Bir Mühendisin Gözünden MARSLI (THE MARTIAN)

Modern zamanların Robinson Crusoe’su Marslı (The Martian) Bugün Tüm Dünya ile aynı anda Türkiye’de vizyona giriyor. NASA’nın birkaç gün önce Mars’ta su bulduklarını açıklamasıyla, Mars hiçbir zaman bu kadar popüler olmamıştı herhalde.

Marslı hakkında öncelikle bilmeniz gerekenlerden birisi ise, aynı isimli romandan sinemaya uyarlanıyor olması. Kitabın yazarı küçük yaşlardan beri programcılık yapan, halen bir firmada mühendis olarak çalışan Andy Weir. Daha önceleri de küçük çaplı hikayeler yazıp internette paylaşan Weir, Marslı’yı (The Martian) internette yayınladıktan sonra büyük bir ilgi ile karşılaştı. İnternet alemine yaşattığı Hypedan sonra kitap haline getirildi ve Amerika’da En çok satanlar arasına girdi ve başarısı ödüllerle süslendi. Marslının zirve yaptığı nokta ise Ridley Scott tarafından filme çekileceğinin duyurulmasıydı. Eminim benim gibi her bilim-kurgu sever için Ridley Scott, çok fazla şey ifade ediyordur.

1

Hikayemizde Matt Damon ana karakterimiz Mark Watney’i canlandırıyor. Mark Watney Mühendis, Botanist ve Astronot. Watney bir kaza sonucu öldü sanılıp, Marsta yalnız bırakılıyor. Hikayenin her tarafında bolca bilim var ve konuya uzak olanlar için biraz bilgi eminim filmden daha çok zevk almanızı sağlayacaktır.

THE MARTIAN

Mars’a nasıl gidebiliriz ?

Marslı adından da anlaşılacağı üzere Mars’ta geçiyor. Ama henüz Mars’a ayak basabilmiş değiliz. Günümüz teknolojisiyle Mars’a gitmemiz yaklaşık olarak 7-8 ay sürmektedir. Marslıda Watney ve ekibi Marsa gitmek için kurgusal Hermes adında bir uzay gemisi kullanmaktalar. Filmden önce yayınlanan reklam videolarında, Hermes için Astrofizikci Neil deGrasse Tyson “yapılmış en karmaşık ve pahalı obje” olarak bahsediyor. Uzun uzay yolculuklarında astronotlar yerçekimsiz ortamdan dolayı, kas kaybı yaşıyorlar Hermeste bunu önleyen yapay yerçekimi yaratan bir sistem ve radyasyon kalkanı bulunuyor. NASA hala bunların üzerinde çalışsa da daha çok yolları var.

the-martian-ares-3-trailer-0

Mars Yüzeyi Neye Benziyor ?

Kızıl gezegen Mars’ın yüzeyi kırmızımsı-turuncu renkte kumlarla kaplı, gün batımı ve doğumu mavi görünüyor çünkü Marsta atmosfer yok denecek kadar az.

Mars’ta geçen bir güne “Sol” adı veriliyor bizim günlerimizden birkaç dakika fazla.

1 Sol = 24 Saat, 39 Dakika ve 35.244 saniye.

Watney Marsta geçirdiği zamanı Mars günleri olan Sol olarak tutuyor tıpkı Nasa’nın yaptığı gibi.

1 Mars yılı yaklaşık 2 Dünya yılı ediyor, çünkü Marsın yörüngesi Dünya’nınkinden daha büyük bu yüzden bir tam turu tamamlaması daha uzun sürüyor.

Mars’ın ortalama yüzey sıcaklığı 80 Fahrenayt yani 26.6 Santigrat derece. Kışları bu sıcaklık -90 Santigrat derece, yazları ise sıcaklık 20 Santigrat derece.

Marsın yer çekimi, Dünya’nınkinden %60 daha az, fakat bu sizi bir balona çevirmiyor. Kütleniniz aynı kalsa da Mars’ta tartıldığınız zaman tartıdaki sayı sizi çok şaşırtabilir, kızlar için iyi haber diyet yok, egzersiz yok 🙂

Mars’ın atmosferinin neredeyse olmadığını söylemiştim. Nefes alamamamızın dışında, bu bize uzaydan gelen kozmik radyasyonun tehlikeli derecede yüksek olduğunu söylüyor.

Mars’ın oldukça misafirperver görünüyor. Kimse Watney’in yerinde olmak istemez herhalde. Oraya gitmek isteyenlere bol şans ( Buradan Mars One projesine beni seçmeyenlere sesleniyorum siz kaybettiniz. Artık çok geç Bas Lansdorp, bu saatten sonra gelmem).

IDL TIFF file

Mars’taki eğlenceli aktivitelerden biriside kum fırtınaları. Fırtınalar Marsta sıklıkla görülmekte ve bazen şimşekler gözlemlenmekte, ama marsın atmosferinin çok zayıf olmasından dolayı 200 kilometre hızla esen bir rüzgar bile Marsta size çok fazla kuvvet uygulayamayacaktır.

Dust-Storm-on-Mars_artist-concept-by-Ron-Miller_968x405

Mars’ta Atmosfer böyle olunca başımızı sokacak bir yer arıyoruz ve Watney’in yardımına “Hub” adını verdiği, Mars’a kurulmuş habitat koşuyor. Hab içerisinde Oksijen dönüştürücüler, su geri dönüştürücüler ve atmosferle ilişkiyi kesen hava kilitlerine sahip.

Mars’ta atmosfer basıncı Dünyadakinden oldukça düşük, Dünya’nın atmosfer basıncı 1.013 kPa iken Mars’ın 0.6 kPa’dır. Kısaca Marsın Atmosfer Basıncı, Dünya’nınkininin %95’inden daha az. Peki bu bize neyi ifade ediyor. İnsanın yaşaması için gerekli olan atmosfer basıncını yaratmak için, Mars’ta şişirilmiş bir top içinde yaşamamız gerek ve hava kilitleri tıpkı bir toptaki sibob görevi görmekte. Hab basitçe, şişirilmiş bir çadır şeklinde. Bu çadırda bir delik açılması demek, karınca yuvasına elektrik süpürgesi tutmaya benziyor. Hal böyle olunca habda geçen günler çok güvenli olmasa gerek.

This photo released by 20th Century Fox shows Matt Damon in a scene from the film, "The Martian." (Aidan Monaghan/20th Century Fox via AP)

Günümüz teknolojisiyle Mars’tan Dünya’ya mesaj göndermek 15-20 dk sürmekte, bunun hızlanması pek mümkün görünmüyor çünkü radyo dalgaları bilinen en yüksek hız olan ışık hızında seyahat ediyor. Mars ile Dünya arasındaki mesafe 55.000.000 km civarında ve ışık hızı ise 1.079.252.850 km/saat. Marslı’da fizik kurallarına oldukça sadık kalınmış daha fazla spoiler vermeden söyleyebileceğim tek şey bu.

martian1

Biraz spoiler içerebilir.

Hikaye’de Watney Dünya ile bağlantı kuramıyor ve Nasa’nın 1996’da Mars’a yolladığı ve görevini tamamlamış Pathfinder aracını aktif edip, hackleyip Dünya ile iletişim kuruyor. Nasa herhangi bir sorun olması durumunda kullanmak için uzaya yolladığı her şeyin bir kopyasını Dünya’da tutuyor. Aynı sorunu simule edip, bazen ters mühendislikle sorunlara çözüm üretiyor.

73173-050-249B8AC3

Unutmayalım ki Marslı (The Martian) bir bilim-kurgu filmi, tamamıyla her şeyin gerçekçi olmasını beklemek saçma olur.

Ama Marslı diyince konuya uzak olanların beyninde uzaylı yaratıkların olduğu bir film canlanabilir, ama hikayemiz bilimin ağır bastığı bir bilim kurgu filmi. Fantastik öğeler içermeyen, bilimsel gerçekler üzerine kurulu sürükleyici bir hikaye.