Vampir avcısı veya vampir katili olarak bilinen dostlarımız, vampirleri ve bazen de diğer doğaüstü yaratıkları bulmak, ardından da yok etme konusunda uzmanlaşmış karakterlerdir. Bir vampir avcısı genellikle güçleri ve zayıflıkları da dahil olmak üzere canavarlar ya da ölümsüz yaratıklar hakkında geniş bilgiye sahip olarak tanımlanır ve bu bilgileri onlarla etkili bir şekilde mücadele etmek için kullanır.
Vampir avcılığı esrarengiz olgular hakkında ortalamadan fazla bilgiye sahip bilgelerden, tahta kazıklar ve kutsal su gibi geleneksel veya kutsal silahlarla donanmış savaşçılara kadar çok geniş bir yetenek yelpazesine sahiptir.
En klasik ve tipik vampir avcısı olarak, Bram Stoker’in 1897 tarihli korku romanı Dracula’dan bir karakter olan Profesör Abraham Van Helsing’i gösterebiliriz. Ama bir çok yapımda kullanılması nedeni ile hepimizin hafızasında öyle ya da böyle bir şekilde yer etmiş bu karakterin kökleri gerçek hikayelere dayanıyor. Bir çok kültürün bir arada bulunduğu ve kaynaştığı bir coğrafyaya, Balkanlara ziyarete gidip bu karanlık mesleğin sırlarını öğreneceğiz bu araştırmamızda. Gelin gerçek Vampir Avcılarına bakalım hep beraber. Ayrıca bu yazımızın daha ayrıntılı ve temelli bir örneğini dinlerken, bir yandan da görselleri incelemek isterseniz aşağıdaki YouTube videosuna bakabilir, ve daha farklı videolar için Radyo Spoiler’a abone olabilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=c4vbZblIv9s
Profesyonel veya yarı profesyonel vampir avcıları, Balkanların vampir inançlarında (özellikle Bulgar, Sırp ve Roman halkında) büyük bir rol oynadılar vakti zamanında. Bulgarcada bu insanlar için kullanılan terimler arasında glog (kazık için kullanılan odun türü olan “alıç” ağacının bir çeşididir), vampirdzhiya, vampirar, dzhadazhiya, svetocher gibi çeşitli kelimeler vardır.
Vampir avcılığı içerisinde geçen bilgilerden biri de genellikle Cumartesi günü doğmuş olmaları. Daha sonralarında Sabbataryalılar, Bulgarca sâbotnichav, Yunanca ise sabbatianoí olarak adlandırılmalarının nedeni de bu olmuştur. Bu kelimeler en temelde “cumartesi doğan” anlamına gelmektedir. Romanca dhampir veya Sırpça vampirović olarak adlandırılan, bir vampir ve bir kadının (tipik olarak dul bir kadının) çocukları olarak doğarlardı. Ayrıca Cumartesi günü doğan birinin, görünmeyen varlıkları görebileceğine de inanılıyordu.
Sabbataryanlar söz konusu olduğunda, Bulgar ağırlıklı bölgelerde bir kurt tarafından öldürülen koyunun eti ile beslenmeleri gerektiğine inanılıyordu; bu onların görebildikleri şeylerden korkmamalarını sağlayacak bir yöntemdi. Böylece çocuk küçük yaştan itibaren gözlerinin önünde bulunan korkunç yaratıklar nedeniyle aklını yitirmeyecekti.
Hırvat ve Sloven efsanelerinde köylerin, ruhları geceleri vampir veya kudlak ile savaşmak için hayvana dönüşebilen kresnik denen kendi vampir avcıları idi. Bu avcılar aslında, daha bebekken yedikleri koyun sayesinde onu avlayan kurtun güçlerine erişebilen vampir avcıları, babataryanlardı.
Bazı vampir avvıları, böyle doğa üstü güçlere bel bağlamaktan ziyade yanlarında çekiç, kazık, haç gibi malzemeler bulundurdukları bir kit taşıyordu. Kilisenin bir görevlisiyse kutsal su, kutsal yağ vb. malzemeler de dahil oluyordu çanta. Ancak taşıdığı en önemli şeyler elbette ki pratik malzemeleri, yani ip, levye ve hatta ilerleyen dönemlerde tabanca gibi eşyalarıydı.
Bir muhacir olmam hasebiyle tarih içerisinde balkanlarda bu denli önemli bir kültürel mesleğe dönüşmüş bir anlatının, inancın ve mesleğin elbette ki benim için yeri çok büyük. Ama sizlere de kısaca anlatmak istedim. Bilmeyenlerimiz elbette vardır aramızda. Ayrıca dönemin Osmanlı ve Papalık belgelerinde de vampir avcılarından bahsedilir, ama bu anekdotları ayrıntılı bir şekilde öğrenmek istiyorsanız sizi videomuza davet edip, buradan hepinize iyi günler dileyerek çekilmek isterim. Kendinize iyi bakın, sevgili Fanzade okurları.
Yazan:
Berkay Sert / Radyo Spoiler
abi ustam gerçek vampir gelip bakmanız lazım guneşe ısığa sarımsağa ve demire karşı alarşisi vardır