Güncel olarak üretilen çizgi romanların kalitesizliği çizgi roman okuyucularının malumudur. DC ve Marvel gibi iki piyasa devinin de çizgi romanları artık başka mecraları destekleyecek araçlar olarak görmeleri ve de yaratıcı ekiplerin eski fikirler ekseninde dönerek yeni şeyler keşfedememeleri çok sık görülen sorunlar olmaya başladı. Bu anektodlar doğrultusunda sektöre bakan birisinin çizgi roman sektörü için batan bir gemi benzetmesi yapması mümkün. Her şey gerçekten de çizgi romancılığın battığı 90’ların ortasına çok benziyor. Ama durum gerçekten de böyle mi?
Bu arada daha ayrıntılı bir şekilde bu makaleyi dinlemek isterseniz aşağıdaki videoyu izleyebilirsiniz, ve daha fazlası için de kanala abone olabilirsiniz;
Çizgi roman sektörü için bir batış dönemi vardı
Sektörün battığı bir dönem gerçekten de var, hem de öyle düşündüğümüz gibi uzak bir geçmişte değil. 93-97 arasında çizgi roman sektörü öldü. Piyasa ise bir daha asla düzelmeyecek yaralar aldı bu süreçten elbette ki. Ama Diamond Comics’in satış rakamlarına göre çizgi roman endüstrisi istikrarını tekrar kurmuş gibi görünüyor. Peki bu veriler gerçekten sektörün durumunu gösteriyor mu?
Kesinlikle hayır. Ana sorun zaten Diamond Comics gibi modellerde yatıyor. Bu toptan rakamların tek gerçek olabilmesinin yolu, perakendecilerin satın aldıkları her sayıyı satabiliyor olmalarıdır. Ama teoride böyle görünen durum, pratikte neredeyse tam tersidir. Phil Boyle’un; “Hiç kimse, yeni bir karakter ortaya çıkmadığı veya yakında piyasaya sürülecek bir filmi olmadığı sürece 6 veya 3 sayılık bir mini dizi bulamaz. Şubat ve Ekim ayları arasında raflarda yerlerini alan hikayelerin maliyeti, 100.000 dolar. Ama sayıların %60’ı hemen satılmaz. %30’u ise 3 ay boyunca raflarda kalır.”
Buradan bir ikinci önemli noktaya bağlayabiliriz yazımızı; piyasanın taze okurlar kazanamıyor olması. Yayınlanan çok sayıda sayı yeni okurların gözünü o kadar korkutma ki, yeni okur hiç bulaşmamayı tercih eder hale gelmekte bir noktada. DC Editörü Dan Didido bu konudaki endişelerini; “Piyasanın doygunluğa ulaşmış olmasından korkuyorum. Ayda 400 küsur yayın çıkmakta piyasaya. Bu uzun süre devam edemez.” sözleriyle yansıtıyoruz bizlere.
Varyant kapakların piyasayı işgal etmesi ise cabası. Bu konunun ne kadar vahim olduğuyla ilgili apayrı bir başlık da açacağız yakın zamanda.
Bu kadar kötücül anlatı sanki sektör yakında batacak gibi düşündürüyor değil mi? Ama korkmayın, durum öyle değil yani sektör sallantıda değil, en azından büyük bir sallantıda değil. Sadece yayıncılar ve perakendeciler modern dünyadaki en kârlı yolu bulmak için dramatik değişiklikler yaptıkları bir dönemden geçiyorlar. Pazar modelleri tekrar gözden geçiriliyor. En kârlı yolu bulan da sektör içerisinde zirveye oturacak.
Yakında yeni makalelerde ve videolarda görüşmek üzere, kendinize dikkat edin. Kanalımıza destek olmayı da unutmayın.
Yazar: Berkay Sert / Radyo Spoiler
Yorum yap