Mount&Blade II: Bannerlord İncelemesi: 1 Yıllık Ön Erişim Sürecinin Ardından Oyundaki Son Durum

2 haftalık bir aranın ardından herkese tekrardan merhaba sayın Fanzade okurları. Son 2 haftadır bir oyuna epey sarmış bulunmaktayım. Sarmış olduğum Mount&Blade II: Bannerlord. Açıkçası Bannerlord’u epeydir oynamak istiyordum. Ama oyunda çok fazla bug olduğunun söylenmesi biraz hevesimi kaçırıyordu. Oyunun erken erişimde geçirdiği bir senenin ardından çok daha oynanabilir bir durumda olduğunu duydum. Ayrıca GFN üyeliğimle oyunu yüksek grafiklerde oynayabilecek olmamın da verdiği heyecanla oyuna başladım. Ayrıca aşağıdaki linkten GeForce Now incelememe ulaşıp, orada Bannerlord’dan bahsettiğim kısmı okumanızı da öneririm ?.

https://fanzade.com/gamerhead/geforce-now-incelemesi-turkiye-serverinin-nabzi/

10 Senelik Bir Ara

TaleWorlds serinin ilk oyunu olan Mount&Blade’i 2008’de piyasaya sürmüştü. Oyunun çok beğenilmesinin ardından, TaleWorlds oyuna bazı eklemeler yaparak çoğumuzun severek oynadığı Mount&Blade Warband’i 2010’da satışa çıkardı. 2012 yılında ise Mount&Blade II:Bannerlord duyuruldu. Bununla birlikte oyuncular ne kadar uzun süreceğini hiç tahmin edemeyecekleri bir bekleyiş sürecine girdiler. 8 yıl süren bu bekleyişin ardından 2020’de Mount&Blade II:Bannerlord ön erişime açıldı. TaleWorlds, ilk başta oyundan beklediğini bulamayan bir oyuncu kitlesi tarafından pek çok eleştiri aldı. Açıkçası ben de izlediğim ilk oynanış videolarından pek beklediğimi bulamamıştım. Oyunun erken erişimde geçirdiği 1 yılı aşan sürenin ardından ilk kez oyunu oynama şansı edindim. 50 saatlik oynama sürecimin ardındansa görüşlerim epey değişti. Hadi gelin size tecrübelerimi aktarayım. Oyun yapım ekibinin tecrübelerini de görmek isterseniz diye sitelerinin linkini aşağıya bırakıyorum.

https://www.taleworlds.com/

Geçmişten Günümüze Mount&Blade

İçine Çeken Bir Atmosfer ve Garip Mimikli NPC’ler

Oyunun teknik tarafından başlayalım. Oyunun grafikleri gayet güzeldi. Hatta pek çok kez şehirlere veya köylere girip güzel manzaraların tadını çıkardığımı söyleyebilirim ? Oyunun müzikleri atmosfere uyumluydu. Haritada gezerken krallıktan krallığa müzikler yöresel olarak değişiyordu ve combat esnasında çalan müzikler ise savaşa girdiğinizi hissettiriyordu. Oyunun ses anlamında daha iyi olabileceği tek alan NPC’lerin seslendirilmesi olabileceğini düşünüyorum. Aslında pek çok oyuncunun Mount&Blade’den böyle bir beklentisi yok. Ama ben bunun oyunun atmosferini daha da iyi bir hale getireceğini düşünüyorum. Atmosferden bahsetmişken gel gelelim NPC’lerle alakalı ufak bir soruna. Oyunda bir karakterle konuşurken onunla olan ilişki seviyene göre mimikleri değişiyor. Yanlış anlamayın fikir gayet hoşuma gitti aslında. Ama NPC’ler o kadar garip gülümsüyor veya somurtuyor ki oyunun atmosferinden aniden çıkıyorsunuz. Takıla takıla buna mı takıldın dediğini duyar gibiyim. O yüzden sizin için aşağıya oyundan aldığım bir görüntüyü bırakıyorum :D.

Mount&Blade II: Bannerlord’da Garip Mimikli NPC’ler

Kayıp Kardeşler ve Budala Nereztes

Oyunun hikayesinden de bahsetmeden geçmek olmaz. Mount&Blade II: Bannerlord oyunumuzda, Warband’e oranla oyuna daha çok yayılan bir hikâye söz konusu. Oyuna öldürülmüş bir aile ve kaçırılmış kardeşlerle başlıyorsunuz. Ağabeyimiz bizden kendimize bir ordu kurmanızı ve bu eşkıyaların sığınaklarına baskın yapmamızı istiyor. Kardeşlerimizi kurtarmamızın ardından sığınakta bir sancak parçası buluyoruz. Bu bir süredir kayıp olan Kalradya’nın Ejderha Sancağı’nın bir parçası. Tabi bizim bu konuda çok bir fikrimiz yok. Dolayısıyla oyun bizden bu savşla ilgili bilgisi olan 10 lort ile bu konuda konuşmamızı istiyor. Hikâyenin oyuna yayılması derken kastettiğim kısımlardan biri buydu. Çünkü oyunun bir hayli büyük haritasında para kazanma çabası bile yeterince zorken, sürekli haritada gezinerek istenen lortları bulması bir hayli zor.

Nereztes’in Budalalığı

Bu görevi de bitirdikten sonra Epicrotea’dan Istiana ve Marunath’tan Arzagos ile görüşmeniz gerekiyor. Bunun sonrasında ise bu şehirlerin etrafındaki haydut sığınaklarından kalan parçaları buluyorsunuz. Açıkçası bu noktada hikâye bana bir hayli saçma geldi ve atmosferi bozdu. Bu kadar önemli bir sancağın parçalarının özensizce haydut sığınaklarına konmuş olması gerçekçiliği epey bozdu. Ama hikâye zaten Mount&Blade için çok da önemli bir unsur olmadığı için bu duruma çok da şaşırmamak lazım.

Oyundaki yan görev çeşitliliği de epey artırılmaya çalışılmış. Ve bu görevler yerleşkedeki ileri gelen insanlarla ilişkinizi artırmak için önem taşıyor. Bunun sebebi de yerleşkenin ileri gelenleriyle ilişkin ne kadar iyi olursa o kadar çok ve kaliteli askerleri orduna katabilmek. Başlangıçta bu çeşitlilik hoş gelse de oyun türünün doğası gereği eninde sonunda görevler birbirini tekrar etmeye başlıyor. Aynı yukarıda da belirttiğim gibi bu durum da Mount&Blade serisi için çok önem taşımıyor. O yüzden oyunu bu noktadan eleştirmem çok doğru olmaz.

Düşmanları Çatır Çutur Kesmek ve Dükkanlardaki Çeşitlilik

Şimdi gel gelelim oyunun oynanış kısmına. Oyunun mekaniklerinin Warband’e baya benzediğini söyleyebilirim. Ama üstüne pek çok ekleme yapılmaya çalışılmış. Öncelikle oyuna alışana kadar Warband’de yaptığınız gibi düşmanlarınızı çatır çutur keserek gidemiyorsunuz :D. Bu oyunun zorluğundan çok, yapılmış ufak mekanik değişiklerinden kaynaklı. İlk başlarda pek hoşuma gitmese de oyuna alışınca oldukça keyif verdiğini söyleyebilirim. Oyunda kullanabildiğiniz silah çeşitliliği de artırılmaya çalışılmış. Daha fazla çeşit eklenilebilir miydi bilmiyorum ama bana gayet yeterli geldi. Aynı şekilde zırhlar ve oyundaki çeşitli diğer ekipman ve yemeklerde de çeşitlilik artırılmaya çalışılmış. Bunların çoğu beni tatmin etmiş olsa da zırh çeşitlerini pek beğenmedim. Yanlış anlaşılmasın aslında iyi bir çeşitlilik ortaya konmuştu o bölümde de. Ama görüntü olarak bazı zırhlara pek ısınamadım. Bu da beni hep benzer zırhlarla oynamaya itti.

Çok Daha Gerçekçi Bir Kale Kuşatma Deneyimi ve Aptal NPC’ler

Kale kuşatmasında yapılan değişikliklere ayrı bir paragraf ayırmak istedim. Çünkü oyun bu alanlarda epeyce yenilik yapmış. Kale kuşatmasında Warband’deki gibi kaleye saldırmak için sadece iki seçeneğiniz yok. Bu nokta oyundaki “Mühendislik” becerisi epey bir önem kazanıyor. Kaleye saldırmak için koçbaşı, kuşatma kulesi kullanmak veya direkt duvarlara merdiven dayama opsiyonlarınız var. Ayrıca mancınık, balista gibi savaş aletleri üretip onlarla duvarlara saldırabiliyorsunuz. “E iyi kolaymış baya abi” demeyin. Çünkü bu savaş aletlerini düşmanınız kalesine de inşa edebiliyor. Ve eğer onları kendi savaş aletlerinizle yıkmadan direkt saldırmaya çalışırsanız epey kötü sonuçlar doğabiliyor. Örneğin bir anda koçbaşınızı, kuşatma kalenizi veya epey askerinizi kaybedebiliyorsunuz. Ayrıca siz iç kapıya saldırırken duvarlardaki küçük deliklerden sizi oklayabiliyorlar veya kafanıza yukarıdan kaya düşürebiliyorlar.

Mount&Blade II: Bannerlord’da Kale Kuşatması

Yani oyunda kale veya şehir almak için “Mühendislik” yeteneğinizin iyi olması veya birliğinizde iyi bir mühendis bulundurmanız önemli. Oyunun bu alanda yaptığı yenilikleri çok beğendimi söyleyebilirim. Ama yapay zekanın saçmalaması sonucu ara sıra askerleriniz kuşatma kalesinin etrafına toplanıp yukarı tırmanmadan durabiliyor. Veya koçbaşıyla ana kapıyı yıkmanıza rağmen iç kapıya saldırmadan boş boş bekleyebiliyorlar. Bu hatalar oyun içinde epey rahatsız edici olabiliyor. Umarım TaleWorlds yakında bu sorunu çözmenin bir yolunu bulur.

İyi Bir Yönetici Olmak veya Olmaya Çalışmak

Şimdi de parti, klan ve krallık menülerindeki yeniliklerden bahsedelim. Parti menüsünün Warband’e epey benzediğini söylemek mümkün. Ama klan menüsü oyuna yeni gelen ve sıklıkla kullanmanız gereken bir bölüm. İlk olarak partinizdeki kahramanlara roller vererek onların özelliklerini kullanabiliyorsunuz. Mesela “Hekimlik” yeteneği yüksek olan bir kahramanı hekim yaparsanız ordunuzdaki yaralılar çok daha hızlı iyileşiyor ve savaşlardaki ölü/yaralı oranı azalıyor. “Mühendislik” özelliği iyi olan bir karakteri mühendis yaparsanız kale savaşlarında işiniz epeyce kolaylaşıyor. “Liderlik” özelliği yüksek birini iaşeci yaparsanız ordunuza alabildiğiniz asker sayısı artıyor. Ve “İzcilik” özelliği iyi olan bir karakteri izci yaparsanız da oyun haritasını keşfetmek çok daha rahat bir hale geliyor.

Yetenek Ağacı

Şimdi gelelim klan yönetimine. Öncelikle artık oyunda aynı klan üyelerine ayrı ayrı şehir veya kale verilmiyor. Şehirler klan liderlerine veriliyor ve onlar tarafından yönetiliyor. Tabi isterseniz lortlarınız şehir veya kalelere vali olarak atayabiliyorsunuz. Ama ben bu opsiyonu ordu gücümü azaltmak istemediğimden pek kullanmadım. Ayrıca şu noktadayken şunun da üstünden geçmekte fayda var. Oyunda şehir-kale yönetimi epey önem taşıyor, eğer halkın sadakatini kazanamazsanız bir anda size isyan edebiliyorlar. Yani şehrinizin sadakatini kazanamazsanız yan tarafta “Danustica Şehri’nin Asileri size savaş açtı.” gibi bir bildirim görürseniz şaşırmayın derim :D.

Soyunuzu Devam Ettirmek ve Lortları İnfaz Etmek

Arada ufak olarak bahsetmek istediğim bir konu var. Artık oyunda çocuğunuz olabiliyor ve çocuğunuz büyüdükçe onunla ilgili bazı seçimler yapıp karakterini belirleyebiliyorsunuz. Aynı şeyi oyundaki kardeşleriniz için de yapıyorsunuz. Ayrıca kardeşleriniz çok daha hızlı büyüdüğü için onları yanınıza alabiliyorsunuz. Onları bir savaşçı, lort veya vali yapmak ise tamamen size kalmış. Ama bu noktada değinmek gereken fazlasıyla önemli bir mevzu var.

Bu mevzu belki de Mount&Blade II: Bannerlord oyununun en önemli yeniliği olabilir. Artık oyundaki karakterler savaş esnasında ölebiliyor. Bu ister yanınızdaki bir yoldaşınız ister baş düşmanınız veya daha da önemlisi kardeşiniz, eşiniz veya çocuğunuz olabiliyor. Ve bu bana kalırsa oyunun atmosferini çok daha gerçekçi ve acımasız bir hale getiriyor. Savaşın sonunda bir anda kardeşinizin savaş meydanında öldüğünü görmek epey üzücü oluyor. Sanırım oyun menüsünden bunu kapatmak mümkün ama bence oyunun atmosferi için bunu kapatmamak en iyisi olur. Ayrıca artık oyunda esir aldığınız lortları infaz edebiliyorsunuz. Bu seçenek size aşırı çekici geliyor olsa bile yapmanızı hiç önermiyorum. Çünkü bu lordun tüm akrabaları ve yakınlarıyla ilişkiniz inanılmaz derecede düşürüyor. Bu onları ilerde tarafınıza çekmek isterseniz epey sıkıntı yaratabilir.

Mount&Blade II: Bannerlord’da Meydan Muharebesi

Krallığın Yönetimi ve Nüfuz

Krallık yönetiminde de büyük bir değişim var. Artık içinde bulunduğunuz krallık bir diğer krallığa savaş açacakken bunu lortlara danışması gerekiyor. Tam bu kısımda oylama menülerinden ve nüfuzdan bahsetmekte fayda var. Oyunda savaştıkça düşmanınızın gücüne göre nüfuz kazanıyorsunuz. Ve bu nüfuzu sonrasında oylama menülerinde kullanabiliyorsunuz. Oyunda şehirlerin kime verileceği, kime savaş açılıp açılmayacağı ve krallığın politikaları gibi pek çok şeyi nüfuzunuzla oyluyorsunuz. Ama en sonda kralın istediğini yapma insiyatifi de söz konusu. Ayrıca bir klan lideri istediği kadar nüfuzu olsun, yine de oylamada en fazla 100 nüfuz kullanabiliyor. Bu şekilde klan liderlerinin krallığın yönetimini ele geçirmesi engelleniyor. Şimdi gelelim başka bir krallık menüsü unsuru olan ordu kurmaya. Warband’de sadece kral veya vezir ordu kurabiliyordu. Bu oyunda ise vezir kavramı tamamen kaldırılmış. Her klan üyesi ordu kurabiliyor. Ama kendi klanının dışındaki lortları orduya çağırırken yine nüfuzunuzu kullanmanız gerekiyor. Sanırım krallık menüsü hakkında söyleyeceklerim de bu kadar.

Tarafınıza Geçmek İçin Sizi Donunuza Kadar Soyan Lortlar

Son olarak da krallığa lortları çekme olayı hakkında konuşalım. Mount&Blade II: Bannerlord lortları tarafınıza çekme olayını epey bir zorlaştırmış. Öncelikle onu neden kendi krallığına ihanet edip sizin tarafınıza geçmesi gerektiğiyle ilgili ikna etmeniz gerekiyor. Bu aşamada önünüze gelen diyaloglardan kendinizin ve karşınızdaki lordun kişilik özelliklerine göre seçimler yapıyorsunuz. Size diyalogların başarı olasılıkları kişilik özelliklerinden bağımsız olarak veriliyor. Ama eğer kişilik özelliklerine dikkat etmezseniz ekranınızda bir anda “kritik hata” yazısını görüyorsunuz. Yani daha ilk cümleden bile lordu tarafınıza çekme şansını kaybedebiliyorsunuz. Bu aşamada dikkatli olmakta fayda var. Ayrıca lortla olan ilişkinizin bu aşamada epey işinize yaradığını söylemeden geçmemek lazım. İkinci aşamada ise lort krallığa gelmesi karşılığında sizden epey bir para istiyor. Tabi yine ilişkiniz ve de “Ticaret” yeteneğiniz sayesinde bu para azalabiliyor. Bir lordu krallığıyla savaş esnasında tarafınıza çekerseniz toprakları da size geçiyor. Bunun istedikleri ürcete etkisini de tam çözemedim. O yüzden bu konuyu yorum yapmadan geçiyorum.

Yazının uzunluğundan fark etmişsinizdir ki oyunda epey bir yenilik var. Hatta muhtemelen yazmayı unuttuğum bazı yenilikler de vardır. Oyundaki “Demircilik” ve “Ticaret” olaylarından bilinçli olarak bahsetmedim çünkü onlar hakkında ayrı bir yazı yazma planım var. Eğer o konuyu da merak ediyorsanız sitemizi takipte kalın derim. Ama aklımda kalan en büyük yeniliklerin bunlar olduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla artık sizden müsaademi isteyip yazının sonuna gelmek istiyorum. Esenlikle kalın efenim ?.

Merhabalar, ben Buğra Kocadağ. 20 yaşındayım, İTÜ'de İnşaat Mühendisliği öğrencisiyim. Spor oyunlarından tut araba yarışı oyunlarına, büyük bütçeli rpg oyunlarından tut indie simülasyon oyunlarına, kısacası tüm oyun türlerine karşı bir ilgim olduğunu söyleyebilirim. Genelde ortaçağ temalı kılıç, kalkan, ok yeri geldiğinde de büyüler kullandığımız third person oyunları oynamaktan daha çok keyif alırım ama kaliteli cyberpunk evrenlerinde geçen FPS oyunlarına da hayır demem. Derin senaryolu oyunları çok severim, Witcher evrenine bayılırım. Bunların dışında yeni bir GeForce Now kullanıcısıyım. Sizler beni genellikle güncel oyunlar hakkında yazdığım incelemelerimle tanıyacaksınız. Rivyalı Geralt abimizin de dediği gibi wind is howling...