Crimson_Gray

CRIMSON GRAY: Seçimlerin Sonu Ya Aşk Ya Mezarlık | Oyun İnceleme

Merhaba kız arkadaş isteyen okurlarımız. Bu haftaki konuğumuz İngilizcemizi geliştirecek, heyecanlandıracak ve kısa zamanda kendisine bağlayacak oyun, Crimson Gray. Oyunumuzdaki güzel hanımefendiyi de fazla bekletmiyor ve sizleri yazıya buyur ediyorum. İyi okumalar.

Gri Bir Dünyada Gölgeler Ne Renk Olur?

Oyunumuzun baş karakteri John. (kendisini canlandırıyoruz) Aslında kendisi oldukça sıradan bir gençtir; liseye gitmekte, ortalama derslere, aileye ve dostlara sahiptir. Ancak ortalama olmayan bir yönü vardır; ağır depresyonu. Spoiler olmasın istediğim için depresyonun nedenlerini yazamam ama depresyon seviyesi bir hayli ciddi. Öyle ki dünyadaki olaylar, gelişmeler hatta en basitinden renkler bile ona bir şey ifade etmiyor…du. Ta ki o kızla tanışıncaya kadar.

Hepimiz O Özel Kızı Beklemiyor Muyuz?

Özel adamı da bekliyor olabiliriz, o ayrı. Sierra Lee şirketinin kesinlikle en başarılı yapımlarından olan oyunun türü bir Görsel Roman. Zaten zengin olan hikayesine bir de seçimlerimizin olayın tüm akışını değiştirmesi unsuru eklenince tadından yenmiyor. Peki neden?

Eğer daha önce yazılarımı okuduysanız bilirsiniz, oyunlardan kütür kütür puan kırarım. Sevmediğim şeylerin de üstüne gider en ince ayrıntısına kadar kaleme almaya çalışırım. Reklamları geçirecek olursak, Crimson Gray’in de bir çok alanına değinmek istiyorum.

Adınız “Hayatım Aşkı” Öhöm Pardon Lizzie Miydi?

Oyunda yavaş yavaş John’un hayatına giriş yapıyoruz. Kimdir, çevresi, okulu ailesi derken, parmaklarımızın ucunda ağır depresif olan bir gencin hayata bakış açısını buluyoruz. Oyundaki ilk etkilendiğim yer burası oldu. Çünkü çok gerçekçi konuşmalar ve olaylar, hemen kendilerini göstermeye başlıyorlar. John’un durumu da gerçekten kötü. Suya sabuna dokunmadan, etrafa çok bir yorum yapmadan, tıpkı bir hayalet gibi okula gidip geliyor. Tabii aslında yorum yapma sıklığını ve sözlerini karşımıza çıkan seçeneklerle biz yönlendiriyoruz. Derlen…Lizzie???

ss_467caf4ea5ee23d837597a010f82c18724c5f99a.1920x1080
İlk bakışta aşk?

Yarı ölü bir şekilde hayatına devam eden gencimiz, bir şekilde Lizzie ile tanışıyor. Lizzie…nasıl anlatsam…yaniii…oldukça özel ve farklı biri. Okulda “garip” olduğuna dair dedikoduları çıkmış, bir arkadaş çevresine gir(e)memiş birisi. Ama John’un hayatına girmesiyle, ikisini de bol aksiyonlu ve belki de aşklı günler bekliyor.

Ateş Etmeden Heyecanlanmak, Meraklanmak ve Dahası

Bir konuyu iyice açıklığa kavuşturmak istiyorum ki, Crimson Gray, bize bir hikaye sunuyor. Birbirinden farklı sonlara sahip olan hikayeyi seçimlerimizle şekillendiriyoruz. Ama hepsi bu kadar. Zamanında bir yere tıklamak, kombo yapmak vb. hiçbir şey yok. (Görsel roman tadında oyun oynanamış arkadaşlar için özet geçeyim dedim) Peki ne var?

Öncelikle oyun, sıkı bir takip istiyor. Kim kimdi, bunun gizli amacı neydi, Lizzie ne yapsam beni sever gibi bir çok sorunun cevabı oyunda gizli, ama takip etmek isteyene ve dikkatli olana. Bu sebeple olayları iyi anlamalı ve tepkilerinizi vermeden iki kere düşünmeniz gerekiyor. Özellikle alınan bazı kararların hem John hem de çevresi konusunda inanılmaz bir etkisi oluyor.

Doğru Kişiden Doğru Şeyleri Beklemek

Sevgili okuyucum, oyun, kısaca bir aşk oyunu. İki gencin aralarındaki flörtleşmeyi, belki ilişkilerini, birbirlerine olan anlayış ve düşüncelerini anlatıyor. Aslında olaya sadece John açısından bakıyoruz o yüzden tek taraflı olarak gelişiyor. Pek spoiler sayılmaz o yüzden şunu da aktarayım ki oyunda Lizzie dediğimiz, dünya güzeli bir kızımız var. Başka da seçeneğimiz yok (olmasına da hiç gerek yok)

Konuyu bir kez daha vurgulamak istedim, ilginizi çektiyse, okumaya devam.

Sarı Saçlarına Kurban Olduğum Kız

Lizzie ile tanıştıktan sonra John, bir daha asla aynı John olamıyor. Ama bu cümleden sonuna kadar aşık, ayakları yerden kesilmiş birini canlandıracağımız çıkmasın. Bu konuda tamamen oyuncu özgür tutulmuş. Evet Lizzie son derece önemli bir karakter ama kendisinin tutum ve davranışlarından hoşlanmadıysanız (zevkinizden şüphe ederim) kendisine iyi davranmak zorunda değilsiniz. Ama her cümle ve hareketin de bir sonucu olacağını unutmayın. Unutmayın o da genç ve deneyimsiz bir kız, hataları mutlaka olacaktır.

Yazarın İltimas Geçtiği İlk Konu: Grafikler

Crimson Gray, bize gayet sade grafikler ve görseller sunuyor. Elle çizilmiş olan bu görseller aslında gayet güzel. Yani okuyucuyu sıkması, boğması gereken yerde bu duyguyu verirken, bazen de insanın içine açan bir etkiye sahip. Ortamlar, karakterler, ışıklandırmalar her şey konuya uygun. Ama…

Bir çok görsel roman oyunun düştüğü hataya, maalesef Crimson Gray’de düşmüş; maalesef ana karakterlerimizin kıyafetleri hep aynı. Daha doğrusu birkaç kıyafetle bütün hikayeyi geçiriyorlar. Kıyafetler kötü değil, ama gerçekten birkaç tane daha çizebilirdiniz. Ne olurdu şu güzel kızı farklı renklerde kıyafetlerle de görseydik?  Ben çok kafaya takmasam da oyun net bir şekilde bu açıdan eksik. Çok da basit bir yerden gol yemek bu olsa gerek. Geri kalan görselleri ve bazı efektleri sevdim.

Yazarın İltimas Geçtiği İkinci Konu: Müzik

Grafikleri müthiş, hikayesi bangır bangır giden bir oyunda, bazen müzklere çok dikkat edilmeyebilir. Ancak bizim oyunumuzda (daha doğrusu bu oyun türünde) müzik ve sesledirmenin çok daha fark edilir olduğunu düşünüyorum. Zaten oyunda herhangi bir seslendirme yok. (Ama genelde bu türde zaten seslendirme tercih edilmiyor, o yüzden puan kırmadım)

ss_cc9cd423243656d0194da60368e4ebdf6662c32a.1920x1080

Eğer yanlış değilsem müzikte yaklaşık 3 adet farklı parça var. Koca oyun ( o kadar da uzun değil aslında ama kızdım bir kere) 3 parça ile neden döndü arkadaşlar? Evet oyun çok uzun sayılmaz ama birkaç beste daha koyabilirdiniz. Aynı zamanda bazı hareket dolu sahnelerde biraz daha çeşitli efetler alabilsek, bu güzel yemeğe baharat olurdu. Açıkçası bu kısımlar biraz üzse de kesinliklle tat kaçıracak, oyunu oynatmayacak durumlar değil. Ama ben uyarmış olayım. Hayır Lizzie öyle kötü kötü bakma…

Neden Güzel ?

Karakterlerimiz derin, olaylarımız gerçekçi. Metin yazarlarımız başarılı, senaryo kendini merak ettiriyor. Oyunu oynarken, “ne yapsam da şu kızı kırmasam?” ya da “Lizzie bu sefer kesin beni öldürecek” derken buldum. Fark ettim ki oyun beni içine almış. Hisler geçmiş, karakterlerin endişeleri benim endişem olmuş. Özellikle olaylar silsilesi öyle bir ayarlanmış ki, tam her şeyin rahatladığı bir noktada…aslında çok farklı şeyler olabiliyor.

Gerçekten de her makinenin çalıştırabileceği statlar isteyen Crimson Gray 2017 çıkışlı bir oyun. O zamandan bu zamana nasıl gözümden kaçtı, asla anlamadım.

Yanlız bir İngilizce meselemiz var. Oyunun Türkçe desteği olmadığı için yabancı dilde oynuyoruz. Bence çok ağdalı bir dil kullanılmadığı için, eğer ortalama bir İngilizce kabiliyetiniz varsa çok sorun çıkacağını sanmıyorum. Ek olarak oyunda (kararlarda bile) bir zaman kıstası olmadığı için, anlamadığınız herhangi bir kelimeye de bakacak zamanınız olabiliyor. Hem eğitim, hem eğlence, hem aşk. Durun bayılmayın çok az daha yazacağım var.

Duyguları ve Oyunu Kişiselleştirmek

Crimson Gray, belki uzun zamandır unuttuğumuz, belki kaçındığımız bazı duyguları bize hatılatan bir oyun. Evet aşk gibi güzel duygular var ama onun dışında (seçerseniz) yardımlaşma, empati ve hareket edebilme iradesini göstermek gibi olgularla da karşılaşıyoruz.  Kendisini bu derece beğenmiş olmamın asıl sebebi de budur (Oyunların bize neler hissettirmesi konusunda yazdığım yazıya da beklerim)

Bence kendinize bir iyilik yapın ve oyun oynamak için ayırdığınız zamanı, birçok hissi yaşamak için değerlendirin.

Lizzie İle Son Bir Kez Görüşürken

Steam üstünden 18 TL’ye alabileceğiniz Crimson Gray, eğer sevgiliniz yok ise, gençlerin ilişki ve aşk konularındaki hareketlerini seviyor, görsel romanlardan hoşlanıyorsanız mutlaka deneyimlemelisiniz. Aslında strateji, korku ya da aksiyon oyunları haricinde de bir şeyler denemek isterseniz (konu ilginizi çekiyorsa) pişman olacağınızı düşünmüyorum.

Yazıyı kapatmadan önce, oyun bana biraz kısa geldi ama bunu da görmezden geliyorum. Çünkü haftaya, devam oyununu yazacağım. Bakalım seri, başarısından verecek mi?

Sonraki hafta görüşünceye dek, en kısa süre içinde hayatınızın aşkını bulmanız dileğiyle…