Othercide : Gri, Beyaz ve Karanlık | Oyun İnceleme

Merhaba, büyük bir kötülüğe karşı hanımefendilerden destek alan alarak savaşmayı seven okuyucularımız. Bu haftaki oyun yazımız Othercide Gri, Beyaz ve Karanlık tam olarak da böyle bir oyun. Yani kendimizden fedakarlık etmeli, çok iyi hesaplama ve strateji yapmalıyız. Karşımızda ise…Geri kalanı yazıda. İyi okumalar.

En Sevdiğin Renk Nedir?

Bazı oyunlar vardır, sessizdirler, sedasızdırlar. Ne çıkışları büyük bir olay yaratır, ne de zaman geçtikten sonra değerleri anlaşılır. Bu durumun birden fazla nedeni olabilir. Ama (en azından ben) Otbercide’ın çıktığını duymadım. Tamamıyla şansa gördüm ve…sanırım birbirimizi ilk görüşte sevdik. Peki neden?

Lightbulb tarafından geliştirilmiş ve Focus Home Interactive yayımlanmış olan oyunumuzun kısaca konusu şu; The Mother dediğimiz varlık, uzun süredir başka bir karanlık varlığa karşı savaşmaktadır. Ancak her şeyini ortaya koymuş olmasına rağmen yenilmenin eşiğine gelmiştir. O zaman geriye tek bir çare kalmıştır; Kalan son parçalarını ve ruhunu kullanmak…

Böylece siyah beyaz olan hikayemize bolca kırmızı renk yani kan da eklenmiş olur…

Tur Tabanlı Ve Estetik

Othercide, tur tabanlı ve her savaşımızda adamlarımızı pardon kızlarımızı seçerek, onlardan grup kurarak ilerlediğimiz bir oyun. Aslında kendisini (biraz ucundan da olsa) Darkest Dungeon’a benzetebiliriz, tabii o kadar detaylı değil ama kazandığı başka noktalar var. Öncelikle su kızlara bir bakalım.

Othercide
İyi bir hesaplama ile rakibin arkasına geç ve onu yok et! Sana güveniyorum…kızım…

The Mother dediğimiz varlıktan gelen kızlarımızdan üç tanesi oyun başında bize veriliyorlar. Bildiğiniz “Farklı türlerini dene de stratejilerini ona göre yapmayı öğren” şeklinde veriliyorlar.

Tur tabanlı rpg sever arkadaşlarımızın hemen alışacağı, zamanla da çok güzel stratejiler yapabileceklerini görecekleri kızlarımız ilk başta üç gruba ayrılıyorlar;

Shieldbearer. Oyundan alıntı bir cümle ile dertlerini anlatmak gerekirse “Kız kardeşlerinin hayatını kendi hayatının üstünde tut.” Kalkan kullanmasını sevdiğimiz bu sınıf kendisine gelen hasarı azaltması, kalkanıyla vurarak rakibin oynama hızını yavaşlatması gibi özelliklere sahip. Bir yeri tutmanız mı gerekiyor? Gönderin bir iki Shielbearer, sabaha kadar orayı tutsunlar.

Blademaster. Büyük kılıç kullanan, son derece hızlı ve çevik kızlardan mı hoşlanıyorsunuz? O zaman Blademaster’a nikah kıyacaksınız. Takımda en uzaklara en kısa sürede gidebilmesi ve müthiş hasar verebilmesiyle, kendileri düşman saflarını yarmakta ve yok etmekte ihtisas sahibiler.

Soulslinger. Aslında kendileri oyuna en beklemediğim şekilde konulmuş olan bir sınıf. Sanırım yapımcılar kızlarımıza ok vermek yerine iki tabanca vermenin daha “karizmatik” olduğuna karar vermişler ve Soulslinger sınıfı doğmuş. Menzili saldırıları ile rakibi gelmeden indirmeleri ya da yaralamaları kesinlikle çok kullanışlı. Ama bundan çok daha ötesine sahipler. Arkadaşlarına gelen saldırıyı ateş ederek kurtarabilir ya da müttefiklerine insiyatifte hız verebilirler. Kesinlikle oynaması çok zevkli sınıflardan.

Geri kalan sınıf ya da sınıflar hakkında bir bilgi vermiyorum çünkü spoiler bizim işimiz değil.

Hangi Kız İle Ne Yapılabilir?

Birbirinden farklı görevler sunan Othercide, aslında maalesef bu konuda çok iyi değil. Oyunda birkaç çeşit görev var, bunların hepsi birbirinden oldukça farklı olmasına rağmen genel olarak pek yaratıcı bir şeyler yazamamışlar. Her bu tür oyunda görebileceğimiz gibi koruma, alandan kaçma ve düşman grubunu yok etme gibi standart kısımlar var. Bu olay da oyunun bir yerden sonra biraz tekdüze gitmesine sebebiyet veriyor. Söz konusu olan duruma karşı elimizde iki geçerli çözüm var; düşmanın değişmesi ve kızlarımızın seviye atlamaları.

Oyunda istediğimiz göreve, istediğimiz kızla gidebiliyoruz. Yani hızlı bir grup yapmak isterseniz grubu Blademaster’lardan oluşturabilir, ya da her sınıftan koyarak daha dengeli ilerleyebilirsiniz. Zamanla hangi düşman ve göreve neyle gitmemiz gerektiğini daha iyi anlayabiliyoruz. Ama aslında hiçbir şey göründüğü kadar güzel değil…

Seni İyileştirmenin Tek Yolu…

Görev yaptıkça daha çok kızı takıma katabildiğimiz oyunda, hayatta kalan kızlarımız seviye atlıyor ve bize özellik seçenekleri sunuyor. Bir özelliği tercih etmek, diğerine elveda demek olan oyunda eğer savaşımız mükemmel geçmediyse sıkıntılı bir ekran bizi bekliyor; Kurban verme ekranı.

Gördüğümde, anladığımda aşık olduğum o özellik burada devreye giriyor; diyelim ki rakiplerinizle çok çetin bir savaştan çıktınız, kızlarınız yaralı ama en azından hayattalar. Kime ne oldu diye ekrana bakıyoruz, iyileşsinler diye “rest” alıyoruz ama bir bakıyoruz ki herkes yaralı kalmaya devam etmiş?

Bir ebevy olarak bir kızınızı başka bir kızınız için kurban eder miydiniz?

Othercide bizlere tek bir iyileştirme olanağı sunuyor: Başka bir kızımızın kendini kurban etmesi. Başka hiçbir iyileşme yolu yok! Bu nedenle savaşta alığınız en ufak çizik, en ufak yaralanma bile aslında bizden çok şey götürüyor. Bu da oyunu zor ve eğlenceli yapan belki de en önemli nokta. Bir kızımızı karanlık sulara atıp feda ederken ruhunun bir parçası ise diğer kıza geçiyor. Böylece bir kızımız diğer kızdan gelen sayısal kabiliyetlere ve tam cana sahip olmuş oluyor. Gotik ve buruk değil mi?

Bir Çeşit Sanat Eseri

Othercide, siyah beyaz yapılmış bir oyun. Bunu sadece grafikleri için değil hikayesi için de söylüyorum. The Suffering dediğimiz karanlık varlık, bir “çocuğu” kendine esir almıştır. Bir çok kişinin elinde, farklı acılar çekerek büyümüştür. Onu kurtarmak sadece bir çocuğu kurtarmak demek değil, The Suffering ile başa çıkmak demek. Ama kolay olmayacağından emin olabilirsiniz. Umutsuz bir savaşın ortasında olduğumuzu unutmayın. Her adımda zafere yaklaşıyoruz, kızlarımızın cesetlerine basarak…

Tüm Acıların Kaynağı “The Suffering”

Her bir “era” da kendisine biraz daha yaklaştığımız ana düşmanımıza gelmeden önce haliyle bize gönderdiği yaratıklarla hatta kabuslarla karşılaşıyoruz. Onların da acı çektikleri her yerlerden belli olan bu canavarları canlarını bitirerek yok ediyor ve genelde onları öldürdükten sonra yerlerine yenilerinin gelmelerini acı çekerek izliyoruz.

Kendileri oldukça akıllı varlıklar. Daha doğrusu hepsinin savaş stratejisi ayrı. Rakiplerimizden bazıları müttefiklerinin güçlerini çılgınca arttırırlarken, bazıları ise ateş edecekleri en güzel noktayı seçmeye çalışıyorlar. Bu arada her tür düşmanın da belli bir hareket izleme algısı, düşman algısı var. Mesela bir tür düşman Blademaster sınıfına kıl onu görünce direkt olarak onlara yöneliyorlar. Aslında bu şekilde hangi düşman ne yapacak onu kısa sürede öğrenebiliyoruz ve pek şaşırtmıyorlar. Ama bu durum kesinlikle yanlışlıkla yapılmış bir şey değil. Düşman hareketlerini oyun içinde de okuyabileceğiniz yerler var.

Standart haraket eden düşmanlar ilerleyen seviyelerde çeşitleniyorlar bu durum da bizi yeni stratejiler yapmaya zorluyor. Özellikle oyunun son kısmının gayet zor olduğunu söyleyebilirim.

Dövüş Sanatı ve Dayak Yemek Üzerine

Othercide bize gayet hoş, içinde (neredeyse) kendine has bir dövüş sistemi sunuyor. Öncelikle tur tabanlı olarak ilerliyoruz ama her bir rakibimizin ve kızımızın kendi insiyatifleri var. Kabaca “sırası gelen vuruyor” şeklinde ifade edebiliriz. Savaşırken sıranın kimde olacağını, ve adamımıza sıranın kimden sonra/önce geleceğini kestirmek kesinlikle hayati. Özellik Boss savaşlarında (değineceğim).

Hal böyle olunca rakibi gerileten ya da adamlarımızın daha hızlı oynamasını sağlayan hareketler yapılabiliyor. Bu nedenle de oyuncunun tüm dikkatini savaşa vermesi gerekiyor, çünkü yukarda da ifade ettiğim gibi bir kızımızın yaralanması çok şeye mal olabiliyor.

Bunlara ek olarak dövüş animasyonları ve sınıfların kabiliyleri gerçekten de çok iyi belirlenmiş. Hızla düşmana ulaşması gereken karakter kısa menzil ışınlanabiliyor, savunma yapması gereken kızımız ise savunmasını arttırabiliyor gibi…

Dövüşürken rakiplerimiz de sadece gelip vurmaktan çok daha fazlasını yapıyorlar. Her yaratığın kendi taktiği ve öncelikle belirlediği hedefleri var. Bunları savaşarak (ve değerli kızlarımızı kaybederek) öğreniyoruz. Yani her bilgi için resmen savaşıyoruz.

Beyaz Renk Kötüleri Temsil Ediyor

Rakiplerimiz, garip, çarpık ve bir şekilde acı çeken varlıklar. Ejnebilerin “grotesk” diye adlandırdıkları varlıklardan. Eğer merak ederseniz kendileri hakkında hem dövüş taktikleri hem de ne yiyip ne ne içtikleri hakkında bilgi sahibi olmak mümkün. Bu dediğim iki türlü bilgiyi de özet şeklinde ve aynı sayfada vermeleri ise beni resmen hikayeye çekti. Yaratıkların nerede, nasıl oluştuklarını anlarlar avlanma yöntemlerini de öğrendim. Valla kendimi witcher gibi hissettim. Sevindin, mutlu oldum.

Boss Savaşları Gayet Epik

Oyunda her gün, savaşlarımıza karar veriyor sonrasında da dinlenme kararı alıyoruz. Böylece günler geçiyor ve sonunda hangi kısımdaysanız oranın patronu ile kapışıyoruz. Bu kapışmalar epik ve mükemmel. Bir kere Boss atakları, konseptleri ve geri kalan her şeyleri hikayelerine çok uygun. Her bir Boss birbirinden gayet farklı. (Hem dövüş hem de konsept olarak) Ve savaşması inanılmaz bir heyecan. Çünkü normalden çok daha dikkatli ve stratejik davranmamız gerekiyor çünkü asla Boss’ların affı yok. Giderek de zorlaşan oyunda, kızlarınızın özellikle son kısımlara geldiğince çok yüksek seviye olmalarını tavsiye ediyorum.

Ses, Grafik ve Oynanabilirlik Kontrolü

Bu bir hikaye. Ve her hikayenin olduğu gibi burada da bir anlatıcımız var. Onun büyüleyici sesi haricinde genel seslendirmeler biraz az olmakla beraber başarılı. Gotik havamıza gotiklik katıyor. Boss savaşlarındaki şarkıları da ayrıca sevdiğimi belirteyim.

Animasyonlar, karakter tasarımları, gölgeler ve ışıklar…Hepsinin yerli yerinde olduğunu söyleyebilirim. Tabii kızlarımızın saç modelleri ve silahları dışında inanılmaz bir değişimleri yok, ama rakiplerimizin çeşitliliği bence yeterli. Kızların birbirine benzemeleri de zaten hikayesel bir öge dolayısı ile buradan da bir eksi veremedim.

Kimin seviye atladığından öte, herkesin hayatta kalması önemli…

Oynanabilirlik de yine ortanın üstünde değerlendirdiğim noktalardan. Ki eğer zorlanmaktan hoşlanıyorsanız hiç sorun yok. Ortalama olmasının sebebi her savaşa girmeden önce takım kurarken baya vakit geçirme gerekliliği. Örneğin iki tane soulslinger kızımız olsun. Bu arkadaşların genelde seviyeleri ve can oranları birbirinden farklı oluyor. Buna ek olarak aldıkları eksi ve artılar yine değişkenlik gösteriyor. Bir de “Boss savaşına acaba hangi kızı soksam?” diye düşünceler girdi mi karar vermek ziyadesiyle zor olabiliyor. Ama yavaş ve sakin giderseniz (sabır meselesi) her şey yolunda gidecektir.

Bana Eksilerden Söz Et

Oyunun belki de en büyük eksisi aslında hep aynı şeyi yapmamız; Grup hazırlıyoruz, görev ne ise ona çıkıyoruz, az ya da çok dövüşüyoruz ve bitiyor. Bu döngüye çok da fazla dahil olan başka bir etmen yok. Hani adamlarımıza ekstra silahlar, eğitimler vb. vermek. Ya da özel bir yaralanamaları olup bunları iyileştiremek vb gibi. Nedense Darkest Dungeon’ı özledim sanki. (Olmadı hazırlık yapabileceğiniz bir tur tabanlı oyun incelemesi olan Ash of Gods’a buradan bakabilirsiniz) Ama benim gibi bunları çok kafaya takmıyorsanız sorun yok.

Belki bir kısım eksi olarak düşünebileceğim şey, oyunun gerçekten zor olması. Yani eğer yeterince seviye atlamadan ileri seviyelere giderseniz oyunu bitirmek çok mümkün olmayacaktır. Bu nedenle de eski kısımlara dönüp seviye geliştirmek çok önemli. Böyle konseptlerden hoşlanmıyorsanız sıkıcı gelebilir.

Oyunun genel grafiklerinin iyi olmasına rağmen haritalar biraz az. Aslında haritalar birbirlerine çok benzememekle beraber sayıları maalesef yeterli değil. Birkaç tane daha yapsanız ne olurdu?

Son Kızımızı Da Kurban Verirken

Othercide, kesinlikle derin hikaye seven, tur tabanlı savaş türüne gönül vermiş, zor oyunların yıldıramadığı tüm oyunculara tavsiyemdir. Kendimizden bir şeyler vererek ilerlememiz, bizi karanlık ve umutsuz bir yapıda bırakan hikayesi, yaratıkları ve ilerleyişi ile ağzınıza layık olduğunu söyleyebilirim.

Bir sonraki yazıda görüşünceye dek, az kız kaybetmeniz dileğiyle…

Eğer oyunu almak ya da bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.