Merhaba, sevgili oyuncular. Dün akşam, sevdiğim bir arkadaşımla, “Güzel oyun nedir? Kaliteli oyun nedir? Bir oyun bize ne vermeli, ne almalı?” konulu güzel bir muhabbet ettik. Dedim ki bu konuda yazı da yazılır. Sabahın köründe oturdum klavyenin başına…
Bu Yazıda OLMAYAN Şeyler
Bilir misiniz bilmiyorum ama, bazen bir şeyi tanımlamanın en kolay yolu onun ne olmadığıdır. Bende yazımı tanımlarken bu yoldan gitmeyi düşündüm. Yazımda herkesin beğendiği bir oyuna övgü yağdırıp, çoğunluk tarafından kötülenen bir oyunu “evet, çok haklı düşünceler” olarak yazmayacağım. “X oyunu çok kötü, Y oyunu ise müthiş” diye kararlardan da uzak duracağım. Hele Fan Boy ya da Hater olmayacağım. Peki tamam da yazıda neler olacak?
İyi Oyun Nedir?
Hangi sistem üstünden (pc, konsol, cep telefonu vb.) üstünden oynarsak oynayalım, asıl amacımız vaktimizi güzel geçirmek, kaliteli diyebileceğimiz anlar yaşamak ve muhtemelen heyecanlanmak. Genelde bu nedenler ya da benzeri hislere kavuşmak için oyun oynarız. Ama meyve-sebze seçer gibi, hepsinin besin kaynağı olmasına rağmen iyisi de var kötüsü de var. Peki “iyi oyun” nasıl tanımlanabilir.
Aslında net bir tanımlama yapmak, daha doğrusu bu konuda sınır tanımak oldukça çok. Bana çok kaliteli gelen bir oyun, başka birini sıkıntıdan öldürebilir. Tersi de tabii ki mümkün. O zaman gelin ortak bir paydada buluşalım.
Benim “iyi oyun” diye tanımladığım oyun, aslında oyuncuyu, oyuncunun istediği yere taşıyan oyundur. Arkadaşlarınızla beraber, hızlıca aksiyona girdiğimiz, fps tipinde silah kullandığımız takım oyunu olan Counter Strike (orta okulda, okuldan kaçıp giderek oynadığım günlere selam olsun) sizi tatmin ediyorsa “iyi” bir oyundur. Hikayeye önem veren, seçimlerin oyunu etkilemesini seven başka oyuncuları ise The Walking Dead (Telltales’ın yaptığı, bölüm bölüm çıkan şaheser) hoşlanabilir. O kişinin “iyi oyun” tanımlaması farklıdır. Yani aslında zevkler ve renkler tartışılmaz.
Kısaca bir oyun sizi mutlu ediyorsa “iyi” diyebiliriz. Zaten aksi halde neden oynuyorsunuz?
Kitlelerce İyi Oyun Tanımlaması
Yukarıda yaptığım bireysel yorumdan genele geçeyim. Gerçekten de bazı oyunlar vardır ki, oyun almışlardır. Ünlüdürler. Çok kişi tarafından oynanır, neredeyse herkes tarafında bilinir. Çok çok kişi tarafından da sevilir. Peki bu oyunlar “iyi” midir? Açıkçası emin değilim.
Bu olayı biraz Oscar ödüllerine benzetiyorum. Oscar ödülü (başka ödüller de olur, artistik olsun diye Oscar dedim) almış olan her film iyi midir? Yani genel olarak bir ya da birden çok konuda başarılıdır diyebiliriz. Aynı şey oyunlar için de geçerlidir, bir oyun farklı dallarda ödül almış olabilir. Yılın oyunu bile seçilse, aslında çok iyi bir oyun olmayabilir. Tüm bu nedenlerle “iyi” kavramını daha kişisel olarak kullanmayı tercih ediyorum.
İyiyle Yetinme Daha İyiye Gözünü Dik
Oynamaktan zevk aldığınız, stres atıp eğlendiğiniz bir oyununuz var. Güzel. Peki oynadığınız oyundan biraz daha iyisi olabileceğini biliyor musunuz? Nasıl yani?
En çok üzüldüğüm nokta, bir oyuncunun bir oyuna gereğinden fazla bağlanması. Mesela grafikleri ve oynanışıyla Red Dead Redemption 2’yi sadece avlanarak 60 saatten fazla vakit geçirmek mümkün. Peki bu kötü, hatalı bir şey mi? Eğer eğleniyorsanız asla değil. Sadece bu oyunda söz konusu olan saatler kadar vakit geçirdiğinizde, farklı bir oyunu deneme şansınız ya olmuyor ya da zaten böyle bir düşünce aklınızdan geçmiyor. “Ama ben zaten oynadığım oyunla mutluyum, neden farklı bir şey arayayım?” diyenler, özellikle siz, okumaya devam edin lütfen.
Hey Gamer – Yeni Bir Oyuna Cesaretin Var Mı?
Bir çok oyuncu (en azından eskiler, yine yaş ortaya çıktı) oyun oynamaya kısmen basit diyebileceğimiz oyunlarla başlamıştır. Legand of Zelda ve Mario’yu örnek verebilir. Tabii şimdi olaylar biraz değişti. Artık genç arkadaşlarım daha kaliteli ve karışık oyunlardan, oyun hobilerine başlayabiliyorlar. Artık gerçekten de her şey daha güzel. Şimdi de biraz olumsuz konuşayım.
Biraz cesaretiniz var mı? Enerjinizi ve zamanınızı istiyorum. Üstelik sonu da iyi bitmeyebilir? Ama işler iyi giderse kazancımız da bence oldukça büyük? Ne diyorsunuz, olur mu?
Sizden istediğim şu; memnuniyetle, heyecan ve istekle oynadığınız oyunun ne olduğuna bakın. Sonrasında da bu oyunun benzerlerini biraz araştırın. Arkadaşlarınızla konuşun, bize yazın, fragman izleyin, spoiler içermeyen yazı okuyun ve bir cesaret yeni bir oyun gözünüze kestirin. Son hareket olarak da oyunu satın alın ve oynayın. Peki neden bunu istiyorum sizden?
Vay Arkadaş Neler Yapmışlar???
Lol mu oynuyorsunuz? Yan firmanın yaptığı benzer oyunu birkaç tur deneyin. Yıllardır oynadığınız açık dünya oyunu sadece 1-2 saat bırakın ve Genshin Impact’i yükleyin. Artık oyunlarda aradığınız şeyi bulamıyor musunuz? Buyurun sizi, bir kişinin hayallerini gerçekleştirmeniz gereken bir oyuna (güzel incelememiz https://fanzade.com/gamerhead/to-the-moon-son-dilegimi-gerceklestirmek-ister-misin/) alalım.
Bu konuda iki yolda da gidebilirsiniz; ya sevdiğiniz oyunun benzerlerine bakın. Ya da farklı bir türe geçin. Ne yaparsanız yapın, ama değişik bir şey deneyin. Şimdi, geldik aslında en önemli noktaya, yazının ana fikrine; Neden böyle bir şey yapmalıyım?
Çünkü Değerlisin Ve Bunu Hak Ediyorsun!
Yazının bu kısmı biraz gaz.
Bu yazıyı okuyan tüm oyuncu arkadaşlarım, hepiniz değerlisiniz. Hayır boş konuşmuyorum. Değerlisiniz çünkü harekete geçtiniz. Değerlisiniz çünkü isterseniz müthiş kılıç kullanan bir karakteri canlandırın, isterseniz sadece bahçenizde bitki yetiştirin, bir şeylere meydan okudunuz. Amacınız ne ise onu gerçekleştirmek için türlü zorluklara göğüs gerdiniz, belki sosyal hayatınızdan, uykunuzdan verdiniz. Kız ya da erkek arkadaşınızdan odunu yediniz. Maddiyatınızı bu işe yatırdınız. “Benim hobim bu ve bunu yapmaktan gurur duyuyorum.” dediniz. Önünüzde saygıyla eğiliyorum.
Peki madem bu kadar özel bir insansınız neden daha iyisi sizin olmasın?
Benim küçüklüğümde, en fazla 10-20 adet oyundan oynayacağımızı seçmemiz gerekirdi. Şimdi öyle değil. Bir tıkla dünyanın uzak ucunda on dakika önce çıkmış, hatta ön siparişle daha bile erken alabilmek mümkün. Yukarda verdiğim örnekler gibi, çok farklı türde, bir çok seçeneğimiz de var. O zaman kendinize bir iyilik yapın değişik opsiyonlara da bir göz atın ve deneyimleyin.
Yeni bir oyun denemek, alışkanlıklarınıza ya da çok sevdiğiniz oyuna ihanet etmek değildir. Zaten beğenmezseniz geri dönersiniz ya da farklı seçeneklere bakarsınız. Olmadı birkaç oyun birlikte oynarsınız.
Oyun Anılarından Oluşan Kendini Keşfetme Serüveni
Hiç çocuk sahibi olmayı düşündünüz mü? Bir yavrunuz olsa, ve etrafta kıyamet olsa ne olurdu hiç merak ettiniz mi? Last of Us, bana bunu düşündürttü. Telltales Games’in The Wlaking Dead oyununda, kendi canımdan çok yanımdaki kıza bir şey olacak diye aklım çıktı. Mass Effect’de uzaylılara karşı korkunç bir savaş verirken, seçtiğim ve çok sevdiğim dostlarımı arkada bırakmam gerekti, nefret ettim kendimden. Spoiler olmasın diye ismini veremediğim bir oyunda, silah arkadaşım vurulduğunda ve gözümün önünde öldürüldüğünde ekrana doğru bağırdım. Amnesia’da her adım, her köşe ellerimin, bedeninim titremesine neden oldu. Ve daha burada değinemediğim bir çok anı sahibi oldum. Çünkü çok farklı oyunlarda çok farklı şeyler denedim. Siz de deneyin. Daha fazlasını isteyin.
Oyundan Bağımsız Olarak Oyun Oynamak
Her gün yeni grafiklere, oynanışa ve mekaniklere sahip oyunlar çıkmakta. Elbette yeni oyunlar her zaman daha kaliteli olacak diye bir durum yok. Hatta çoğu zaman eskiler bir çok konuda daha iyi. İşte tam bu nedenle sadece eskilere takılmamak lazım. Klasiklerinizden vazgeçmeyin ama farklı maceralara da bir şans verin. Yeni bir mekanik, sizi gerçekten farklı eğlencelere sevk edebilir. Derin bir senaryo sizlere farklı duygular tattırabilir. Belki de öyle dialoglar görür, öyle şeyler yaparsınız ki yeni “gözbebeğiniz” olur.
Kendi adıma bir oyunda en çok senaryoya değer veren biriyim. Dolayısıyla bir oyunda yüzlerce saat geçiremiyorum. (Bunu yapanlar da başımızın tacı asıl amaç eğlenmek) Ancak benim gibi olan kişilerin her oyundan tatmin olmaları pek mümkün olmuyor. Bu yüzden de devamlı yeni bir arayış içindeyim. Başlarda yorucu gibi gelse de, her firmanın, her oyunun kendilerine has bir imzası, bir karizması var. Hepsi başarılı olmasa da kesinlikle insanın ufkunu açıyor diyebiliriz.
Oyun Mekanik Sevenlerin Canı Yok Mu?
Olmaz mı, tabii ki var. Bir oyunu mekanikleri, sistemi ve oynanışının etkileyiciliği için de oynayabilirsiniz elbet. Son bitirdiğim 3 Hitman oyunu,açıkçası benim için böyle bir deneyimdi. Eğlendim mi? Evet. Sevdim mi? Evet. Zaten olay orada bitti. Senaryosu çok iyi sayılmazdı, olmadığını biliyordum ama yine de oynadım. Yani en çok değer verdiğim elementi tercih etseydim bu oyunu oynamamam gerekirdi. Neden kendimi mahrum bırakayım? Hitman’den aldığım zevk ayrı Mass Effect’den aldığım zevk ayrı. Bu nedenle kendinizi bir oyuna, ya da bir oyun türüne kurban etmeyin istiyorum. Unutmayın ki yeni oyunlarda hiç alışık olmadığımız sistemler var, mekanikler var. İnanın çok hoşunuza giden bir şeyler bulabilirsiniz.
Ne Olursan Ol Oyuncu Ol
Olay aslında mekanik senaryo vb. değil. Çok sevdiğim bir hanımefendi arkadaşım var, oyuna girer, yarım saat manzara seyreder çıkar. Çünkü ona haz veren olay budur. Tam tersi kazanma hırsıyla Lol oynayan delilere de sahibim. Kimsenin kafasına klavye atmıyorlarsa onlar da güzel. Bu iki zıt arkadaşa da birbilerinin oyunlarını denemelerini tavsiye ediyorum. Artık ücretsiz şekilde demo’lar yayınlanıyor, youtube’dan oynanış videoları görülebiliyor. Oyun konusunda da bir kültürünüz, çizginiz olsun, ama en önemlisi geniş bir perspektifiniz olsun. Oyun oynamaksa hobiniz, bunu en kaliteli şekilde yapın. Bildiğiniz gibi bir çok oyun için yüzlerce kişilik takımlar uğraş veriyorlar. Bence sizde birkaç saatinizi verebilirsiniz.
Eğer yazımız ile sizi biraz etkileyebildiysem, sonsuz seçenekler için, Steam’in linkini de şuraya yerleştiriyorum;https://store.steampowered.com/?l=turkish
Haftaya yeni bir yazıda, belki yorum belki inceleme, görüşmek dileğiyle.
Yorum yap