NEDEN ANİME İZLEMELİYİM?
Eğer daha önce anime izlemediyseniz, bu yazıyı okuduğunuzda kafanızda anime hakkında bir şeyler oluşacağına eminim. He, eğer anime izlediyseniz de bana birçok noktada hak vereceğinizden… Öncelikle, animeyi dünyanın en harika ve farklı şeyi olarak nitelendirmeyeceğim ancak klasik çizgi filmlerden farkını da anlatmaya çalışacağım. Ama öncelikle animenin genel olarak ne olduğu hakkında kısa, çok kısa bir bilgi vereyim: “Anime, Japon çizgi filmidir.”(TDK böyle söylüyor.) Evet. Anime çizgi filmdir! Animenin en basit tanımı sanırım bu. Ancak elbette, detaylara inildiğinde “Japon çizgi filmi” tanımı da ortadan kalkacak. Gene de yapılabilecek en basit tanım bu. “Neden anime izlemeliyim?” mi diyorsunuz; buyurun, yazıya geçelim.
ANİME
“Japon çizim sanatıyla çizilmiş japon çizgi filmi, kendine özgü çizim tekniklerinden oluşur. Anime kelimesi İngilizcedeki “animation” kelimesinin kısaltılmış halidir.” Animenin Vikipedi’deki tanımı bu(Evet, artık özgürce Vikipedi kullanabiliyoruz.) ve daha önce giriş kısmında da belirttiğim gibi, tanım bu kadar net ve basit. Büyük kısmı, manga adı verilen Japon çizgi romanlarından animeye uyarlanıyor. Ki bu da animeyi özel kılan noktalardan biri. Abartılı, farklı, belki de biraz daha vahşi olan bu Japon işleri ise bütün dünyadan, milyonlarca insanı etkilemeyi başarıyor.
Osamu Tezuka… Bu isim, animenin en önemli ismi denebilir. Henüz 9 yaşında manga yayımlayan ve el ile çizdiklerini bir kamera yardımıyla çizgi filmlere dönüştüren bu Japon abimiz, Walt Disney’den etkileniyor ve Japonya’da, anime adına Walt Disney’in eşiti olarak kabul görüyor. Dünyaya, anime denen Japon işlerini katıyor. Böylece her yaştan insana hitap eden bu çizgi dizi veya filmler, hayatımıza giriyor. Animelerin dünya üzerinde milyonlarca insan tarafından sevilmesinin nedeni de bu oluyor; her yaştan insana ve her türlü kesime hitap edebilmesi…
NEDEN ANİME İZLEMELİYİM?
İşte bu sorunun cevabı da tam olarak bu noktada çıkıyor. Her yaştan insan ve her türlü kesim… Hayatta en çok ne aradığınızı kendinize sorun. Aşk, romantizm, arkadaşlık, heyecan, macera, hareket, kavga, dövüş, dram, kan, olay, zeka, birbirinin kuyusunu kazma ya da normal bir hayat… İşte, bunların her biriyle ilgili, onlarca anime var. En azından bir tanesinin, ki eminim daha fazlasının, size hitap etmeme gibi bir olasılığı yok.
Bunun dışında daha birçok çizgi film ve hatta filme göre çok daha olgun bir biçimde hikâye anlatması, genel anlamda müthiş müzikler sunması, atmosferi sağlama adına yapılan birçok şey sizi bu kurgusal dünyaların içinde tutmaya yarıyor. Eğer kendinize doğru animeyi bulursanız, içinden çıkamayacağınızdan emin olabilirsiniz. Ki eminim, birçoğunuz zaten zamanında animeleri çok severek izlediniz. Tsubasa ve Pokemon ya da biraz daha yeni sayılabilecek Bakugan gibi işler de aslında birer anime. Ve hepimiz bu işlere bayılıyorduk!
YENİ BAŞLAYANLARA BİRKAÇ ANİME
“Neden anime izlemeliyim?” sorusuna en uygun örneklerle cevap verilebilirdi. Ben de bu nedenle minik de bir liste hazırlamaya karar verdim. Aslında daha düşünmeye başlamışken aklıma birkaç anime geliyor. Ancak burada belirli tür ve tarzdaki animelerden birer tane önereceğim. Böylece hoşunuza giden veya ilginizi çeken türden başlamanız kolay olacak. Ayrıca size de keşfetmeye fırsat tanımış olacağım. Çünkü sonuçta bir şeyi keşfetmek, aniden karşılaşmak; “hadi şunu izle” ile izlenen şeylerden çok daha güzel. Öyle değil mi?
-
Your Lie In April
Japonca adıyla “Shigatsu wa Kimi no Uso” olan anime kulaklarınızın pasını silmek için mükemmel bir içeriğe sahip. Bunun dışında müthiş bir aşk hikâyesi ve harika bir dram barındırıyor. Animenin detaylı ve spoilersız incelemesine buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca animeye şu sıralar Netflix üzerinden ulaşılabilmekte.
-
Yüreğinin Sesi
İngilizcesiyle “Whisper of Heart”, Japoncasıyla “Mimi wo Sumaseba”. Buraya bir de Studio Ghibli filmi armağan etmek istedim ve tercihimi bu filmden yana kullandım. Japon efsanesi Hayao Miyazaki’nin kaleminden ve Yoshifumi Kondo’nun yönetimiyle ortaya çıkan gerçekçi romantik/yaş/dram filmi. Şarkı çeviren ve kitap kurdu, liseye geçmek üzere olan bir kızın aşkını ve yeteneğini bulmasını konu ediniyor. İzlerken, Miyazaki’nin tatlı evrenine kaptırıyorsunuz kendinizi. Bu anime film de şu an Netflix’te bulunuyor!
-
Ping-pong the Animation
İsminden de anlaşılacağı üzere bir masa tenisi animesi, yani spor türünde bir anime. Ancak burada yalnızca bir masa tenisi hikâyesi yatmıyor elbette. Mükemmel bir arkadaşlık ilişkisinin anlatıldığı anime, My Anime List isimli yetkili anime derecelendirme platformunda da hatırı sayılır derecede iyi bir puana sahip. İzleyen herkesin hayranlıkla bahsettiği bu anime de sizi anime dünyasına hazırlayacak, adım attıracak animelerden biri…
-
Death Note
Animelerle ilginiz olsun, olmasın mutlaka duyduğunuz birkaç animeden biridir Death Note. Bunun dışında da birçok insanın animeye ilk adımıdır. Aslında bunun nedeni de açıktır, Hollywood hissiyatı verir insana. Konusu basit bu animenin; bir gün ölüm meleklerinden biri, ölüm defterini dünyaya düşürür ve bu defter zeki bir lise öğrencisinin eline düşer. Bundan sonra da gelsin kafa karışıklığı, gitsin bağımlı eden senaryo.
-
Fullmetal Alchemist
Bu da tarihteki en iyi animelerden biri. Fantastik bir kurgu barındıran, simyanın gerçek olduğu evrende ve 1900’lü yılların başında geçen bu anime, müthiş bir kardeşlik hikâyesine sahip… Bunun dışında harika yan karakterlere de ev sahipliği yapıyor. Bu animeden iki tane var. Brotherhood mangaya bağlı devam ediyor, ilk seri ise mangadan bağımsız bir sona sahip. İkisi de müthiş puanlamalara sahip, tercih sizin… Netflix üzerinden ulaşabilirsiniz bu animeye de!
Eh, minik listeme de burada son veriyorum. Bir tane film, dört tane de seri önermiş bulundum bu yazıda. “Neden anime izlemeliyim?” sorusu da genel anlamda cevaplandı… Şu ana kadar tüketmediyseniz, animelere bir şans verin. Pişman olmayacaksınız, emin olabilirsiniz. Sağlık ve mutlulukla kalın!
