The Japan Times‘ın haberine göre Japonya hükümeti, nitelikli yabancı iş gücünü ülkelerine çekmek ve “Cool Japan” diye adlandırdıkları itibarlılaşma hareketine güç kazandırmak için göç yasasını değiştirmeye hazırlanıyor ve görünüşe bakılırsa bu değişiklik önümüzdeki yaz içinde gerçekleşebilir.
Japonya’nın mevcut göç yasası, adayları değerlendirirken somut değerler olan akademik başarı, Japonca bilgisi ve araştırma başarılarını göz önünde bulunduruyor. Bu dallarda verilen puanlardan 70 puan üzeri alan kişiler göç konusunda tercih edilen adaylar arasına giriyorlar. Fakat yapılması düşünülen düzenlemede, en prestijli animasyon ve tasarım okullarından mezun olanlar veya prestijli sanat ödülü kazanmış adaylar kalıcı oturma izni konusunda deyim yerindeyse metrobüs şeridine geçecekler.
Bu yeni tasarıyla amaçlanan, Cool Japan hareketinin önemli birer parçası olan anime ve video oyun endüstrilerindeki yetenek havuzunu büyütmek ve çeşitlendirmek. Halihazırda Japon anime endüstrisindeki bazı sıkıntılara daha önce bu yazıda dikkatinizi çekmiştik. Özetle düşük maaş skalası ve büyük maliyetler sebebiyle yeni yetenekler üretmekte yetersiz kalan sektör, üretimde bir süredir daha ucuz iş gücü oluşturan dış kaynaklara bel bağlamaya başlamış durumda. Hal böyle iken yeni düzenleme büyük bir önem arz ediyor.
Burada Cool Japan hareketine de bir parantez açmakta fayda var. Bu hareket, anime ve mangaların başını çektiği Japon popüler kültürünü dünyaya daha çok yayıp pazarlayarak kültür ihracatı ve turizm gelirlerini arttırma amacı taşıyan bir hükümet politikası. Düşününce de son derece mantıklı.
Yeni düzenlemenin de bu politika göz önüne alındığında, Japonya’ya çalışmaya gelen yabancılar üzerinden daha hızlı bir yayılma kapısı açabileceği düşünülebilir. Bunun yanında anime endüstrisini deyim yerindeyse şu an ayakta tutan gelirlerin büyük kısmı Kuzey Amerika ve Çin pazarına yapılan lisanslamalardan kazanılanlar. Bu durumda kişiler üzerinden bu ülkelerde Japon popüler kültürünün yayılması, talebi ve dolayısıyla da gelirleri arttıracaktır. Tabii Cool Japan hareketinin tek hedefi anime ve oyun sektörü değil, tüm popüler kültürün tanıtılması ve yaygınlaştırılması. Yani getirilmesi düşünülen düzenlemenin tasarım, müzik ve moda endüstrilerini de etkilemesi beklenebilir.
Peki Bu Bizi Neden İlgilendiriyor?
Aranızda Japonya’da yaşamayı düşünen, bir de çizimle vs. uğraşan varsa kendilerini doğrudan ilgilendiren bir konu. Bunun yanında olaya biraz daha siyasi yönden bakarsak çıkarılacak pek çok sonuç alınacak pek çok ders var. Bunlardan biri gelişmiş ülkelerin yaşadığı sıkıntılar. Japonya gibi ununu elemiş, eleğini sermiş, dünyanın en büyük ekonomilerinden birine sahip olan bir ülke içinde olduğu veya ön gördüğü ekonomik dar boğazlarla baş edebilmek için radikal önlemler alabiliyor. Normalde kalıcı oturma izni dediğiniz şey hiçbir ülkede kolay alınan bir şey değil.
Biz kendi ülkemizde araba üretimi konusu başta olmak üzere her şeyimiz %100 yerli olsun gibi bir siyasi söylem kullanırken daha planlı ülkeler yabancı kaynakları daha verimli kullanmanın yollarını arıyorlar. Anime örneğinde firmaların dış kaynaklara yöneldiğini gören otoriteler hem bu kaynağı tekrar ülke içine çekecek hem de kendi kültürlerini ihraç edecek, deyim yerindeyse bir taşla iki kuş vuracak bir yöntem üretiyorlar. Görüldüğü gibi kültürü yaymak o kültürü yabancılardan uzak tutarak değil, yabancılara cazip göstermekten geçiyor.
Aslında şu an gelişmiş dediğimiz ülkeler bunu sanayi devrimi ve sömürgecilik düşünüldüğünde yüzyıllardır yapıyorlar. Beyin göçü oluyor diye yakınanlar var fakat bize gelmeye çalışan yetkin insan gücünü almak için hiçbir şey yapmıyoruz. Belki aranızda emniyetin yabancılar şubelerine gidenler vardır fakat gitmeyenler işin şunu söyleyelim: öğrencisi ve üniversite mezunu da dahil olmak üzere herkese mülteci muamelesi yapılıyor. Haliyle faydalanabileceğimiz bir güçten faydalanamıyoruz.
Bizden gidenler ise gittikleri yerlerde gördüklerini hem sosyal hem de kültürel anlamda (haklı olarak) övdükleri için biz de o ülkelere gitmek için can atıyoruz, gitmesek dahi o ülkelerin sinema ve diğer sanat eserlerinden başlarayarak önümüze gelen bütün ürünlerini zevkle tüketiyoruz. (iyi de yapıyoruz) Gelişim ve ilerleme ise tüketimden değil üretimden ve ürettiğini pazarlamaktan geçiyor. Hiç yapılmamış bir şey yapmaya gerek yok, Amerika bir kez keşfedilir, iyi yaptığını cazip kılıp diğer iyilerden doğru faydalanmak asıl takip edilmesi gereken yol olmalı.
Yorum yap