Saint Seiya: Soul of Gold – Anime İnceleme

Saint Seiya nam-ı diğer Pegasus Seiya ile geçen sene Saint Seiya Soldiers Soul oyunu ile  tanışmıştım. Hakkında yapılan anime serileri olduğundan haberim vardı fakat izlemeye vakit bulamamıştım. Oyun tamamen özel güçlerden ve kombolardan ibaret olduğundan benden çok olumlu bir oy alamamıştı.

Saint Seiya: Soul of Gold serimiz Saint Seiya Lost Canvas serisinden sonra çıkan bir seri olma özelliğini taşıyor. Serinin devamı niteliğini taşımadığını, yeni bir olay örgüsünü anlattığını da ilgili fansubun çevirmen notundan alarak sizlerle paylaşıyorum. Ne yalan söyleyeyim, ilk seriyi izlemedim. Fakat oyununu oynadıktan sonra uzun zamandır aklımda olan Aziz Seiya serilerini izlemeyi kafama koymuştum.

980136
                                      Athena’nın Altın Azizleri

Hikaye tipik, mistik Japon senaryolarından ibaret. Japonlar mitleri karıştırıp anime ve manga yapmaya bayıldıklarını Highschool DxD serisinde tanık olmuştuk. Baş karakterimiz Saint (Aziz) Seiya’nın arkadaşı Leo Aiolia çevresinde geçiyor, belkide şimdilik. Hikayemiz İskandinav Mitolojilerinin savaşçıların öldükten sonra dirileceği Asgard çevresinde geçiyor, yalnız seride Asgard bir ülke isminden ibaret. İlk sahnede bir gezgin gibi karlı dağlarda, elinde sopasıyla dolaşan ve şuurunu kısa süreliğine yitiren Aiolia’nın askerlerin önünde bayılmasıyla başlıyor. Lyfia ise Asgard halkını klisede, Odin karşıtı ve kendi hakimiyetini kurmak isteyen Andreas’a karşı ayaklanmaya ikna ederken görüyoruz. Lyfia Andreas’ın askerleri tarafından yakalanır ve hapse atılır. Konduğu hücrede Aiolia ile karşılaşan Lyfia derdini anlatacakken Aiolia hücre demirlerini ve zincirlerden kurtulup çıkışa doğru yönelir, bu sırada kim olduğunu hatırlamaya başlar.

Karakoldaki askerleri özel güçleri ile bir nevi tokatlar ve Lyfia ile oradan ayrılırlar, Lyfia yol boyu Asgard’ı eski günlerine döndürmek için Aiolia’yı kendi safına çekmek için ikna etmeye çalışmaktadır. Bunu kabul etmeyen kahramanımız kızın acıkmasıyla kendini bir handa bulur. Yemek yerlerken Lyfia bu görevi hanımı Hilda tarafından verildiğini, Hilda’nın Odin’in yeryüzündeki temsilcisi olduğunu söyler. Ayrıca Andreas’ın Odin karşıtı olduğunu, halkını kandırdığını ve Yggdrasil ( Overlord serisindeki serverin adı) ağacının yeryüzüne çıkmasına neden olduğunu, Yggdrasil’in kısa zamanda yok edilmesi gerektiğini söylemektedir. Aiolia ise diğer azizler ile birlikte ”Ağlama Duvarını” yıktıkları sırada öldüğünü ( Not: Ağlama duvarı Musevi geleneklerine aittir), Asgard’a nasıl ve ne için geldiğini bilmediğini, kendisinin Athena’nın altın azizlerinden olduğunu söyler (Eski Yunan Mitolojisi).

Yemek yedikten sonra hanı terk eden Aiolia’dan sonra Lyfia’yı yakalamak için gelen askerler kısa sürede kızımızı ele geçirirler. Andreas’ın soylularından Frodi Lyfia’yı konuşturmak için çabalarken kurtarıcı afilli mi afilli abimiz Aziz Aiolia duruma el koyar. Kısa bir dayaktan sonra hiper ve süper güçlerini konuşturan savaşçımız abisini hatırladıktan sonra Frodi’yi dümdüz eder ve karlı zemine doğru yığılıp kalır.

       Saint Seiya f                                             Mitolojiler Karmaşası

Aslında mitolojileri severek araştıran ve izlemeyi seven bir kişi olarak, bu tür serileri ilginç bulan bir yapıya sahibim. Fakat Seiya serilerini Powerpuff Girl serilerine benzettim, nedenine gelirsek bir tutam Yunan Miti, bir tutam İskandinav Miti, bir tutam Musevi Miti, birazda eski tanrılardan alalım ortaya seri çıkaralım tarzında bir anlatımı var. Selena’dan hepinizin tanıdığı Sayın Hades abimiz serinin olmazsa olmazı, serinin tanrısının Odin olması beni hiç şaşırtmadı. Ayrıca kötüler yine Odin’in kötü çocuğu Loki’ye çalışıyor, kısacası karakterler farklı cepheler yine aynı. İyi ağabeylerimiz azizler ise Zeus’un kızı Athena’nın adamları olması ayrı bir nokta. Kısacası Japonlar yine aynı senaryoyu ısıtıp önümüze sürmüşler.
Saint Seiya
Çizimlerine gelirsek seriyi beğendiğimi söyleyebilirim ama savaş sahneleri gerçekten leş. Karakterler durduğu yerde sabit birbirine süper güçlerini kullanarak saldırıyorlar, bu durum bana Commodore konsollarını hatırlatmadı değil.

Sözün özü ben seriyi gerçekten beğenmedim ama zaman öldürmek için izlenilebilir olduğunu düşünüyorum. Şimdiden iyi seyirler.

Anime sever bir veteriner hekim.