O gönüllerin şahı, o gönüllerin padişahı. O belki de yüzlerce futbolcunun en büyük idolü, o çocukluğumuzun kahramanı, mahallede ”Ben Misaki olmam” dedirten çocuk, evet efsane çizgi karakter Tsubasa’dan bahsediyorum. 1995’de rastladığım 2016 olmasına rağmen oturup keyifle izleyebildiğim efsane seri Captain Tsubasa ‘yı ele almamın temel nedeni, olupta bir hata yapıp izlemeyen varsa hatasından vazgeçip ekran karşısına bir an önce geçmesi içindir.
1981 yılında Shōnen Jump Dergisinde yayın hayatına başlayan Captain Tsubasa Mangasının temel nedeni futbolu Japonya’da sevdirmek amaçlıdır. Efsane Japon Milli Takımı oyuncularından Nakamura bir demecinde ”Bana futbolu sevdiren Tsubasa’dır” demiştir. Daha sonra 1983 yılında animeye çevrilen seri ülkemizde ”Küçük Golcü” ismiyle özel kanallarda yayınlanmaya başlamıştır. Serinin temasına göz attığımızda spor, futbol ve olağan dışı bazı yönlerinden dolayı shounen özellikler taşımaktadır. Keza yer yer özellikle idolüm Furano Kaptanı Hikaru Matsuyama’nın olduğu sahnelerde küçükte olsa romantik ögeler barındırmaktadır.
” Top Bizim Arkadaşımız”
Yayın hayatı boyunca Türkçe dublajında bile defalarca tekrarlanan konunun ana fikri ”Top bizim arkadaşımız”dır. Tsubasa’nın bir kaç kez kova kaleci ama özünde iyi olan ağabeyimiz Morizaki’yi cesaretlendirmek için tekrarlamıştır bu sözü. Hikayemize göz atacak olursak; futbol topuyla adeta kanka olan, otobüsün altında kalmaktan son anda top sayesinde kurtulan Tsubasa Ozora’nın başrolü çektiği seri ailesinin Nankatsu semtine taşınıp, Tsu’yu Nankatsu İlköğretim Okuluna yazdırmasıyla başlar. Okulun takımı leştir ve kaptanları Isızhaki adında kel ama bir o kadar sevimli arkadaştır. En büyük rakipleri Shutetsu geçen sene Japonya Küçükler Ulusal Şampiyonasını kazanan ekiptir ve turnuvanın MVP’si Genzo Wakhabayashi kaptanlığını yapmaktadır. Tsubasa hırslı çocuktur, rakip iyi olunca gaza gelmektedir, Genzo ile tanışınca işi gücü bırakıp yüksekteki tapınağa çıkar. Topun üstüne ” Kaleciler ölsün, Tsubasa’dan selamlar” yazar ve degajını diker. Topun üstüne taktığı GPRS sayesinde adrese teslim bir şekilde Wakabayashi’ye ulaşır. Notu okuyan kalecimiz düelloyu kabul eder ve gelecek maçta bu işi halletmeyi teklif eder. Bu işi Nankatsu Kupasında halletme kararı alırlar. Nankatsu’nun hocası Brezilyalı eski futbolcu Roberto Hongo’dur, kendisi tedavi olmak için Tsubasa’nın gemi kaptanı babası tarafından deniz yoluyla Japonya’ya getirilmiştir. Kazanan önce Shizoko Şampiyonasına sonra Ulusal Şampiyonaya katılacaktır.
Kaptanlar Kaptanlara Karşı
Hikayedeki en bol olan şey kaptan, her kaptanın ayrı bir özelliği olması da cabası. Kaptana saygı duyulur, kaptan ne derse o olur kimse teknik direktörü takmaz o derece. Kişisel olarak söylemek gerekirse hikayede en sevdiğim karakter Hikaru Matsuyama‘dır. Gerek karizmatikliği gerek takım oyunu ile gönüllere taht kurdu 1983 den beri. 1983 serisinden sonra Captain Tsubasa: Shin, J ve 2002’de Japonya’da düzenlenen Dünya Kupasına atıfta bulunmak için hazırlanan Road to 2002 serisi mevcuttur. Karakterlerden bahsedecek olursak; hepsi özünde iyi insanlar, doğrucu ve futbol oynamak için bir nedenleri vardır.
Hyuga ailesi için, Misugi hastalığına motive olmak için, Matsuyama kasabası için, Tsubasa Brezilya hayali için, Misaki iyi anılar için ve Wakabayashi ise dünya çapında bir kariyer için futbol oynamaktadır. Çizimleri o dönemki şartlar için gayet iyidir, serinin müzikleri zaten efsanedir arabesk tadındadır. Yalnız gereksiz bulduğum tek karakter vardır o da Sanae’dir, manganın sonunda kendi de muradına ermektedir. Darısı Misugi ve Matsuyama’nın başına diyerekten incelemenin sonuna gelelim, kısa ve öz oldu ama olsun. Şimdiden iyi seyirler, animesiz kalmayın.
Diğer anime incelemelerimiz için sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın.
Yorum yap