Yeni Başlayanlar İçin Overwatch Rehberi!

Overwatch, Blizzard’ın hem kolay hem de karışık oyunlarından biri olma yolunda ilerliyor. Strateji geliştirmeden ve karakterlerin üzerine çok fazla düşünmeden oynamaya başlamak, hatta fazlasıyla oynamak mümkün. Tabii ki bir yerden başlamalısınız, o yüzden ilk erişimi sağladığınızda oyunun içine dalmanız doğal.

Bununla birlikte, eşya dizilimi ve kazanma oranınızı pozitif yöne çekmek biraz çalışma gerektiriyor. Herhangi bir takım savaşına dayalı oyunda olduğu gibi, sizinle eşleşecek oyuncuların kalitesini indirgeyen bir şey var ve bu yüzden şansa dayalı başarılar ve başarısızlıklar görebiliyoruz. Bu yanlış. Çünkü her zaman takımınızın iyiliği için kendi başınıza bir şeyler yapabileceğiniz ya da kendinizi geliştirmek için bir şeyler yapabileceğiniz kötü oyunlar vardır. Eğer Overwatch maçlarında kazanma oranınızı geliştirme konusunda sıkıntı çekiyorsanız, işte sizin için bazı tüyolar.

 overwatch supportDestek ve tank oynayın

Yeni Overwatch oyuncularının büyük kısmı tank oynamak istemiyor, ve hatta çok çok azı destek oynamak istiyor. Bu karakterler genelde oynanmıyor, çünkü birkaç ayara rağmen Blizzard’ın kapalı beta algoritması hala öldürmeye ve beceri atışlarına önem veriyor. Overwatch öldürmeyle ve beceri atışlarıyla ilgili bir oyun değil, hedeflerle ilgili bir oyun. Hedefler -ve bu sebeple oyunlar- destekler ve tanklar tarafından kazanılıyor ya da kaybediliyor. İyi bir desteğe katkı sağlamak için ofansif bir karakterde ya da bir sniperda son derece iyi olmanız gerekiyor.

Bu neticesiz bir iş değil. Bunlar tüm takımı taşımakla görevlendirilmiş eğlenceli, dinamik karakterler. Kendinizi hayatta tutmak ve Mercy gibi iyi kararlar alarak ön saflarda doğru yerde durmak, oyunu takip etmek; bunları yapabilirseniz tüm takdiri toplayarak, sonuca ulaşabilirsiniz. Oyun sizin katkınızın altını çizmese bile, takım arkadaşlarınızın kill serisinin sizin çalışmanızla olduğunu bilerek rahatlayabilirsiniz.

 

 Destek oynamasanız bile yapacak bir işiniz var

…ve işte kill kovalamaktan daha fazla anlam ifade eden bir iş. Bu iş karakterden karaktere, haritadan haritaya ve savunma ya da saldırı yapmanıza göre değişkenlik gösterir, ama genellikle karakterinizin yeteneklerini, rakiplerinizin karakterlerine göre maksimuma çıkarmayla ilgili. Eğer rakibin arka safına sızıp hasar verebiliyorsanız -Tracer ya da Reaper gibi- sonrasında desteklerin baş edemediği sniperlarla baş etmelisiniz. Eğer kendiniz bir snipersanız, rakiplerinizin desteklerini ortadan kaldıracak şekilde nişan almalısınız. Pharah rakibin statik defansını ortadan kaldırma konusunda iyi iş yapar.

karakter ekranı overwatch

 Yapabilirsiniz ve yapmalısınız, karakter değiştirin

Bunu duvarlara yazın. Çatılardan bunu haykırın. Ruhunuza kazıyın. Overwatch karakter değişimiyle ilgili bir oyun. Eğer takımınızın savunma oyuncuları sürekli geriye çekiliyorsa, belki de Symmetra kötü bir fikirdir. Belki de üç tane Hanzo’ya ihtiyacınız yoktur. Belki, kaybettiğiniz oyunun son saniyelerinde, D.Va ya da Winston gibi görev odaklı karakterlerden birini seçmek, yenilgiyi galibiyete çevirebilir. Oyun sürekli olarak oynama şeklinizde düzeltmeler yapmanızı gerektiriyor, ayrıca takımınızın oyun boyunca değişen ihtiyaçlarını karşılamayı düşünmenizi de gerektiriyor.

a3bb09f6623b4f8082ec01bfb0309fcc

 Silahınızı bol bol ateşleyin

Bu nişancılara verilebilecek en aşikar tavsiye, fakat: ateş edin. Bol bol ateş edin. Reinhardt’ın kalkanını vurun. İyileştirme desteği olsa da uzaklardan Bastion’u vurun. Torbjorn’un kulesini vurun. Symmetra’nın ıvır zıvırlarını vurun. Vurun vurun vurun. İşte Overwatch’ta bunun neden bu kadar önemli olduğuyla ilgili üç neden:

  • Sınırsız cephaneniz var, yani ateş etmemek için bir nedeniniz yok.
  • Ultiniz hasar vurduğunuzda doluyor.
  • Bu bölge tutmayla ilgili bir oyun, ve insanlar kurşunlardan hoşlanmaz.

Tabii ki -tabii ki!- bunda hangi karakteri oynadığınız da etkili. “Bol bol ateş etmek” Widowmaker, Tracer ve Lucio için farklı şeyler ifade ediyor. Fakat burada özümsenmesi gereken genel bir prensip var: sizden çıkan hasarı ve rakip takımın yediği hasarı maksimuma çıkarmak. Bu genellikle karakterlerin oynanma stiline alışmaktan geçiyor.

 Hey, dinleyin!

Yükleme ekranında bu etkiyle ilgili bir tüyo var, ama yine de pekiştirmekte fayda var: Overwatch, rakiplerin ses efektlerinin kendi takımınızdakinden daha sesli olduğu bir oyun. Bununla birlikte, oyundaki her ultinin, ulti atılmadan hemen önce duyulan, kendine özgü bir işareti var. Bunu duyduğunuzda, tepki vermelisiniz.

McCree’nin “It’s high noon” demesi demek, onun görüş alanından çekilmeniz demek. Lucio yıkıyor mu? Takım savaşı planlarınızdan vazgeçin. Hanzo’nun ultisi hem bir bağırışla hem de artan bir ses ve ejderha kükremesiyle gelir. Bunların hepsi yoldan çekilmek için bir sebep.

Bu işaretler bazen de gelecek fırsatların habercisidir. Mesela, Lucio, rakip takımın ultilerini kırma konusunda çok iyidir. Sound Barrier çoğu AoE ultisinin hasarını absorbe edebilir ve iyileştirme alanınız Zarya’nın Graviton Surge’ü gibi kitle kontrolünü sağlayabilir. D.Va ve Reinhardt ulti atan bir Soldier: 76’e karşı iyi seçeneklere sahip, ve Hanzo eğer uygun biçimde hızlı ve hatasız olursa Pharah’ın gününü oldukça kolay mahvedebilir.  Overwatch bu şekilde karşı oyun fırsatlarıyla dolu bir oyun, ve ultilerin işaretlerine dikkat etmek demek onlardan kurtulmanız demek.

fa8c7be8deb8d8b335eaf9227267c4c4

Rakibin zamanını harcayın

Zaman, Overwatch’un en önemli kaynaklarından biri. Kill almaktan tutun ultinizi şarj etmeye kadar yaptığınız her şey zaman kazanma ya da kaybetme olarak size dönüyor. Çoğu modda, zamana karşı çalışan oyuncular saldıranlar -ama aynı prensip savunma yapanlar için de geçerli. Rakipleriniz planlarını istedikleri kadar hızlı uygulayamadığı sürece, her zaman kârdasınız.

Rakibi yavaşlatmak için birçok belirgin, oyunda kabul edilmiş yol var: yüzlerine ateş etmek ya da öldürmek üzere oldukları kişiye can basmak gibi. Ama sinsi yollar da var tabii, oyunun size puan verdiği şeylerin dışında kalmak gibi. Eğer rakibi görevleri yapmak yerine sizi kovalamaya zorlarsanız, “gerçekten” hasar vermemiş olsanız bile takımınız için büyük bir şey başarmış olursunuz.

Mei bunu yapabilen en iyi karakterlerden, tıpkı Winston gibi. Aslında, Winston’ın ne kadar sinir bozucu olduğunu fark edene kadar, D.Va ya da Reinhardt’ın tersine oyuna ne kattığını anlayamamıştım. Winston zaman hırsızı bir goril. Dolaylı yoldan etkili olabiliyor. Rakibinizin düşürmek istediği koridorları, gücünüzü kullanarak bloke edebilirsiniz. Tehlikeye girip, rakibin arka saflarını biraz kovalayıp, onları “En başında biz n’apıyorduk?” diye düşünmeye itebilirsiniz. Winston’ın ultisi özünde kocaman bir “bana bak!” butonu barındırıyor -çok ölümcül, ama etrafınızda duran kocaman kızgın, kırmızı ve parlayan bir maymunu nadiren görmezden gelebilirsiniz.

Bunlar, bir ölçüde hepiniz için geçerli. Eğer düşman hattının arkasındaysanız ve ölecekseniz, bunu en son yapın. Eğer D.Va’ysanız ve mech’inizi kötü bir durumda kaybediyorsanız, sinir bozucu olun. Gitmek istemedikleri bir noktaya doğru sizi kovalamalarını sağlayın. O muhteşem Hanzo’nun sizinle uğraşmasınız sağlayın. Tahminen onlara altı ya da yedi saniyeye mal olacaksınız, ama altı ya da yedi saniyeyle kazandığınızda çekirge gibi etrafta zıplamanızın karşılığı ödenmiş olacak.