Sert şirketler tarafından yönetilen süper kahraman çizgi romanlarında dahi tuhaf ve muhafazakar alanlarda bile sosyal aktivizm konusunda öncüller vardı. Wonder Woman, Black Panther ve Luke Cage gibi öncüllerden tutun da Kamala Khan ve Kate Kane’e kadar, her dönem güçlü sosyal mesajlar veren karakterler olmuştur çizgi roman sayfalarında. En dikkat çeken hikayelerden birisi ise O’Neil ve Adams’ın 1970’lerin başlarında yarattığı “Green Lantern / Green Arrow” yani “Yeşil Fener/Yeşil Ok” hikayeleri olmuştur.
Kendi zamanları içerisinde, sosyal bilinçli süper kahraman çizgi romanları için standardın belirlenmesine yardımcı oldular, ancak bu neredeyse yarım asır önceydi. Gerçekten bu zamana değin içlerinde barındırdıkları mesajları korudular mı? Gelin yaratıldıkları ortamdan başlayarak yaptıkları işleri inceleyelim ve bu seriyi mercek altına alalım. Bu arada, eğer bu makaleyi daha ayrıntılı bir şekilde dinlemek istiyorsanız;
1950’lerin ve 1960’ların çoğunda DC oldukça riskten kaçınan bir yayıncı oldu, bu da zamanını sosyal ve politik konularından uzak hikayeleri doğurdu. Genç yazarların ve sanatçıların artan etkisi ise yavaş da olsa bunu değiştirmeye başlamıştı. 1969’un sonlarında, O’Neil ve Adams Batman’i gotik intikamcı kökenlerine geri döndürmeden evvel Green Arrow ile uğraşmaktaydı. O’Neil ve Adams o zaman değin denedikleri her şeyi Nisan 1970’in Green Lantern 76’sında bir araya getirdiler.
Green Lantern serisinde yaptılar çünkü seri satışları oldukça kötü idi ve öncesinde 75 sayıyı çizmiş Gil Kane’de seriden ayrılma kararı almıştı. Ayrıca O’Neil bu sayıdan öncesinde de seride yazarlık yapmaktaydı. Ama seri içerisinde normalde görülmeyen bir yol izleniyordu ve üç yazar, düzenli olarak olmasa da seri içerisinde hikayelerini yazıyorlardı. Editör Julius Scwartz da daha öncesinde Justice League of America 78 ve 79 ile sosyal konuları işleyebileceğini göstermiş olan O’Neil’ı serbest bıraktı. Ne de olsa serinin iptal edilmesi yakındı ve yenilikçi bir şeyler denemek başarısız olsa dahi bir şey kaybettirmezdi.
Çizgi roman dünyasında yankılanan, alelade bir siyahi vatandaşın Yeşil Fener’e sorduğu şu soru ile başladı her şey; “Sizin hakkınızda bir şeyler okudum… mavi derililer için çalıştığınızı… turuncu derililerin gezegenindeki kahramanlıklarınızı ve pembe derilileri nasıl kurtardığınızı! Tek iyilileri için çalışmadığınız siyahi olanlar! Bilmek istiyorum… Neden?”
O anda Hal kurulu düzeni ve Ollie ise devrimi temsil ediyordu. O’Neil ve Adams Hal’i de devrimin saflarında istiyorlardı. Bilinçli olarak ya da değil Hal Jordan, Yeşil Fener’in statükosunu değiştirecek olsa da O’Neil ve Adams’ın bilinçlendirme çalışmaları için idealdi. Bir yeşil fener olarak Hal spesifik katı kurallar altında çalışıyordu. Sarı renkli yüzüğü hiçbir şeye etki etmiyordu, her 24 saatte bir şarj edilmesi gerekiyordu ya da gücü tükeniyordu ve tek başına tüm bir sektörü devriye gezip korumakla görevliydi. Yeşil Fener kolordusundaki patronları OA gezegeninde yaşayan ve bir bütün olarak evrenin nasıl çalışması gerektiğini anlayan 36 kadr-i mutlak ölümsüz evren muhafızlarıydı.
O’Neil ve Adams’ın 14 Green Lantern/Green Arrow öyküsü Yeşil Fener’in 13 sayısına yayıldı. Nisan – Mayıs 1972’de ise 89. Sayı ile iptal edildi. Toprak ağalarının yanı sıra, sömürülerin işçileri, dönemin büyük bir sorunu olan kültleri, yerli Amerikalıların karşılaştıkları sorunları, adli istismarları, aşırı nüfusu, tüketim çılgınlığını, uyuşturucu bağımlılığını, ırkçılığı, aktivizmi ve çevresel kaygıları konu edinerek neredeyse 50 yıl sonrasında bu günlerde dahi gündemde olan sorunlara parmak bastı.
Eleştiri unsuru sadece otorite karşısında duran Green Arrow değildi. Aynı zamanda bu güç yapısındaki yeri nedeniyle ön yağılar geliştirmiş Hal Jordan da bu yargıları yıkmak zorunda kalıyordu. O’Neil ve Adams inatla bir uzay polisi ve bir okçunun cevaplayamayacağı sorulara parmak bastılar hikayelerinde. Asıl amaç hiçbir zaman cevap bulmak veya sorunu çözmek değildi, sorulması gereken soruları sormaktı.
Unutmamak gerek ki, bu hikayeler kendi yaralarını herkese göstermek isteyen iki adamın üretimleriydi. Bugünden baktığımızda çok erken örnekler olarak görülseler dahi çağ ne durumda olursa olsun çalkantılı durumları anlamak için süper kahramanları kullanmak kalıcı bir yöntemdir. Bu hikayeler de böyle bir ekibin eserleri. Mesajlar bazen çok açık hatta çok yumuşak, bazen duygu çok ortada, bazen de derinliklerde olabilir. Başka nedenlere de gerek yoktur O’Neil ve Adams’ın hikayelerine saygı ile bakmak için.
Yazar: Berkay Sert (Spoiler Radyo)
Yorum yap