İnsanlar ve Orklar : WARCRAFT – Film İncelemesi

Filmi öncelikle bir Hollywood filmi olarak, Warcraft evreninden ve hikayesinden ayrı olarak değerlendireceğim.

Film gerçekten güzeldi. Konuyu tamamen bilerek gittiğim için aslında ben dikkat edememiş olsam da; Warcraft bilgisi olmadan filme gidenlerin söylediğine göre hikaye geçişlerinde biraz sorun vardı lakin. Yani bir karakterin kim olduğunu, ne olduğu hikayeyi bilmiyorsanız tam olarak anlamamanız mümkün. Ama işin güzel yanı; gelecek filmler Duncan Jonas tarafınan garantilenmiş gibi duruyor.

Grafikler konusuna büyük bir facia bekleyen ben; gördüklerim karşısında mutlu oldum. Özellikle Orklarda kullandıkları CGI gerçekten izlenmeye değer. Durotan’ın Drakan’ın elini tutuşundan tutun da, minik Thrall’ımızın (bilmeyenler için; Go’el) bağırışına kadar, pek güzeldiler. Pek tabii Garona’ya ben de herkes kadar takılmış vaziyetteyim. Zira Anduin ile ilişki yaşayabilsin diye ekstra bir seksapel eklenmiş gibi ve rahatsız ediciydi bu biraz.

Konu içinde tutarlıydı. Yani bir anda ‘bu nerden çıktı’ diyebileceğiniz şeyler pek yoktu, bir düzen üzerinde işledi, karakterler eksik işlenmiş olsa dahi. Warcraft evrenine zaten aşık birisi olarak, övmeye başlamaya girmeyeceğim pek, zira bitmez diye düşünmekteyim. Ki hikaye ile ilgili sorunlarımı da ikinci kısımda vermeyi düşünmekteyim. Burada belirteceğim en önemli şey; hikayeyi sadece testosteron ve ‘ME SMASH’ orkları şeklinde yapmayıp, orcların kendi içindeki işleyişini ve Durotan gibi mükemmel Orkları da çok güzel bir şekilde sahneye almaları açısından harika bulduğumu söylemeliyim. Bir sürü evrenden bildiğimiz, zekaları bir tahtanınkinin ötesine geçemeyen Orklardan sonra, takdir edersiniz ki Warcraft orcları izlemesi çok zevkli oluyor. Birazcık (!) barbar olmalarının yanında düşünceliler de. Pek tabii Alliance’ın işleyişi de çok güzeldi doğrusu. Genel olarak ‘For the Horde!’ diye bağıranlarımız bile, filmi izlerken zaman zaman Alliance adına bağırmak istediler. Bir Ork klanı ve İnsan krallığının anlaşması, 2 saatlik bir filmle hepimizin içini ısıtan ve ‘ben de savaşacağım!’ dedirten cinstendi.

Artık günümüzün en alışılagelmiş detayını atlamamak lazım; güldüren göndermeler ve konuşmalar. Özellikle Marvel Universe ile başlayan bu sevda, durdurulamaksızın gidiyor. Warcraft da bu kahkaha trenine katılmış durumda. Warcraft evrenini bilmese bile, hiç yoktan Hearthstone oyununu oynamış herhangi birisinin bile bildiği Polymorph (Büyünün atılığı kişiyi koyuna çevirme) büyüsünü beyaz ekrana geldiği anda salonu kahkahaya bulunmamış izleyen yoktur herhalde. Veya kurgu ile hiçbir alakası olmasa bile, koca bir hayran kitlesi olması sebebiyle birkaç saniyelik sahne elde eden o minik Murloc’un RwlRwlRwlRwl diye bağırması… Film asıl orada gönlümüzü kazandı belki de. Bir diğer nokta ise, gülmek ve filmden rahatsız olmak arasında kaldığım sahne; Garona, Anduin ve Khadgar arasında geçen cinsellik muhabbeti. Anlık olarak güldürdüğü bir gerçek olsa da bir düşündürmedi değil, ‘gerçekten gerek var mıydı?’ diye.

Sonuca bağlayacak olursak: Genel anlamda izlemesi gerçekten eğlenceli bir filmdi. Kesinlikle o koca ekranda izlemeyi hak ediyor. Klasik iyi-kötü savaşından, tamamıyla barbar dövüşlerden sıkıldıysanız, film size bir yenilik katacaktır. Hatta adım kadar eminim ki, filmi izledikten sonra Warcraft evrenini bilmiyorsanız bile ilgi duymaya başlayacak, koşarak kitaplarını okumak isteyeceksiniz.

Gel gelelim, Warcraft evreni olarak değerlendirmeye.

Buradaki yorumlarıma bir bilgilendirme ile başlamak istiyorum; Filmlerde en güzel sahneleri görmüş olmamak ve şaşırma payı bırakmak adına ne fragman izleyen, ne de hakkında yazıları okuyan biriyim. Warcraft’a da inatla bu şekilde, yani sıfır bilgi ile gittim filme dair. Yorumlarımı ona göre değerlendirip, bir ‘film eleştirmeni’ değil, sadece fikirlerini belirten bir yazar olduğumun belirtilmesini rica ediyorum.

Filmden büyük bir hayal kırıklığı ve söylenerek çıktığım bir gerçek. Zira filmde yapılan hikaye değişiklikleri benim için katlanılamayacak derecede çok fazlaydı. Hele kitaplar ve karakterler arasına en sevdiğim Medivh olduğu için, Medivh’in bu kadar üstünkörü geçirilmesi ve hikayesinin en önemli parçası olan Sargeras’ın ve annesi Aegwynn’in konusunun bile geçmemesi beni delirtti diyebiliriz. Ama ayrıntıya girmeden önce maddeler halinde gerçek hikaye ve filmdeki hikaye farklarına değineceğim;

 Warcraft Filmi  Warcraft Kitapları
Alodi, Kirin Tor’daki bir kutuda bulunan, Kirin Tor büyücülerinin bile varlığını hatırlamadığı bir kadın. Alodi, yarı elf bir erkek büyücü ve İlk Koruyucu.
Anduin Lothar’ın bir oğlu ve kız kardeşi var. Anduin Lothar’ın bir ailesi yok ve soyunun son üyesi.
Llane Wrynn’in bir kızı ve bir oğlu var. Llane Wrynn’in sadece bir oğlu var. (Varian)
Khadgar, 17 yaşında Kirin Tor’dan kaçıyor. Khadgar, 17 yaşında Medivh’in yanına öğrenci olarak gönderiliyor.
Go’el ölmek üzere bir şekilde doğuyor ve Gul’dan onu iyileştirmek için Fel’i kullanıyor. Go’el gayet sağlıklı ve yeşil olarak doğuyor.
Garona bir savaşta Alliance tarafından yakalanıp insanlara yardım ediyor. Garona, Medivh’e bir elçi olarak kendi isteğiyle gidiyor.
Durotan’ın klanı olan Frostwolf Gul’dan tarafından katlediliyor. Frostwolf klanı sürgüne gönderiliyor.
Durotan, Gul’dan tarafından Mak’gora’da öldürülüyor. Durotan, sürgünde kalmak istemediği için Orgrim’den yardım almaya gittiği sırada Gul’dan’ın suikastçileri tarafından öldürülüyor.
Draka, Go’el’i dereye bırakıyor. Go’el, ölü ailesinin yanında yerde kalıyor.
Blackhand, Lothar tarafından Mak’gora’da öldürülüyor. Blackhand, Orgrim Doomhammer tarafından öldürülüyor.
Medivh, kafasına inen bir golem tarafından öldürülüyor. Medivh, Lothar’ın kafasını kesmesi ile öldürülüyor.
LLane, Garona’nın kendisini öldürmesini istiyor. Shadow Council, Garona’ya Llane’i öldürmesini emrediyor.
Grommash ve Kargath, Azeroth istilasına katılıyor. Grommash ve Kargath, Draenor’da kalıyor.
İnsanlar başarılı bir şekilde Dark Portal’ı kapatıyor ve Alliance kuruluyor. Stormwind orclar tarafından istila ediliyor, insanlar Lordaeron’a kaçıyor.

Bence bu bahsi geçen değişikliklerin bazıları fazlasıyla büyük önem arz ediyorlar. Bunları inceleyelim.

* Go’el’in doğumu: Normalde Fel ile böyle direkt bir bağı olmayan Thrall, bu vesile ile Fel ile hayata bağlanmış oluyor. Bu kaderini ve kişiliğini tamamen etkileyebilir, belki şamanlığına bile dokunabilir, kim bilir.

* Frostwolf klanının katliamı: Klanın bir üyesi olan Drek’Thar, Thrall’ın şamanlığı öğrendiği hocası. Şimdi o da orada katledildiyse, Thrall’a kim şamanlığı öğretecek? Veyahut ileride Thrall ailesine ne olduğunu öğrenmek için nereye gidecek?
* Blackhand’in ölümü: Blackhand’i Orgrim’in öldürmesi Orgrim için önemli. Zira o savaş ile bir nevi kendisini temize çıkarıyor ve Gul’dan’dan tamamen kurtuluyor diyebiliriz.
* Dark Portal’ın kapanması, Alliance’ın yenmesi: Şimdi… Asıl önemli olan bu belki de. Başarılı bir şekilde geri gönderdikleri ve saf dışı ettikleri Orclar, Stormwind’i istila ettiklerinde Varian oradan kaçacak ve Lich King’imiz olan -tabii o zamanlar çocuk- Lordaeron’a gidecekti. Orada Varian Arthas’ı fazlasıyla etkileyecek ve kendisini geliştirme sebebi olacaktı. Tabii ilerleyen savaşlar ile tüm evrenin değiştiği gerçeğinden bahsetmiyorum bile.

 

 

Bunlar değişen şeyler olmakla birlikte en büyük eksik hala benim için Medivh’in hikâyesi. Sargeras’tan hiç bahsedilmemesi ve ‘fel onu kötü yapıyor’ denmesi basite kaçmak olmuş. Zira içinde olan ve ona yön veren şey dandik bir iblis değil, koskoca Dark Titan Sargeras. Doğumundan beri içinde olması gerçeğini geçtim, Llane ve Lothar’ı fazlasıyla alakadar eden ‘yıllarca uykuya dalma’ olayı da var, zira Llane, Lothar ve Medivh çocukluk arkadaşları ve Medivh çocukluğunda bir anda uykuya yatıp uzun yıllar boyunca bu uykuda kalıyor. Eh, herkes bunu garipser öyle değil mi?

Bu ve birçok ufak detayla beraber, değişen şeyler beni fazlasıyla rahatsız etti. Llane’in, Medivh’in ve Khadgar’ın oyuncularını da pek sevemediğimi söylemeliyim. Oyunculukları güzeldi ama… Bilmiyorum, tipleri biraz rahatsız ediciyi. İnatla Medivh’i Volkan Konak ve Kazım Koyuncu karışımı bir Karadenizliye benzettiğimi söylemeden geçmeyeyim.

Ama hala; Murloc çok güzeldi. Bu değişmez bir gerçek. Benim gibi hikayeye aşırı önem veren ve her şeyi görmek olmasa bile, en azından böyle kocaman değişikliklerin yapılmamasını isteyen insanlar için vasattı. Pek tabii yine de Warcraft’ı bilip de ‘hikaye değişebilir’ diyen insanları pek etkilemiyor bunlar. Bizim gibi ayrıntı manyağı insanlar için sadece.

İki yorumumun da sonuna gelerek bitireyim yavaştan. Filmi, film olarak izleyenler için 8/10 puanlayabileceğim Warcraft filmi, kitapları okuyup bunları sinemada görmek umuduyla gelenler için 3.5/10 tarzı bir puanlamaya sahipti. Yine de, her iki şeyi de göz önüne alırsak, o sinemanın büyük ekranında izlemek her türlü değecektir, pişman olmayacaksınız. İzlememişler için, iyi seyirler dilerim.