiyoruz. Ancak şu bir gerçek ki, insanlık düşmüş, herkes yiyecek ve su derdine düşmüş. (yiyecek yalan aslında karakterler acıkmıyor?). Devlet denilen bir şey kalmamış, güçlü, güçsüzün canını alır olmuş. İşte tam bu karanlığın ortasında yıldız ışığı gibi parlayan bir grup var: Desert Rangers!

Go Go Power Pardon Desert Rangers!

Oyunun yapımcısı olan İnXile Entertainment’ın (firmayı merak edenler için https://www.inxile-entertainment.com/) Fallout ve Bard’s Tale gibi oyunlarda da çalıştıklarını belirtmem gerek. Tüm dünya radrasyon nedeni ile kırılmıştır. Son medeniyet kırıntılarından biri de Desert Rangers adlı ekiptir. Kendileri “adaleti” temsil eden son güç olarak görülmektedir. (İnsan kendi canını ve cephanesini neden bir karşılıksız harcar, bilemedim)

Biz de bu organizasyona yeni katılmış bir üye olarak oyuna başlıyoruz. Daha doğrusu gerekli eğitimi almışız, bize verilen ilk görevi de yaparsak tam anlamıyla kabul edileceğiz. Peki karakterimiz kimdir, necidir, neden Desert Rangers?

Köpeklerin tehlikeli olup olmadıklarını anlamak için sol üst tarafta bulunan, kan gölündeki arkadaşa bakabilirsiniz.

Tek kişilik senaryoyu destekleyen oyunumuzun türü RPG. Yani sıfırdan karakterimizi oluşturuyoruz. Oyun 2014 yapımı olmasından mıdır bilemiyorum ama ilk eleştirim oldukça az sayıda karakter portfoyu olması (Yani karakterimiz konuşurken çıkan resim) Çok önemli bir eksi sayılmaz ama böyle ayrıntılar da benden kaçmaz. Bunu atlattıktan sonra karakterimizin statlarını dağıtıyoruz. Statlar kısaca açıklanmış. Zaten bu türe aşinaysanız 10 dakikada karakterinizi yaratıyorsunuz. Zevkinize göre çekiç gibi ağır yumruklar atabilir, sniper ile düşmanı metreler ötesinden avlayabilir, ya da pompalı tüfekle olayı “yakından” halledebilirsiniz. Bunlara alışkınız. Şimdi alışkın olmadığımız bir kısma gelelim. Yani “ass” kısmına. (Oyundaki kelime ile yazdım, vallahi suçum günahım yok)

Kiss Ass, Bad ass, Smart Ass

RPG oyunlarında dialoglar çok önemlidir; Hep olmasa da, karakterimiz çenesiyle, aklıyla sorunlara çözüm bulabilmeli ve işin içinden çıkabilmelidir. (Evet bende savaşmayı seviyorum ama zeki, ağzı laf yapan karakter oynatmak da ayrı güzel, denemediyseniz deneyin, beğenmezseniz konuşuruz) Wastland 2 bize tam olarak bunu veriyor; Karakterimizin sosyal kabiliyetleri üçe ayrılmış durumda. Yavaştan değineyim, öncelikle Kiss Ass.

Kiss Ass, aslında adından da anlaşılabileceği gibi, daha çok “yağcı” bir tip peşindeyseniz, puan vermeniz gereken dal. Ne kadar çok puan verirseniz o kadar dalkavuk, o kadar omurgasız bir karakterimiz oluyor. Karşımıza çıkan kişileri kız erkek demeden destekliyor, hayran oluyor ve bu şekilde yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. 2-3 Puan vermekte fayda görüyorum.

Bad Ass, tek kelime ile zorbalık sevenler için. Yani eğer karşıdakini korkutarak, efendim sindirerek hedefe ulaşmayı seçiyorsanız kesinlikle doğru tercih olacaktır. “Beni benden alırsan, seni sana bırakmam.” cümlesinin daha ağır ve kırıcı versiyonu şeklinde konuşma kabiliyeti diyebiliriz.

Red Kit kimmiş biz de yüzde yüz vuruyoruz!

Son olarak geldik benim favorime. Smart Ass’ı “çakallık, kurnazlık” şeklinde adlandırabiliriz. “Bak şimdi sen onu öyle yapıyorsun ama, aslında şöyle şöyle yapsan hem sen hem biz rahat ederiz.” tadında yol gösteren, olayın ince tarafını gören konuşmalar için gayet etkili.

Wasteland 2 – Eski Ama Sağlam

Karakterimiz yarattıktan sonra oyunun bize vermiş olduğu karakterlerden de seçerek grubumuzu oluşturuyoruz. Oyunun kesinlikle affı olmadığı için grubunuzu akıllıca kurmanızı tavsiye ederim. Ayrıca unutmayın ki her türlü kaynak sınırlı, yani sadece ateşli silahlar üstüne gitmek (en azından başlangıç için) çok iyi bir strateji olmayabilir. (Bu arada sanırım önümüzdeki hafta bir strateji rehberi yazacağım, çok fazla detay var, tadından yenmez!) Ardından da Desert Rangers adına maceralara çıkıyoruz. Söz konusu olan organizasyonun görevlerini yapmamak gibi bir opsiyonumuz pek fazla yok. Evet bazen bilerek ya da bilmeyerek (tabi, tabi bilmeyerekmiş…o dinamiti niye attın diye sorarlar insana) korumamız gereken kişilere de hasar verebiliyoruz, en azından böyle bir özgürlüğümüzün olması güzel.

Görev yapıp seviye atladığımız oyunda, karakterlerimizin AP (action point)’leri var. Savaş başladığında kare kare AP’ye göre ilerliyor, ateş ediyor ya da ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Çeviklik ve inisiyatifle ilgili olan AP, karakterden karaktere değişiyor. Aynı zamanda silahların istediği AP’ler de birbirinden farklı. Örneğin bir tabanca 3 AP ile ateş ederken, sniper’ın tek bir ateşi için 6 ap gerekiyor. Tabi silahların verdiği hasarlar da buna göre orantılı. Basitçe ağır silahlar yüksek derecede hasar verme amacındayken az ateş ederek yapmaya çalışıyorlar. Daha hafif silahlar daha sık ve ortalama hasar veriyorlar. Ek olarak “her tabanca 3 AP’ye ateş eder.” bilgisi de doğru değil, kendi aralarında da istenilen AP değişebiliyor.

Yani özetlemek gerekirse oyunun silah kısmı kesinlikle başarılı. Özellikle kalabalık grubunuzla (valla ben internette 8 kişiye kadar gördüm) istediğinizi, istediğiniz şekilde geliştirebiliyorsunuz. Bu konuya ek olarak hangi silahın hangi kurşun kullandığını takip etmek gerekiyor. Silahların alternatif atışlarının nerelerde kullanılacağını da öğrenmeniz gerekli. Ama korkmayın hepsi zamanla. Yeter ki ayrıntıları takip etmeyi sevin ve sabırlı olun.

Wasteland 2, Silahlar ve savaş konusunu bitirmeden önce, aldığınız pozisyonlara göre arkadaşlarımızı da vurmamız gayet olası. Ek olarak savaşta siper almak, “ambush” denilen kendi turunda değil de rakip turunda ateş etmek gibi stratejileri de etkin kullanmak bir hayli önemli.

Gözüm İyi Ama Kulağımda Radrasyon Sesi Var

2014 Yılında çıkmış olan oyunumuzun grafikleri oldukça iyi. Evet günümüz şartlarıyla kesinlikle kıyaslanamaz, ancak faremizle tıklayabildiğimiz obje ve ortam sayısı, geyik açıklamalar, karakter tasarımları ve muhabbetleri taktir edilebilir bir seviyede. Tabii biraz basit ve temsili olan şeyler var; Mesela bir kasabanın katledildiği bilgisini alıp oraya doğru gittiğimizde “bir kasaba ceset” görmüyoruz. Bu tür ayrıntıları sorun etmezseniz ve eski grafikler rahatsız etmezse görsellerimiz güzel. İzometrik bakış açımız ile maceralara ister uzaktan istersen çok yakından katılabiliyoruz. Özellikle strateji yapmak için kamerayı çılgınca döndürebiliyoruz.

Bu kadar radrasyon sonucu şanslıysak süper kahraman oluruz, şanslı değilsek ise mundar hale geliriz.

Savaş kısmında devamlı aynı müzik var. Yani o müzik devreye girdi mi bilin ki çarşı karışıyor. (Hep siz başlatmayabilirsiniz, bazen başkaları da saldırabiliyor aman dikkat) Ek olarak savaş dışında arka fonda çalan bir müzik yok. Ses efektleri hoş olsa da, maalesef oyunun belki de en zayıf tarafı müzik kısmı. Belli ki şirket seslerle çok oynaşmamış. Bu arada oyunda asla seslendirme olmadığının da altını (üzülerek) çizmiş olayım.

Bünyeye Son Bir Kez Radyasyon Alırken

Yerleşim birimleri arasında ilerlerken, rastgele bir şekilde saldırıya uğrayabiliyor, eğer kabiliyetli ve şanslıysak bunlardan kaçabiliyoruz. Tabi aksi hale bir çeşit savaş bizi bekliyor. Gerçi her zaman savaşmak durumda değil, farklı deneyimler yaşayabileceğimiz birileri tarafından da yolumuz kesilebiliyor.

Yine benzeri şekilde yoldayken kahramanlarımız su tüketiyor. Su çok önemli çünkü sussuz kalan kahramanların ölmeleri gibi bir durum da var. Oyunda ölmüş olan karakterlerin asla geri getirilme gibi bir durumu yok. Wasteland 2’nin en iyi doktoru olsanız yine de ölmüş olan ölmüştür. Görev için korumamız gereken kişiler de ölürlerse görev, geri dönülemez bir şekilde kayıp oluyor. Seviyesi, ekipmanı vb. fark etmez. Benzeri şekilde yolculuk yaparken radyasyonlu bölgelerle de karşılaşabiliyoruz. Yani kısacası, dışarıda canımızı almak isteyen bir çok durum ve varlık var. Bu sebeple ekipmanınızı çok iyi takip etmeli ve akıllı stratejiler geliştirmemiz gerekiyor.

Oyunun belki de en korkunç olan tarafı ise doğal bir iyileşme sürecinin olmaması. Yaralanan adamlarımız sadece doktor ve ilk yardım çantası ile iyileşebiliyorlar, bir de seviye atlayarak. Onun dışında ölüm, kapıda.

Wasteland 2 kesinlikle eski ve acımsız rpg severlere hitap edebilecek bir oyun. Eğer tüm Fallout’ları tekrar tekrar bitirdiyseniz, ilaç gibi gelecektir. Bunun dışında eski tarz grafiklerle sorunu olmayan, oynanışı ön planda tutan kişilere tavsiyemdir.

Not: Yazı içinde hep “Fallout” dan bahsettim, eğer “O ne ola ki?” diyenleriniz varsa ya da o oyun hakkında yorumlarımızı almak isterseniz, tıklamanız yeterli https://fanzade.com/gamerhead/oyun-inceleme/fallout-4-incelemesi/

Fazla gelişmiş böceklerin, bizleri az ısırması dileğiyle, bir sonraki yazıda görüşürüz.