Günümüz için klişe diyebileceğimiz çok tutan bir senaryo formülü vardır. Olayların geçtiği yere yeni gelen “yeni çocuk”; olayların geçtiği yerde bir popülariteye sahip olan zengin “zorba çocuk”; başlangıçta zorba çocuğa bakan ve yeni çocuğun da gönlünün kaydığı bir “popüler kız”. Olaylar dediğimiz silsile de zorba çocuğun yeni çocuğu önce pataklaması ile alevlenir. Ardından zorbalıklar gelir ve bütün bunlar olurken bir gelişim yolculuğuna çıkan yeni çocuk nihayetinde zorba çocuğu alt eder ve popüler kızı kapar. İşte Cobra Kai de, bu formülün en meşhur örneklerinden biri olan Karate Kid filminin yaklaşık 34 yıl sonrasında yaşananları anlatıyor.
Cobra Kai’ye Netflix Etkisi
Cobra Kai esasında premium bir hizmet olan YouTube Red dizisi olarak yayınlanmıştı ve pek de yeni bir konu sayılmaz. Ancak her ne kadar YouTube Premium kullanıcısı olsam da o mecrada hiç merak edip izlememiştim ve açıkçası YouTube, bende dizi ve film izleme mecrası olarak da yer edinmiş değil. Ne zaman ki dizi Netflix’e geldi, ancak o zaman ilgimi çekmeyi başardı. Dizinin Netflix’e gelmesinden sonra ülkemiz için Top 10 listesine girdiğini ve bir süre kaldığını göz önünde bulundurur ve yine sosyal medyada paylaşılan gönderileri düşünürsek, en azından ülkemizdeki, Netflix kullanıcılarının birçoğu için de böyle olduğunu düşünüyorum.
1984 yapımı Karate Kid filmini çok küçükken izlemiş ve elbette beğenmiştim. Popüler kültürün çok önemli bir ögesi haline gelen filme sayısız film ve dizide göndermeler yapılmıştı (aklıma GORA geldi). Ardından üç devam filmi gelse de bunlar ilk film kadar kalıcı olmayı pek başarabilmiş değillerdir. 2010 yılında ise Jackie Chan ve Jaden Smith’in yer aldığı bir yeniden çevrim yapılmıştı. Jackie Chan’i çok sevsem de bu filmi hiç izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum. Cobra Kai’yi izleyişimin en önemli nedenleri de, 1984 yapımının devamı niteliğinde oluşuydu ve takip eden devam filmlerinin aksine olayların odak noktasında (çoğunlukla) William Zabka tarafından canlandırılan Johnny Lawrence’ın da yer almasıydı. How I Met Your Mother’dan Barney Stinson sağ olsun, William Zabka’ya karşı bir sempatim vardı. Üstelik dizide, seneler evvelinin zorba çocuğu, hayatın zorbalığı karşısında ezilmiş ve toparlanmaya çalışıyordu. Bu da ilgimi çekti.
Neydi Bu Karate Kid?
Bilmeyenler için konudan kısaca bahsetmek gerekirse; 1984 yılındaki turnuvanın üzerinden çok uzun zaman geçmiştir. Daniel LaRusso, şehrin en iyi otomobil satış ve tamir yerlerinden birine sahiptir ve eşi ve iki çocuğuyla birlikte mutlu bir hayat sürmektedir. Johnny Lawrence için ise işler hiç iyi gitmemiştir ve yalnızlaşarak dibi görmüştür. Hayatına insanlarında dahil olmasına izin vermezken Miguel isimli bir gencin, okulundaki zorba bir grup tarafından dövüldüğüne şahit olarak onu kurtarmasıyla olaylar gelişmeye başlar. Johnny’nin Cobra Kai dojo’sunu yeniden açması ve daha birçok şey LaRusso-Lawrence mücadelesini yeniden alevlendirecektir.
Cobra Kai; İlk vur, Sert Vur, Merhamet etme
Çok derinleştirmeden ve spoiler vermeden konuyu bu şekilde anlatabiliriz. Cobra Kai, temelde orijinal Karate Kid’in tüm klişelerini kullanıyor. Hatta neredeyse aynı senaryo çizgisini ve olayları takip ediyor. Ama bir farkla: Bunları klişelerin taraflarını ve neticelerini değiştirerek yapıyor. Orijinal dizinin zorba çocuğu, bu sefer -zaman zaman- zorbalığa uğrayan taraf oluyor. Yaşadıkları ve Miguel ile olan ilişkisi onu değiştirirken, karate öğretisine dair birçok şey ise yine eskisi gibi seyretmeye devam ediyor. Orijinal dizinin yeni çocuğu ise, yıllar sonra elde ettiği ekonomik güç ve nüfuzun etkisiyle, değişmeyeceğini düşündüğü zorba çocuğa zorbalıklar yapan taraf haline geliyor. Yine dizide zorbalığa uğrayan çocuğun ve kötü işlere bulaşmış çocuğun da karakter hikayeleri bir noktadan sonra klişelere ters ilerliyor. Elbette böyle söyleyince basit bir roller değişmiş havasına kapılmayın. Karakterlerin yine gelişimleri ve değişimleri oluyor. Üstelik iyi işlenmiş yan karakterler üzerinden de gayet güzel ve farklı motivasyonlar sağlanıyor. Öyle ki neredeyse orijinal filmdeki turnuva finalinin bir kopyası olan 2018’deki turnuvanın finalinde klişeler alt üst edilirken her şeyin altı çok güzel dolduruluyor.
Cobra Kai’nin ilk sezonunu izlerken aklıma sık sık Star Wars: Force Awakens geldi. A New Hope’un formülünü ve hatta senaryo çizgisini aynen kullanan Force Awakens, bunu yaparken A New Hope’taki olayların neredeyse aynısını seyirciye yaşatıyordu. Güzel bir filmdi ama fazla kopyala yapıştırdı. Cobra Kai’nin ilk sezonu da Karate Kid (1984) filminin formülünü ve senaryo çizgisini aynen kullanıyor ama olayları revize ederek tarihin her zaman tekerrürden ibaret olmadığını gösteriyor.
Cobra Kai’nin ikinci sezonunu henüz izlemedim ve okuduklarıma ve duyduklarıma bakılırsa ilk sezon kadar da beğenilmemiş. Ancak elbette ilk fırsatta izleyecek; bu, modern ve klişeleri çok güzel harmanlayan Karate Kid yolculuğunu sürdüreceğim. Zaten dizinin Netflix’te yayınlanacak bir de üçüncü sezonu gelecek.
Yorum yap