Doctor Who Noel Özel Bölümü İncelemesi

Kısacası son 15-20 dakikası beni hayatım boyunca ağlamadığım kadar ağlattıran bölümdür kendisi sevgili okurlar. Ki bu yaşıma kadar ağladığımı hatırlamıyorum pek.

692734511829851b3c864286261a6bee
Evet yazı tamamen spoiler içeriyor. Ve evet sizi küçük harflerle uyarıyorum.

Bölüm klasik bir Doctor Who bölümü gibi başlıyor. Doctor yine bilmediği bir sebepten ötürü bilmediği bir gezegene iniyor. Ve bela onun kapısını çalıyor.

p03cp1v2
Tabii Doctor yine hazırlıklı. Çünkü o Doctor! Bi dakika…

Boynuz büyük olasılık bölüm ismine gönderme. Çünkü River, Doctor ile yolları ayırdıktan sonra bildiğimiz 7 Kocalı Hürmüz olmuş. Kısacası Doctor’a birkaç kez boynuzu takmış. Kırmızı, Peter Capaldi’ye çok yakışmış orası ayrı. Bu sefer belayı getiren ise Matt Lucas‘ın hayat verdiği Nardole karakteri. Nardole, biraz saf ve görece zekası geri bir arkadaş. Deneyimli komedyen Matt Lucas sağ olsun karaktere hemen alışıyorsunuz ve sizi bir yan karakter olarak gayet tatmin ediyor. Zaten bölümün yan karakterlerinin hepsi rollerinin hakkını vermiş. Clara gidince dizi düzeldi mi noldu? Ah elbette Clara hafızasını sildiği gereksiz Clara flashbackleri ve anılarını yaşamak zorunda kalmadık ki bu çok hoştu. Bölümün konusu Doctor ve River arasındaki ilişkiydi ve bölüm bu çizgiden asla sapmadı.

Hello from Dark Side!
Hello from Dark Side!

Bu sahneyi 7.sezondan beri bekliyordum. Alex Kingston ve Peter Capaldi karşılaşması elbette. Evet Alex ve Matt iyiydi ama Matt Smith genç bir oyuncu. O yüzden bir David ve Alex havası veremedi oyunculuk olarak. Yani iki karakteri ayrı ayrı alırsak çok iyiylerdi ama birlikte oldukları vakit o kimya yakalanamıyordu. Fakat Alex ve Peter’ın yaşları biraz daha yakın ve ikisi de karakter olarak birbirlerine oldukça benzerler. Daha önce Michelle Gomez ve Peter Capaldi arasındaki kimyayı da övmüştüm ama bu ondan da güzeldi. Sebebine yavaş yavaş geleceğiz, incelemenin sonunda öğrenirsiniz yani. Neyse elbette herkes romantik ve eğlence dolu bir an bekliyor ama öyle olmuyor. River, Doctor’u tanımıyor. Bazılarına saçma gelebilir ama bu mantıklı. Çünkü River’ın uzmanlık alanlarından biri gibidir Doctor. Onun sınırlarını bilir ya da her hareketini bilir. Bunları bilmek için programlanmıştı unuttunuz mu? Yani son rejenerasyonunun Matt Smith olduğundan gayet emin. O yüzden başka birinden duyduğu Doctor kelimesi ona sadece tıbbi anlamını hatırlatacaktır.

"Bu neyin kafası?" espirisini yapmayalım diyorum.
“Bu neyin kafası?” espirisini yapmayalım diyorum.

Tanıştıralım kendisi Kral Hydroflax. Katilin ve diktatörün teki, ayrıca River’ın kocası. Daha doğrusu River’ın dediğine göre kafasının içindeki elmas ile evliymiş River. Evet adamın içinde evrenin en değerli elmaslarından biri var ve adamın kafası takıp-çıkarılabilir bir şey. Adam katilin teki ve vücudu dev bir savaş makinesi. Ne kötü gidebilir ki? Ne de olsa Doctor Who dizisi içerisindeyiz. Cevap; her şey kötü gidebilir olacak. Çünkü River ve Doctor yan yana ve River yanındakinin Doctor olduğundan bihaber. Kral, River’ın gerçek planını anlar ve artistlik yapmak için kafasını çıkartıp masaya koyar. “Söyleseydin verirdim, metalden korksak robota binmezdik.” falan tarzı laflar gevelerken Kral Hydroflax, bi anda River ve Doctor kafayı bi çantaya atıp kaçarlar. Tabii hala River bihaberdir.

Her zaman hazırlıklı olmak lazım.
Her zaman hazırlıklı olmak lazım.

Tabii her robot katil gibi bu robotta gelişmiş bir yapay zekaya sahiptir. O yüzden River’ın işbirlikçilerinin kafalarını kendisine takarak bilgi edinir ve River ile Doctor’u takip eder. Lakin TARDIS‘i alan çoktan uzay gemisine atlamıştır. Pardon atlyamamıştır. Çünkü katil robotun aklı var da TARDIS’in aklı yok mu? Kral’ın kafası içeride vücudu dışarıda, nasıl ışınlansın bu kulübe? Bu robotun içeri girmesi için bir şanstır. İçeri girer millete saldırır, o sırada TARDIS çalışır ve Doctor günü kurtardığını sanar. Sanar diyorum çünkü River bu boş durur mu? Elmas için çoktan müşteri bulmuştur ve TARDIS’i müşterisi ile buluşacağı uzay gemisinin koordinatlarına göre ayarlamıştır.

Ne rüşvetçi, ne satıcı, ne pislik bir uzaylı çıktın sen ya.
Ne rüşvetçi, ne satıcı, ne pislik bir uzaylı çıktın sen ya.

Şimdi buradan sonrakiler önemli. River burada Flemming‘e şantaj yaparak TARDIS’in bulunduğu bölümü robot ile kilitletiyor ve Doctor ile beraber katillerle dolu bir gemide müşteriyi beklemeye başlıyorlar. Masalarına geçtikleri vakit River o meşhur günlüğü çıkartıyor ve bitmek üzere olduğundan yakınıyor. Bakın o günlük çok önemli. Çünkü River ile ilk tanıştığımız zaman 4.sezondaki kütüphane bölümüydü ve orada tamamen dolmuştu günlük. Yani kısacası River’ın ölümünü işaret ediyor. Doctor bunu biliyor, River ise sadece söylentileri duymuş. Günlük bitince öleceğine dair söylentiler. Siz hiç o günlüğün tüm sayfalarını sayıp yaşayacak kaç gününüz kaldığını hesaplar mıydınız? Her bir harf ömrünüzden bir saniye götürüyor düşünsenize. Müşteri gelir. Müşteri biraz değişik bir uzaylı türüne mensup işte bileyim kafasının ayırıp içinden bir şeyler çıkartıyor filan. Bi de güvenlik önlemi olsun diye tüm restorandı kendi türü ile doldurmuş çılgın şey. Kafayı verip gidecekler ve hikaye burada bitecek diye umuyorken (ki bölümün sonunda keşke öyle olsaydı diyordum içimden) elbette işler ters gider. Meğerse müşteri ve onun saz arkadaşlar Kral’ın fanatik hayranlarıymış. Şimdi katillerle dolu bir seyahat gemisinde olunca yine mantıklı bir tesadüf oluyor bu. Doctor yine her zaman ki gibi tiyatral yetenekleri ile ki burada River’ın muhteşem yetenekleri de sağ olsun durumu kurtarıyorlarken… evet yine kurtaramıyorlar. Robot, Flemming ile anlaşmış ve kilidi kaldırtmıştır. Odayı basar, River ve Doctor’u yakalar. Daha da kötüsü kafanın artık işe yaramaz olduğunu, elmas yüzünden öleceğine kanaat getirip kendi kafasına yine kendisi sıkmıştır robot. Flemming ve o fanatik uzaylının verdiği gaz ile Doctor’un kafasını ister. Tabii hepsi Doctor’un orada olduğundan bihaberdir. Flemming, Doctor’a dair ipucu bulabilmek için günlüğü sesli bir şekilde okumaya başlar ve işte o an River, Doctor ile olan ilişkisini anlatır. Ve bu tirad tüm Whovianlara ders olması gereken bir konuşmadır. Bu tiraddan sonra River ve Doctor göz göze gelir. O an River durumu anlar. Kocası eve dönmüştür. İki dahi yan yana iken her şey çözülür elbette. Ama ölüm hariç. O durumdan kaçıp TARDIS’e sığınırlar ve TARDIS içindeyken gemi bir gezegene çarpar.

Gezegenleri kurtarıp eşini kurtaramamak...
Gezegenleri kurtarıp eşini kurtaramamak…

O gezegen Darillium gezegenidir. Yine 4.sezondaki o bölümde River ölmeden önce Doctor’a şunları söylemiştir: “Darillium’un Şarkı Söyleyen Kuleleri eşliğinde bir gece geçirmiştik. Hatta bana Sonik Tornavida hediye etmiştin.” Bu River’ın son gecesiydi. Çünkü Doctor yeni bir saç kesimi ve takım elbise ile karşısındadır. River’a o meşhur mavi ışıklı Sonik Tornavida’yı hediye etmiştir. Ve Darillium’un Şarkı Söyleyen Kuleleri onlara eşlik ediyordu.

River kocasına yalvarıyordu. Ama Doctor bile ölüme çare bulamazdı. Bazılarımızın hayalidir belki Doctor ya da River olmak. Tek bir sorum var onlara. Bu hayatta en çok sevdiğiniz kişiyi ölüme hazırlamak ve onu ölümüne götürmek taşıyabileceğiniz bir yük mü?