D&D Style Medieval Fantasy RPG – Kaderimizi Büyüler Değil Seçimler Belirleyecek!

Merhaba. Bu haftaki konuğumuz D&D severleri bilgisayarları olmadan, oldukça mutlu edecek olan bir yapım; D&D Style Medieval Fantasy RPG (choices game). Aplikasyonun ismi biraz kötü olsa da oyun hiç fena sayılmaz. O zaman sizleri hızla detayları okumanız için aşağıya davet ediyorum. İyi okumalar.

Bedavacı Büyücüler! Oyun hakkında yazmam gereken ilk şey, herhangi bir ücret ödemeden indirebilecek olmanız. Dikkatinizi çektim mi? Güzel, ilginizi diri tutmaya devam edeceğim çünkü oyunum güzel, anlatmaktan mutluyum.

Baştan Başlayalım; DnD Nedir?

Dungeon and Dragons açılımı ile DnD, bir RPG (role playing game) sistemidir. Onlarca yıldır var olan bu sistem, masaüstünde, arkadaşlarımızla oynadığımız, aslında doğaçlama tiyatroya yakın bir oyundur. Eskiden bu kadar duyulmuş değildi, hele ki bundan 15 sene önce, İngilizceniz yetmiyor, etrafınızda bu hobi ile ilgilenen kimse yok ise, sesiniz karanlığın içinde kaybolurdu. Yıllar geçti, sistemin farklı edisyonları çıktı ve yayıldı, oynayan sayısı arttı. En sonunda PC oyunlarından cep telefonlarına kadar, ulaşmak kolay ve (genelde) ürünleri güzel oldu. Ve bu gün buradayız; cep telefonlarımızdan büyü yapabilmek, maceralara atılabilmek gayet kolay ve zevkli.

Oyunumuz sadece D&D sistemini değil, ayrıca bu sistemdeki bir çok büyüyü, tanrıyı ve “D&D havasını” kullanıyor; kabiliyetli bir büyücüyü canlandırdığımız oyunda, savaşçı olan yakın arkadaşımızla maceradan maceraya atılıyoruz. Efendim lanetli kaleler mi dersiniz, iğrenç tipli goblinler mi dersiniz, fantastik bilimkurgu yapımlarından beklediğimiz bir çok şey oyunumuzda var.

Klişe Sevmeyenleri Çıkışa Doğru Alalım

Oyun, aslında oldukça güzel yapılmış ancak türünün ve bu tür hikayelerin meraklısı olmalısınız. Yani bize vaad edilen şey, tam bir DnD macerası; her türlü belaya bulaşmak isteyen, “kötü canavarları” yok edip, kahraman olmaya çalışan, iyilik adına savaş bir büyücü kulağa hoş geliyorsa, oyun ilginizi çekecektir. Ama açıkçası, bu yazdıklarımın ötesinde bir şeyler beklemeyin çünkü yok. Hikayeyi bitirmiş olan biri olarak söylüyorum ki senaryo, ortalama diyebilirim. Etrafımızda dolaşan karakterler, ortamlar, olaylar ve büyüler oldukça hoş yapılmış, ilgiyle devam edebiliyorsunuz. Ancak yazdığım özellikler uygun değilse maalesef sizi açmayacaktır çünkü karakterimizi özelleştirmek gibi bir durumumuz yok. İsim, cinsiyet, cinsel yönelimi falan dahi seçemezken, büyülerimize de karar verememek belki de oyunun en büyük eksilerinden olmuş. Hızımı alamadım biraz daha detaylandıracağım.

Hanım, Okuma Gözlüğüm Nerede?

Dinlendirici gözlüğünüz var mı, bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa, o da gözlüğünüzü temizlemeniz ve bolca yazı okumaya hazır olmanız. Oyunda herhangi bir grafik yok, sadece metin üstünden gidiyor ve kaderimize karar vermek için seçimler yapıyoruz. Arada bir önemli yer ve kişilerin resmi çıksa da, pek sık karşılaşmıyoruz. (Bir eksi de buradan diyebilirim, ne olurdu 2 resim daha koysaydınız, hayal gücümüzü biraz daha az yorsaydık?) Hemen bir örnekle tatlandırayım; Yazı size diyor ki, “sokaktan sola döndüğünde 3 goblinle karşılaştın. Seni gördüler ve silahlarını çektiler. Onlar sana saldırmadan önce ne yapacaksın?” Yazının hemen altında da birden fazla seçeneğimiz var (genelde 3 adet seçenek oluyor) Bu seçeneklerden birini seçerek ilerliyoruz. Mesela pis goblinler bizi bıçaklamadan (ya da daha kötü şeyler yapmadan önce) kaçmak, bıçaklamak ve firebolt atmak seçeneklerinden birini seçiyoruz. Buna göre de oyun, ilerliyor. Yani bir noktada kendi kaderimizi kendimiz belirliyoruz. Peki yeterli mi? Güzel mi?

Mana harcamak ya da harcamamak işte bütün mesele bu!

Bir Klasik: Kendi Hikayeni Kendin Seç

Seneler öncesinde, baş kahramanın okuyucu olduğu, sorun ve krizlerden herkesin “kendi” yollarıyla çıkma modası başladı. ilk başta iyi tutmasına rağmen yıllar içinde büyük ölçüde unutuldu. Ancak Delight Games tarafından yapılan bu gibi oyunlar, bu olayı bizlere tekrardan hatırlattı.

Peki oyunda bize sunulan seçenekler yeterli mi? Mantıklı mı? Tek kelime ile evet diyebilirim. Genelde hep bir aksiyonun içindeyiz, eğer birileriyle ya da bir şeylerle dövüşüyorsak, büyülerimiz ve sağdık bıçağımız emrimizde. Duruma göre farklı büyüler yapmak da seçenekler arasında yer alıyor. İstersek çok mana harcamadan daha hafif büyülerle rakipleri yıkmaya çalışıyor, istersek de cayır cayır yakıyoruz. (Evet büyücümüz ateş elementi seviyor, yakarsa bu dünyayı ateş büyücüleri yakar)

Tabii seçeneklerimiz sadece bunlarla sınırlı değil; diyelim ki hikaye gereği girmemiz gereken bir ev var, kapıyı çalıp önden girmekten, evin etrafında dolaşıp açık bir pencere bulmaya çalışmaya kadar genelde bir olayı birden fazla şekilde yapmak mümkün. Bu konuda seçenekler güzel düşünülmüş ve yeterli. Oyun çoğu yerde bizi dövüşmeye zorlamasa da, dövüş olmadan aksiyon olmaz, aksiyon olmadan da kahraman olunmaz. (Kurtlar Vadisi sürseydi, böyle cümleler yazmak için teklif alabilirdim…)

Statlar ve Şansın Hayatımıza Etkisi

Oyunda hikaye ilerledikçe ve başarımlar elde ettikçe “Luck” ve Spendable” kısımlarımız artıyor. Spendable olan kısım aslında deneyim puanı diyebiliriz. Eğer burada puanımız varsa, Mana ve Life kısımlarını arttırabiliyoruz. Ancak bu arttırımlar için Luck da gerekli. örneğin 10 Spendable’ınız var, 5 Luck’ınız var ise en fazla 5 puan dağıtabiliyorsunuz. Geri kalan puanları dağıtmak için de yine Luck kısmımızın gelişmesi gerekiyor. Bir klasik olarak reklam seyrederek çeşitli bonuslar kazanabiliyoruz.

Bunlara ek olarak 3 statımız daha var ki, çok önemliler.

İlki life. Kısaca canımız, her türlü fiziksel etkiye ölmeden ne kadar dayanabildiğimiz.

İkincisi Mana. Çok açıklamaya gerek yok aslında; her yaptığımız büyün Mana puanımızı düşürüyor, büyü için gerekli Mana puanımız yok ise o büyüyü yapamıyoruz. (bakınız Diablo 2 “Not enough Mana!” cümlesi)

Üçüncüsü ise Morale. Eğer yanlış anlamadıysam bu statta yeterince puanımız olmadan, sonraki bölüme geçmemiz pek mümkün olmuyor. “Oyunun psikolojik tarafı da olsun.” amacıyla konulmuş olan özellik, oyun içi başarılarımıza göre artabiliyor ya da azalabiliyor.

Büyülerden Bahsetmeden Yazıyı Kapatanın İksir Şişesi Dökülsün

Bir büyücüyü canlandırdığımız oyunda büyüden bahsetmemek olur mu? Olmaz. Peki büyü olayı nasıl işliyor, güzel mi? Büyü yaparak zengin olmak mümkün mü?

Az önce de bahsettiğim gibi her büyü için mana gerekiyor. Üst seviye büyüler (Fireball? Fireball!!) daha çok mana talep ederlerken, daha basit olanları 1-2 manaya kapatabiliyoruz. Sistem güzel olsa da, maalesef seçeneklerimiz oldukça sınırlı.

Aslında Dnd (özellikle 5e öncesindeki versiyonlarda) büyücüler ilk seviyelerde biraz ızdırap çekerler. Oyunumuzda da bu durum hafiften de olsa mevcut. Hatta ilerlediğim yere kadar (1-2 Chapter) bize çok çok fazla büyü seçeneği sunulmuyor. Önce elimizde firebolt var, ufak bir ateş büyüsü. Ardından fireball geliyor, gayet güçlü ve alan etkili. Bir de ek olarak charm büyümüz var. Bunu da karşıdakinin bize daha ılımlı davranmasını sağlaak için kullanabiliyoruz. Bir olayla karşılaştığımızda onu büyüyle mi çözeceğiz farklı yollar mı izleyeceğiz bize kalmış.

Charm büyüsü oyuna farklı bir tat kalmış olsa da, asıl işi büyü yapmak olan bir karaktere daha fazla büyü verilmesi kesinlikle gerekiyordu. Hadi bunu koymadınız bari başlangıçta büyülerimizi kendimiz seçseydik? Evet biliyorum fireball çok sevilen bir büyü ama illa her büyücü almak/bilmek zorunda mı? Ben belki Waterball bileceğim? Keyfimin büyücüsü müsünüz?

Resimli Roman Sevmeyen var mı?

Oyunun grafik diyebileceğimiz kısmı ise, arada sırada ortaya çıkan görselleri. önemli bir Npc ya da mekanı göstermeye çalışan bu resimler, oldukça başarılı. Gözlerimiz yazılara alışmışken bir anda bir resim görmek oldukça hoş duygular veriyor insana. Çizim kalitesi ve tipler mükemmel olmasa da kesinlikle kötü diyemeyiz.

Büyü maceraları kesmediyse, bir de hırsız macerası verelim?

Yazımızın yavaştan sonuna gelirken, söz konusu olan serinin (şimdilik) sadece “Wizard’s Choice” kısmını oynadığımı da belirtmek istiyorum. Benzeri kafada farklı sınıflar olarak oynadığımız bölümler de var inşallah yakın zamanda onları da deneyeceğim.

Son Bir Büyü İçin Mana Bulamazken…

Yazımı kapatırken oyunda (reklamlar hariç) herhangi bir ses efektinin bulunmadığını da eklemeliyim. Yani bir hana girdiğimizde çıtır çıtır yanan ateş sesi, ormanda rüzgar sesini koymak ne kadar zor olurdu bilemiyorum ama bu konuda oyuna puanım sıfır. Evet farkındayım aslında bu bir kitap ve sesli olması gerekmiyor, ancak günümüzde her oyunun milyonlarca benzeri olduğunu, artık oyunların içinde farklı özelliklerle kendilerini öne çıkarmaları gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde en küçük bir negatif durumda hemen alternatiflere yöneliyoruz.

Delight Games tarafından 2019 yılında çıkan, Dnd style medieval fantasy rpg (choices game, Wizard’s Choice) senaryosu ortalama olan, eğer dnd büyücüsü ve ortamlarını okumayı seviyorsanız, böyle yatmadan önce yarım saat bakılabilecek bir oyun. Ancak kendisinin tamamiyle İngilizce olduğunu, en azından da ortalama bir İngilizce gerektirdiğini de belirteyim. “Kendi hikayeni kendin seç” muhabbetiyle ilgilenmiyorsanız anında sizi sıkacaktır benden uyarması.

Haftaya başka bir oyunla görüşünceye dek, mananızın hiç bitmemesi ve manasız hareketler yapmamanız dileğiyle…