Bu makalenin daha ayrıntılı bir versiyonunu dinlemek isterseniz hemen aşağıda konuyla ilgili videomuzu da izleyebilirsiniz;
Avengers filmlerini hatırlarsınız. Sadece iyi filmler olmakla kalmadılar aynı zamanda film sektörünü etkilediler. Ama bu kadar sevilmelerinde karakterlerin de büyük bir katkısı var. Özellikle de kahramanlar düştüğünde onları kaldıran, sırlarının sırları olan adam… Nick Fury. Peki hiç bu karakterin nasıl bildiğimiz hale geldiğini, onu bu hale getiren dahi beyni merak ettiniz mi? Ya da Stan Lee ile olan tartışmalarını duydunuz mu? İşte bunun cevabı Reading Pensylvania’da doğan Jim Steranko ‘da saklı. Büyükanne ve büyükbabaları Doğu Pennsylvania’nın kömür madenciliği bölgesine yerleşmek için Ukrayna’dan göç etmişti. Dokuz kardeşten biri olan Jim Steranko’nun babası ise, 10 yaşında madenlerde çalışmaya başladı ve yetişkin olduğu zaman da kalaycılığa başladı. Üç çocuktan biri olan Steranko, çocukluğunu Amerikan Büyük Buhranı sırasında katran çatılı ve üç odalı bir evde geçirdi. 10 yaşını geçene kadar oturma odasında bir kanepede uyudu.
Steranko, memleketi Reading’de bir baskı şirketi için sanatçı olarak çalıştı ilk yıllarında, yerel dans kulüpleri için broşürler ve el ilanları çizdi. Beş yıl sonra bir reklam ajansına katıldı burada reklamlar tasarladı ve “bebek arabalarından bira kutularına” kadar çeşitli ürünler çizdi. Çizgi romanlarla ilgilenen bir hayran olarak DC Comics’i ziyaret etti ve Steranko’ya bilim kurgu macerası Adam Strange senaryosunun bir kopyasını veren editör Julius Schwartz tarafından ofis turuna çıkarıldı. Jim Steranko, 2003 yılında Jim Steranko “Panel açıklamaları ve diyaloglar ile birlikte gördüğüm ilk tam senaryo idi. Ondan çok şey öğrendim ve onun sayesinde çizgi roman yaratmaya devam ettim.” Diyerek o zamanların kendisi açısından ne denli önemli olduğunu da belirtti.
Steranko 1966’da Marvel Comics’de de çalışmaya başladı. Stan Lee ile Jack Kirby’nin iki sayfasını kalemlendirdiği süper ajanı “Nick Fury, Agent of S.H.I.E.L.D.” ile tanıştı. Ki bu sayfalar 30 seneyi aşkın bir süre sonra yayınlanacak özel cilt ile ancak ortaya çıktı. Zamanın yazarı, ve ileride baş editör de olacak Roy Thomas o zamanı şöyle anlatır; “Ofise geldi … ben Sol Brodsky tarafından işine bakıp onu azarlayıp göndermek için yolandım. Stan meşguldü ve o gün rahatsız edilmek istemiyordu. Ama Jim’in işini gördüğümde… onu Sol’a götürdüm ve ‘sanırım Stan bunu görmeli’ dedim. Sol kabul etti ve Stan’e götürdü. Stan, Steranko’yu ofisine çağırdı ve Jim ile ‘S.H.I.E.L.D.’da çalışmasını söyledi… Bence Jim’in Marvel’a mirası, Kirby tarzının değişebileceğini göstermesi ve pek çok sanatçı için de özgün bir yol açmasıdır.”
Lee ve Kirby o zamanlarda aylık olarak 12 sayfa yayımlanan Nick Fury, Agent of S.H.I.E.L.D’ı başlatmıştı Strange Tales 135’de, Helicarrier (uçabilen bir uçak gemisi) LMD’ler (Life Model Decoys yani yaşayan birisinin yerini alan androidler) ve hatta hava yastıkları gibi yaratıcı ve kalıcı aletler dahi tasarladılar. Marvel’in yer altı terör örgütü Hydra da bu maceralarda tanıtıldı. S.H.I.E.L.D ve hydra gibi Yapı taşları ayrıca filmlerde zevkle izlediğimiz sinema teknolojisinin gelişmesinin de etkisiyle bayılarak izlediğimiz uçan araçlar daha nicesinin temeli burada atıldı.
Steranko, yeni Marvel sanatçılarının uzun süredir yaptığı gibi Kirby çizimlerini kalemlendirerek başladı Strange Tales 151’deki (Aralık 1966) sayısı ile. İki sayı sonra, nadir görülen bir başarı ile iki sayı sonrasında Steranko bütün hikayenin çizimlerini yapmaya başladı ve serideki beşinci sayısı itibari ile de bütün hikayenin ortaya çıktığı zihin kendisi olmuştu. Artık Nick Fury karakterini yazan, çizen ve kalemlendiren kişi Jım Sterenko idi. Henüz 29 yaşında iken.
Nick Fury, Agent of S.H.I.E.L.D. kısa sürede Gümüş Çağı’nın yaratıcı zirvelerinden biri haline geldi ve çizgi romanların en çığır açıcı, yenilikçi işlerinden biri oldu. Her geçen sayıyla Steranko gittikçe daha yenilikçi hale geldi. Panel sınırlarını göz ardı etti. Bunun yerine çizimlerine derinlik katmak adına foto kolajlar kullandı… Çizgi romanlarının ilk sayfaları döneminin San Francisco rock konseri posterlerine benzer tasarımlarda idi.” Yazar-çizer Larry Hama, Nick Fury koleksiyonunun bir girişinde Jim Steranko’nun “Jack Kirby’nin figüratif dinamizmini modern tasarım konseptleriyle birleştirdiğini” söyledi ve devam etti; “Fury’yi takım elbise ve kravatlardan çıkarıp çok katmanlı ve cepli üniformalar içine soktu…” “Sayfaları sadece bir dizi panel olarak değil, bir bütün olarak tasarladı. Tüm bunlar, kenarlı bir tarzda, drama ve anatomik gerginlikle doluydu. ”
Steranko, psychedelia ve op-art gibi günün sanat hareketlerini çizgi romanlarda tanıttı ve popülerleştirdi, özellikle Salvador Dali tarzı estetiği ile “Zap-Art” olarak adlandırılacak bir akımın da temellerini doğurdu. A.M. Viturtia, Steranko’nun James Bond romanlarını çizdiğini, bunlardan oldukça esinlendiğini ve etkinin her iki tarafı da beslediğini belirtti zaman zaman; “Steranko casus filmlerden etkilendi, ancak Nick Fury çizgi roman sahnesine geldikten sonra, aynı filmlerin yönetmenleri Steranko’dan yoğun bir şekilde ögeler almaya başladılar!” Jack Kirby’nin, özellikle fotomontaj ve çift sayfalı formaların kullanımında çığır açan çalışmalarını benimsedi, uyarladı ve üstüne koyarak devam etti. Strange Tales 167’de (Ocak 1968), Steranko çizgi romanların ilk dört sayfalık yayılımını yarattı, o ya da editör Lee panoramanın altına”tam etkiyi elde etmek için elbette ikinci bir sayı ile yan yana koyulması gerekiyor, ancak çizgi roman tarihindeki en çılgın aksiyon sahnesine sahip olmanın fiyatına değeceğini düşünüyoruz! ” notunu düştü.
Fury’nin maceraları, 20 sayfalık kendi dizisinde devam etti büyük popülaritesi karşısında. Ancak son teslim tarihlerine yetişemeyen Sterenko yerine 4. Sayıyı başka bir ekibin ortaya koymasının ardından kendi serisine küsen Jim Steranko sadece bir avuç kapak daha üretti ve daha sonra da kitabı bıraktı. Bununla birlikte, onlarca yıl geçmesine rağmen, görselliği çizgi romancılığın en bilinenleri arasında yer alıyor.
Steranko, Kaptan Amerika (110–111, 113) ve X-Men (50-51) üzerinde kısa süreli çalışmalar da yaptı. Kısa “Kaptan Amerika” çalışmasında Madam Hydra karakterini tanıtarak farkını yine ortaya koydu. Fakat bunlar ardından uzun bir süre sessizlikte kaldığı için, 1969 baharında bir “Marvel Bullpen Bulletins” hayran sayfası, “Jim Steranko’ya ne olduğunu merak ediyorsanız … …yepyeni bir hikaye üzerinde çalışıyor. “Marvel Super-Heroes” da kısa süre içinde ön plana çıkacak ve bir sır hakkında konuşacak – bize bile ne olduğunu söylemedi! ” yazısı ile editörlerden bir bilgi ile tekrar anıldı. Ancak yeni projesinin yayınlanacağı antoloji serisi kısa süre sonra iptal edildi.
Steranko, Marvel ile çalışmasının sonlanmasına neden olacak bir korku hikayesi ile ortaya çıktı bundan sonra. Tower of Shadows 1’de (Eylül 1969) yayınlanan bu yedi sayfalık hikaye, Steranko’nun kapağını reddeden, panel tasarımını, diyalog ve öykü başlığını da beğenmeyeren Stan Lee ile arasında bir sürtüşmeye neden oldu. Ki bu sayı için Sterenko için tasarlanan kapak daha sonrasında ödül de almıştır. Steranko’ya göre Lee, korku yazarı H. P. Lovecraft’ı beğenmezdi ya da anlamazdı ve hikaye için kendi karakterlerini tasarladı. Tartışmaların sonra Jim Steranko projeyi ya bıraktı ya da kovuldu. Lee, yaklaşık bir ay sonra, olay soğuduktan sonra onu aradı.
14 Kasım 1969’da yapılan çağdaş bir röportajda Jim Steranko, konu üzerine şunları söylemiştir: “Onlarla küçük bir tartışma yaşamamın nedeni, işimi düzenlemeleri. Değiştirilmemesi gerektiğini hissettiğim bazı şeyleri değiştirdiler. Bu temelde devam edemeyeceğimiz konusunda ısrar ettim. … Örneğin, “At the Stroke of Midnight” isimli korku hikayeme bir diyalog çizgisi eklediler. Bir yayıncıysanız ve işimi istiyorsanız, bunu benim istediğim gibi elde edersiniz ya da edemezsiniz… Neyse… Şimdi onlarla bir çalışma anlaşmam var ve her şey yolunda.”
Steranko verdiği röportajda belirttiği gibi Marvel’a geri döndü, bir romantizm hikayesine (“My Heart Broke in Hollywood”, Our Love Story 5, Şubat 1970) ve Doc Savage, She-Devil Shanna gibi serilerin de kapak çizerliklerini de yaptı ama hiçbir zaman tamamen bir ürün ortaya çıkarmadı.
İşin aslı genç bir sanatçını kaprisleri, ya da zamanın şartlarında para kazanmak isteyen bir editörün hırsı mıdır bilinmez. Ama kesin olan bir şey var ki, Sterenko sanat tarzı ile yepyeni bir yol açtı ve az sayıdaki çalışması bence onu çok daha değerli kıldı. Eşsiz çalışmalarının ardından gördüğü saygı, bu tartışmanın onu hiçliğe sürüklenmesini de engelleyerek saygın bir hayat yaşamasını sağladı. İlerleyen günlerde görsel anlatımını daha da ayrıntılı bir şekilde deşmek istiyorum da, ama bu videoda anlatacaklarım bu kadar. Şimdilik beğenmeyi ve devamından haberdar olmak için abone olmayı unutmayın, kendinize iyi bakın, hoşça kalın.
Daha fazlası için kardeş kanallardan olan Radyo Spoiler kanalını takip edin.
Diğer çizgi roman özel dosyaları için buraya tıklayın.
Yorum yap