Filmlerdeki Kötü Karakterlerin Motivasyonları serimiz Darth Vader, Lord Voldemort, Doctor Octopus, Ajan Smith ve Magneto‘dan sonra Joker‘le devam ediyor.
Batman‘in ikonik düşmanı olan Joker karakteri şüphesiz ki bir sürü farklı uyarlaması olarak akıllara kazanan bir karakterdir. Batman’in tamamlayıcı karakteri olan bu karakter adeta onun diğer yarısıdır. Joker’i anlamlandıran Batman olduğu gibi Batman’i anlamlandıran da Joker’dir. O ne olursa olsun hayatın komik yönünü görmeye çalışır. Belki de yaptığı bütün kötülükler birer komedi içindir. Fakat bir insanın böyle birine dönüşmesini tetikleyen şey nedir? Belki de bazen tek bir kötü gündür. Bazen doğuştan gelen bazen sonradan gelen yüz yaralarıdır. Ancak buradaki temel nokta şudur ki karakter aklını kaçırmış bir palyaçodur.
Batman evreninin en önemli kötü karakterinin sinemada uyarlanması ilk olarak Caesar Romero‘nın oynadığı Batman filmindedir. Karikatürize bir karakter olarak resmedilen Joker’in karakter bütünlüğü Tim Burton yapımı Batman filminde Jack Nicholson‘ın oynadığı Joker ile daha da anlam kazanır. Bu filmde Joker, Jack adında bir gangasterdir ve Bruce’un ebeveynlerini öldüren kişidir. Ardından Heath Ledger‘ın The Dark Knight filmindeki performansıyla da derin metniyle akıllara kazınmaya devam eder. Suicie Squad ve Zack Snyder’s Justice Leauge filminde Jared Leto‘nun Joker’i de bize çok daha farklı bir karakter sunmasıyla karakteri görmeye devam ederiz. Bu Joker ise Harley Quinn karakterini tanıtmasının yani sıra Batman’in değer verdiği bir kişiyi elinden almıştır. Bu kişi Robin’dir. Bu bazı sahnelerce vurgulanır.
2019 yılında Joker isimli filmde Joaquin Phoenix‘in performansıyla karakter bir kez daha ses getirmeye devam ederek yine derin bir altyapıyla bize aktarılır. The Batman filminde de Barry Keoghan tarafından karakter var olmaya devam eder. Benim çok sevdiğim Gotham dizisinde de Jerome ve Jeremiah karakterleriyle Cameron Monaghan tarafından canlandırılmıştır. Sizi bilmem ama Joker’in farklı yorumlamalara sahip olması benim çok fazla hoşuma gidiyor. O bazen sıradan bir suçlu, bazen mafya, bazen komedyen bazense sadece bir psikopattır. Bazen de bunların hepsidir. Sonuçta Killing Joke çizgi romanında Joker de geçmişinin çoktan seçmeli olmasını tercih ettiğini söylemektedir.
THE DARK KNIGHT-JOKER
The Dark Night filmi, Joker’in Batman’den daha fazla popüler olduğu bir filmdir desek yanlış olmaz. Heath Ledger’ın etkileyici performansı ve iyi yazılmış bir senaryo ile Joker’i daha fazla üne kavuşturan filmdir.
Bu filmde Batman ve Joker arasında iyi ve kötü çatışmasını izleriz. Film bize iyinin ne kadar iyi kalabileceği konusunda bir sorgulama yaptırır. Joker, adalet amacıyla yapılan bu savaşın Amerikan halkı üzerinde oluşturduğu bir tür paranoyanın eseridir yorumunu yapmak mümkündür (Choe, 2011). Özellikle 11 Eylül sonrası Amerika’daki terör korkusu insanlar da bir tür paranoyaya yol açmıştır.
Başka bir çalışmaya göre filmin daha teolojik bir yorumu vardır. Bu karakter kaotik kötü ve Şeytandır. Düşmanı Batman ise İsa figürünü temsil etmektedir (Bellinger, 2009). Sonuçta Batman ve Joker günümüzün modern mitolojilerdir. Asırlardan geçtikten sonra da mitolojileri hala hayatta kalacaktır. Başka bir mitoloji yorumuna göre bu “savaş mitiyle” açıklanabilir. Yani Batman düzeni Joker kaosu temsil etmektedir (Nichols, 2011).
Başka bir görüş sadece psikolojik olarak inceleyerek bir psikopat olduğunu söylemektedir (Redinta, 2017). Joker’i psikolojik olarak merkeze alan başka bir çalışma, empati yoksunluğu, intihara meyilli hareketler gibi nedenlerden dolayı akıl hastası yorumunu yapmıştır (Camp, Webster, Coverdale, Nairn, 2010). Joker’in psikopat ve sadist eğilimlere sahip bir karakter olduğu şüphesiz ortadadır. Bu yüzden ahlaki kuralları reddeden ve hazzın insanda temel ilke olduğunu savunan Marquis de Sade ile de paralellik kurulabilir.
Marquis de Sade ve Joker | Kötü Karakterlerin Motivasyonları
Sade‘ın fikrine göre mutlak bir ahlaktan asla söz edilemez. İnsan doğası bu durumu olanaksız kılmaktadır. Aydınlanma düşünürlerinin çoğu insan doğasının belirli kültürlere göre düzenlenen bir sistemle şekillendiğini söylese bile; Sade bu kavramı insan ve doğa arasındaki biricik belirleyici etken olarak ele almaktadır. Sade insanın doğadan kopan karakterine karşı çıkarak doğadaki gibi kendi haline bırakılmasını savunur. (Sade, 2019)
Nasıl ki doğada güçlü olan bir varlık zayıf bir varlığı yok ediyorsa insanın da doğanın bir parçası olarak bunu yapması gerektiğini söyler. Önemli olan şey hazdır ve bu haz uğruna suç işlemenin bir sorunu olmadığını iddia eder. Joker için de kurallar ve sistemler tamamen bir saçmalıktır. The Dark Knight filminde kaosun destekleyicisi olan Joker’in yaptığı şeylerden haz aldığı da görülmektedir. O ormanın yanmasını izlemekten zevk alan bir sadisttir. Bu yüzden sadizmin isim babası Marquis de Sade ile aralarında önemli bir ilişki vardır.
Thomas Hobbes ve Joker | Kötü Karakterlerin Motivasyonları
Hobbes, hükümetlerin ve hukukun varlığının tek sebebinin, insanların doğuştan iyi veya ahlaklı olmaları değil, hayatta kalmaya çalışmaları olduğunu varsaydı. Bir orman kuralında herkes birbirinin boğazına sarılır ve herkes kaybeder. Filmde Joker, “Yerleşik düzeni bozarsanız her şey kaosa dönüşür” demektedir. Joker kaos için de otorite figürünün yok edilmesini istemektedir. Bu nedenle Joker, Batman’den kurtulmayı kendine hedef edinmiştir. Artık etrafta olmadığı için şehri koruyacak kimse olmayacak ve böylece kaotik bir hal alacaktır. Bu fikir, Hobbes’un doğa durumu teorisi sırasındaki sürekli savaş durumunu yansıtır.
Hobbes, “insanlar, hepsini korku içinde tutacak ortak bir güce sahip olmadan yaşadıklarında, savaş denen o durumun içindedirler” der. Hobbes’un bahsettiği savaş durumu, Batman olmadan Gotham şehrinin içine düşeceği kaos durumunu yansıtıyor. (Hobbes, 2008) Buradaki temel önerme, insanların etik dışı ve bencil olmalarıdır. Joker’in feribot deneyini kullandığı ve dayandırdığı öncül de budur. Joker Kaos’u simgeliyor. Ona göre bu adaletsiz dünyada adil olan tek şey budur ve bu yüzden onun peşinden gitmek ister. İnsanların, “bir planın parçası” olduğu sürece başkalarının ölmesini veya acı çekmesini gerçekten umursamadığını düşünüyor. Çünkü daha büyük bir planın parçası olmak onlara bir kontrol veya güvenlik duygusu verir. Toplulukları, kültürleri, hukuku ve polisi inşa etme sebepleriyle aynıdır.
Friedrich Nietzche ve Joker | Kötü Karakterlerin Motivasyonları
Kötü karakterler arasında en umursamaz davranan Joker için herhangi bir ideolijinin önemi yoktur. O sadece düşünür ve yapar. Bu yüzden nihilist ve absürdist tutumlar sergiler. Joker’in esas amacı bu saçma dünyadaki ahlaklı ve erdemli kişi maskesi takmış insanların içindeki güç istencini ortaya çıkarmaktır. Şimdi filmin başına dönelim. Filmin banka soyma sahnesinde Joker maskesini çıkardıktan sonra karşısında çaresizce yerde kalan banka müdürüyle bir diyalog yaşar. Banka müdürü Joker’e “Eskiden suçlular onura, saygıya inanırlardı. Sen neye inanıyorsun?” diye kızgınla sorar. Joker: “Benim inandığım şeye göre seni öldürmeyen şey seni daha da tuhaflaştırır” demektedir. Bu aynı zamanda yabancılaştırır olarak da çevrilmektedir. Bu söz, Nietzsche’nin “beni öldürmeyen şey, beni daha bir güçlendiren şeydir” sözüne bir atıfta bulunmaktadır. (Nietzsche, 2010c: 3).
Joker’in filmde ahlakla ilgili anlatmaya çalıştığı düşünce Nietzsche’nin görüşleriyle de benzerliklere sahiptir. Ahlak kisvesi altında insanlar farklı çıkarlara sahiptir. Aslında her insanın altında bir tür güç istenci yatmaktadır ama bunu kendilerine söyleyemez veya görmezden gelirler. Bu yüzden bütün bu ahlaki kodlar kötü bir şakadan ibarettir. Joker insanlara bu ikiyüzlülüklerini göstermek için uğraşmaktadır. Bu anlamda Two Face karakteri de bu duruma bir metafordur. Nitekim Batman da ahlaki çizgilerinden ödün veren bir karaktere dönüşmüştür. Hem Gotham’ın Beyaz Şövalyesi yozlaşmış hem de şehir Kara Şövalyesini kaybetmiştir. İnsanlar filmin sonunda yine kendine birer kahraman miti yaratarak inandıkları değerlere devam etmişlerdir.
“Dünya onlara izin verdiği kadar iyiler, zor zamanlarda bu medeni insanlar, birbirlerini yerler. Ben canavar değilim, sadece çoğunluğun ilerisindeyim”
Joker
Joker Ne Yaptı? | Kötü Karakterlerin Motivasyonları
Gotham’a göre düzeni ve organizasyonu tanımlayacak olursak, günlük yaşamda birkaç çeşit düzen vardı. Gündelik hayatta Batman suçluları yakalar, polisler onları yargı sisteminin gereğini yapması için içeri alırdı. Filmin tamamında Joker, bu sistemi bozdu. Tüm düzeni ve organizasyonu kendisi üstlendi.
“Gerçekten planı olan bir adama benziyor muyum? Ne olduğumu biliyor musun? Ben araba kovalayan bir köpeğim. Yakalasam ne yapacağımı bilemem. Bilirsin, ben sadece… bir şeyler yaparım”
Joker
Ancak Kaos’un veya rastgeleliğin güzelliği, her zaman iyi planlanmış olmasıdır. Nolan, kaos içinde bile, Joker‘in bu kaosa ulaşmak için yaptığı mükemmelliğin ve planlamanın görülebilmesini çok güzel bir şekilde sağladı. Batman’a Rachael’i veya Harvey’i kurtarma seçeneğine sahip olduğunu söylemek için kendini tutuklatmak, Joker’in çok daha önceden ve mükemmel bir şekilde planlayacağı bir şeydi. Joker aynı zamanda bir psikopattı ve tüm psikopatlar gibi o manipülatif ve pişmanlık duymuyordu. Marquis de Sade ile olan karakteristik ve felsefi benzerliği de buradan geliyordu.
Sonunda, bir tek Batman Joker’e ulaşabildi çünkü o da düzen yerine kaosu seçti, Fox’tan tüm cep telefonlarının sonar gibi davranmasını sağlayacak makineyi değiştirmesini isteyerek özgürlük yerine güvenliği tercih etti. Yani Batman, kaosu yenmek için kaos olmak gerektiğini anladı. Joker’in amacı, içten içe herkesin onun gibi olduğunu dünyaya kanıtlamaktı. Batman’i kendisinin ve kendisinin aynı ideolojiye sahip olduğuna inandırmak için kandırmak istedi. Batman’i onu öldürmek “istediği” bir duruma zorladı. Ama Batman bunu yapamadı Joker, Batman’in “öldürme yok” ve “silah yok” felsefesinin yıkıldığını kanıtladığı sürece hayatını kaybetmeyi umursamayordu! Ve Batman’e onu kendisini tamamladığını itiraf etti. Gotham Batman’i yaratmış, Batman de Joker’i yaratmıştı.
Yazı bitmeden kısaca Joker’in 2019 yapımına değinmek istiyorum.
JOKER(2019)| Kötü Karakterlerin Motivasyonları
The Dark Knight filmindeki Joker kendisi hakkında bir sürü geçmiş anlatmıştır. Onun nasıl bu hale geldiği çeşitli hikayeler anlatılsa da 2019 yılında başka bir hikayede daha onun orjin hikayesini izledik. Arthur Fleck adını alan bu karakterin adım adım Joker‘e dönüşmesini bu filmde harika bir sinematografiyle gördük. Annesiyle yaşayan ve sinirsel bir hastalığı olan Arthur toplumsal sorunlarla da yüzleşmek zorunda kalan bir karakter olarak karşımıza çıkmıştır. Killing Joke çizgi romanındaki gibi başarısız bir komedyen ve kötü bir hayatı olan Joker’in o çizgi romandan en önemli farkı tek bir kötü gün deği hayatının her günü kötü günler geçirmesidir.
Filmin ilerleyen zamanlarındaki başka ekonomik ve psikolojik sıkıntılarla uğraşan Fleck, hayatın komik yönünü görmeyi seçerek bir Joker’e dönüşür. Bu Joker yeşil bir sıvının içine düşerek yüzü deforme olmaz. Bu Joker, toplum adındaki kapsülün içine düşerek Joker olur. Komedyen Murray’i öldürüren Joker, yozlaşmış Gotham’da palyaço maskeli bir ayaklanmada etkili olur. Babası olduğu net açıklanmayan Thomas Wayne’nin ölümünde de dolaylı olarak rol oynar. Arthur’un politik bir kişiliği yoktur. O sadece görünen birisi olmak istiyordur. Bu karakter de The Dark Knight filmindeki Joker’e dönüşür mü? Onu belki Joker 2 filminde öğreniriz.
Son Notlar: Joker | Kötü Karakterlerin Motivasyonları
Batman ve Joker hiç şüphesiz unutulmayacak modern mitolojinin karakterleridir. Joker birçok insana göre Batman’den bile daha sevilen ve etkili bir karakterdir. Bunun sebebi Joker’in insanların gündelik hayatta bastırmış olduğu duyguları gün yüzüne çıkarması ve hayatı bir şaka olarak algılaması diye düşünüyorum. Batman’in kuralcılığı yanında Joker’in tavrı insanlara böylece daha sempatik gelir. Fakat kötü karakterlerle bu kadar fazla bağ kurulması da pek sağlıklı değildir.
KAYNAKÇA
Bellinger, Charles K., (2016). “The Joker is Satan and so are We: Girard and the Dark Knight”,
Journal of Religion and Film, 13/1.
Choe, Youngjeen, (2011). “Darker Than Night: The Joker as a Symptom of the War on Terror in The Dark Knight”, American Studies, Vol. 34, No.1, s. 25-43.
Camp, Mary E., Webster, Cecil R., Covardale, Thomas R., vd. (2010). “The Joker: A Dark Knight for Depictions of Mental Illness”, Acadamic Psychiatry, 34/2, s. 145-149.
Hobbes, T. (2008). Leviathan (J. C. A. Gaskin, Ed.). Oxford University Press.
Johnson, Vilja, (2014). “It’s What You Do that Defines You: Christopher Nolan’s Batman as Moral Philosopher”, The Journal of Popular Culture, 47/5, s. 952-967.
Nichols, Michael, (2011). “I think You and I Are Destined to Do this Forever: A Reading of the Batman/Joker Comic and Film Tradition Through the Combat Myth, The Journal of Religion and Popular Culture, 23/2, s. 236-250.
Nietzsche, Friedrich, (2010d). Güç İstenci, İstanbul, Say Yayınları.
Redinta, Arnoldo R., (2017). The Meanings of Psychopathic Attitudes of the Joker as seen in Christopher Nolan’s TheDark Knight Movie Script (Tez). Faculty of Teachers Training and Education/Sanata Dharma University, Yogyakarta.
Sade, Marquis de (1999). Seaver, Richard (ed.). Letters from Prison. New York: Arcade Publishing.
Yorum yap