IRON-MAN ve CAPTAIN AMERICA: İÇ SAVAŞ (CİLTLERİ) İLE ANALİZ

Baştan söyleyeyim de sonradan kavga etmeyelim..?

Bu inceleme yer yer ‘spoiler’ içerebilir. Ama ikinci İç Savaş konusunu konuştuğumuz bu günlerde 10 yıllık bir olayı hala okumadı iseniz ne yapabilirim ki?

Off of iç savaş, yedin gençligimizi be? Hadi başlayalım;

 

“Kayıt yasası, sahip olduğumuz tüm hürriyetleri elimizden alır. Kimin iktidara geleceği ve halkın fikrinin ne yönde değişeceği belli olmaz.” ( Iron-Man İç Savaş cildi- Savaş Kayıpları#1)

Cap’in bu sözleri size bir şey anımsattı mı? Anımsatmadı ise ya da anımsatıp da yüzünüzü buruşturup, Stark’ın “devlet ve milletin bekaası ile devamlılığı bla bla…” şeklinde verdiği karşılıktan daha fazla memnun oldu iseniz demek ki sizin tarafınız da belli. Ve muhtemelen bu yazının sonunda bana küfürler yağdıracaksınız. Ya da anlatmak istediklerimi anlayıp “yahu hakikaten de öyle” diyeceksiniz. İki türlü de kabulümdür.

İsterseniz (istemeseniz sanki fark edecek ? ) öncelikle teknik kısmı başımızdan savalım..

Iron-man iç savaş cildi Arkabahçe Yayıncılık‘tan ve Captain America İç Savaş cildi de Marmara Çizgi‘den aynı anda çıktı. Çıkış nedenlerinin başında -bizde- Captain America-Kahramanlar savaşı ismiyle sinemalara gelen film olduğunu bilmeyen yok sanırım. Tabii ki proje elde vardır ama buraya denk getirilmeleri PR açısından gerekli bir şeydi, iyi de oldu. Iron-man’in çevirisi Cem Demirkan‘a, Captain America’nın çevirisi de Burç Üner’e emanet edilmiş. İki çeviride de (Iron-Man’de bazen Avengers ve bir yerde de Yenilmezler denmesi dışında) göze çarpan olumsuz bir yan görünmüyor. Baskıların ve yayımın kalitesinden Yönetmen kadrosu da iyi iş çıkarmış görünüyor.

Iron-Man cildi içinde Brian Michael Bendis ve Alex Maleev imzaları dikkat çekerken Captain America’da Ed Brubaker, Mike Perkins ve Lee Weeks şahsi dikkatimi çeken imzalar oluyor.

Iron-Man cildi içinde; Iron-man/Captain America: Savaş Kayıpları#1, Iron-Man(2005)#13-14 ve İç Savaş: itiraf#1,

Captain America cildi içinde ise; Captain America#22-23-24, Kış Askeri-Kış öldürür özel sayısı yer alıyor.

İki cildi birlikte 40-50 TL arası bir rakama alacağınız yerin değişkenine göre alabiliyorsunuz.

Eğer iç savaş ‘event’ini sadece basılı Türkçe ciltlerden (Marmara Çizgi İç Savaş ve Gerekli Şeyler New Avengers ciltleri) takip etti iseniz kafanızda bir çok soru işareti kalması doğaldır. Ama onlarca inceleme yazısından ve forumlardan takip edenler zaten bir çok cevabı ikinci elden öğrenmiş olmalılar. İşte bu iki cilt içinde öncelikle iki şeye tanık olacaksınız. Captain America‘nın öldürülmesine(!) giden olaylar zinciri ile Tony Stark‘ın derin çelişkilerine ve pişmanlıklarına. İronik olan ise iki cildin birbirini tamamlarken karşıt ya da empatik diyebileceğimiz işleyiş içinde olmasıdır. Yani Iron-Man okurken aslında Captain America tarafına oynayan bir cilt ile karşılaşıyorsunuz diyelim.agent carter civil war“Bu iç savaşın düşmanımın ızdırabının sadece başlangıcı olmasını sağlamam için tek bir sefer bana yetecektir, Von Doom.” ( Red Skull.. CA#23)

Sharon Carter (Agent 13) bir yandan Steve Rogers’ın sevgilisi (en azından yatak arkadaşı) iken diğer yandan Shield ajanı olma ikilemi arasında bocalamaktadır. Gerçi direktör Maria Hill onun pek bocaladığını düşünmez. Sürekli tehditler ile Carter’a safını net seçmesi yönünde telkinler verir. Eski direktör-yeni kaçak Fury’nin karargahtaki ikili ajanı olduğunu ise kimse bilmemektedir. Ama aslında durum bundan ibaret değildir. Cap, Carter’ın kendisine yardım ettiğini, Fury ise ona çalıştığını ve Hill’de sadece sevdiği adama ihanet edemediğini sanarken, Sharon adım adım Red Skull’un ölümcül vuruşunda başrolü oynamaya doğru ilerlemektedir.İç Savaş winter soldier” Sanki birileri bir darbeyle Amerika’nın nefesini kesmiş ve her şey de o nefesle birlikte yokolmuş gibi.. Gözlerinden korkuyu okuyabiliyorsunuz. Etraflarında başka bir savaş sürüp gidiyor ama onların dahil olmadıkları bir savaş. Dahil olamazlar da. Çünkü bu savaşta insanlar değil Tanrılar çarpışıyor..” (Bucky, Kış askeri)

James Buchanan Barnes 21.yy’ın ilk Noel’ini yaşamaktadır. 50 yıl öncesini dün gibi hatırlayan Bucky için buna pek noel denemez. Yapması gereken özel vefa işleri olmasına rağmen Nick Fury’nin verdiği ivedi görevlerin peşinden gitmek zorunda kalır. Anladığımız kadarıyla hala bir askerdir kendisi. Çünkü verilen emirleri pek sorguladığı söylenemez. Yolu Young Avengers üyeleri ile çakışır. Bilinen bir Hydra üssünü Stark’ın deposu sanan Gençlere engel olmak zorundadır ama işler umduğu gibi gitmez ve sonuç birlikte Hydra ile çatışmaya doğru gider. Bu olaylar sürerken aslında biz Bucky’nin iç savaşa ve geçmiş ile geleceğe dair düşüncelerine dikkat kesiliriz. Maceranın sürprizi yine Türkçe okuduğumuz Captain America:Kış Askeri ciltlerinde geçen bir olayın sonucunu burada görmemizdir. Ama benim asıl dikkatimi çeken Fury’nin Gizli savaş ile başlayıp, Gizli istilaya giden yolda yer altından yürüttüğü mücadeledir.Screenshot_2016-07-29-21-03-06“Sen işin içinde olmasan kaç kişi direnirdi? Luke? Belki Daredevil ve Falcon. Ama Hercules? O Kayıt asasını heceleyemez bile. Sadece senin dostun olduğunu biliyor. Gençlere gelince, Captain America’yı hayal kırıklığına uğratmak istemiyorlar. Sen hepsinin idolüsün Steve.. Hepimizin. Ve bilerek ya da bilmeyerek bunu kullanıyorsun.” (Stark, IM/CA: Savaş Kayıpları#1)

Şahsen Marvel evreninde pusula olarak Luke Cage‘i seçenlerdenim. O adam nerede ise orada olabilirim. O kadar kararlarına güveniyorum yani. Tabii yazarlar bazen yaptıkları gibi saçmalayıp karakteri çizgisinden çıkarır ise bilemem. O benim günahım değil. Stark’ın Cap ile her zaman bir derdi olmuştur. Bence bu kompleksif bir mesele. Cap sanırım Tony’nin hep olmak istediği ama beceremediği bir kişiliğe sahip. Belki de onu baba figürü yerine koyuyor ve babası ile arasında geçen sıkıntılı süreci ona yansıtıyor da olabilir. Aynı zamanda Cap ile arasında bir nesil çatışması olduğu da gerçek. Yani Tony her insanın yapmak istediği şeyi yapıyor aslında. Aynadaki aksine saldırıyor. Eğer iç savaş eventinde sadece Stamford olayından sonrasını bilerek Iron-Man tarafındaysanız çok yanılırsınız. Tony Stark’ın ilk zamanlarındaki devlet ile ilişkisini, alkol sorunlarını okumadı iseniz neden taraf olarak hükümeti seçtiğini de anlayamazsınız.

Cilt içinde Tony çağrısı ile Cap ve Iron-Man‘in gizli buluşmalarına tanık oluyoruz. Geçmişe dair meseleleri konuşup aynı zamanda birbirlerini yumrukluyorlar. Uzlaşmaz çelişkilerini sorgulama işi sadece Tony’de kalıyor çünkü Cap’in bir çelişkisi varmış ya da o bunu düşünüyormuş gibi görünmüyor. Cap gayet kendinden emin ve bu yüzden de korkutucu bir figür. İş Tony’nin devasa egosuna da takılınca anlaşmaları ve birinin geri çekilmesi imkansız hale geliyor. böyle olunca da şahsen en çok acıdığım taraftarlar oluyor. Tüm bu öğelerle birlikte gerçek bir savaşı andırıyor.İç Savaş takımlar“Reed senin yanındayken bir yetişkin değil. Seni gözünde çok büyütüyor. Seni bu kadar abartıp memnun etmeye çalışması iğrenç bir şey… Adi herif evliliğimizi sen mahvettin!” (Invisible Woman, Iron-Man#14)

“Spider-Man’e yaptığın şey vicdansızlık. Onun bir baba figürüne karşı zaafı var ve sen de bu zaafını sonuna kadar kullandın.” (Cap, IM/CA: Savaş kayıpları#1)

Marvel evreninde dominant karakterler vardır. Cap ve Stark bu karakterlerin başında gelir. Bir karakterin ne kadar ünlü olduğu ya da güçlü olduğu ayrı şey ama yönlendirici olması ayrı daha ayrı şeydir. Örneğin Hulk, Spider-man ya da evrensel dahi olarak Reed ne kadar güçlü olsalar da dominant karakterler değildir. Örneğin Sue Storm FF içinde dominant karakter olabilirken Cap ve Iron-man tüm dünyada dominant olabilmektedir. Bir de bunlardan bağımsız olan Xavier, Namor gibi bağlantısızlar bulunur. kolay kolay yönlendiremezsiniz bunları.

İç savaşta baktığımız zaman aslında çok farklı taraflanmalara tanık oluruz. Çıkarları yüzünden taraf olanlar yanında ya da gerçekten mantığına göre anlayarak taraf olan çok az kişi yanında, etkilenme ile taraf seçen çoğunluk bulunur. Tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi. Bugün oy atan ve bir tarafta olduğunu iddia eden toplum üyeleri çoğunluk olarak neyin ne olduğunu anladıkları için mi bu yoldalar? Sosyolojik olarak bu zaten pek mümkün olabilen bir şey değil. Her ne kadar bunun böyle olmamasını ya da maksimum düzeyde bilinçlenmeyi tercih etmemize-dile getirmemize rağmen gerçek budur.İç Savaş iron manİç Savaşta en önemli krılmalardan biri Tony ve Reed’in yaptığı sahte Thor’un Bill Foster‘ı ( Black Goliath) öldürmesi idi. Bu andan sonra bir çok ünlü Stark taraftarı (yasa demedim dikkat) saf değiştirmiştir. Bu olay bile başlı başına konunun sadece yasa ile ilgili olmadığını göstermektedir. Marvel’in en önemli yanlarından (ve benim de önem verdiğim esas taraflarından) biri mümkün olduğunca gerçek olgulardan beslenmesidir. Sonuç olarak Stark ve Rogers’ın birbirini suçladığı idollük tartışması ikisi açısından da doğrudur. Yani bana göre birinci ‘İç Savaş’ bu açıdan bir Iron-Man-Captain America savaşıdır da. Kiminiz “iyi de cap teslim olduğu zaman, Luke ve arkadaşları yer altında devam etmediler mi?” diye haklı bir soru yöneltebilir. Evet, ama bu devamlılık bir savaş devamı olarak değildi. Sadece yasayı tanımayan bir takım kahramanların mecburiyetten devam etmeleri idi. Keza cap ölmüştü ve işler bu yönde değişmişti.
Screenshot_2016-07-29-21-34-16Kimin haklı olduğuna gelirsek; Iron-Man cildindeki “itiraf” kısmını dikkatle okumanızı tavsiye ederim. Hapse tıkılan Cap karşısında Stark’ın nasıl kibirli bir şekilde böbürlendiğini göreceksiniz. Zaferin Tony açısından verilen zararlardan daha önemli olduğunu hissedeceksiniz. Aynı şekilde bir süre sonra Cap’ın cesedinin başında yaşadığı pişmanlığı da görecek ve aslında Stark’ın duyguları ile hareket ettiğini ve Rogers’ın mantığı ile savaştığını anlayacaksınız. Kimliğini açıklayan Peter Parker’ın başına gelenler malumunuz. Adamın hayatı toptan değişti. Ve çoğunuzun bilmediği bir çok yan karakter de bu yasadan dolayı türlü sıkıntıya maruz kaldılar. Peki yasanın getirisi? Ne demişti Cap hatırlayalım “Hükümetler gelip geçer, kimin iktidara geleceği ve bu kaydı ne şekilde kullanacağını bilemezsin.” iç savaşın peşine gelen gizli istila’nın getirisi Norman Osborn iktidarı bunu doğrulamaktadır. Dolayısıyla konunun tartışılır bir yanı da böylece kalmamaktadır. Kayıt yasası haksızdır ve Captain America tarafı doğru taraftır.

Ayrıca iç savaş ‘event’inin gösterdiği en önemli olgu Captain America’nın ironik bir şekilde ABD emperyalizminin simgesi olmadığının ve tam tersi ülkenin ilk kuruluş yıllarındaki özgürlükçü iddiasını temsil ettiğidir. ABD bugün her ne kadar dünyada “beyaz adam egemenliği”, “Dünya imparatorluğu” gibi emperyalist tüm çıkarımlara karşı gelse de kuruluşu aslında aynı anlayışa karşı mücadele eden ve “özgürlük-bağımsızlık-kaynaşma” gibi kavramlara öncülük yapan bir tarihselliği mevcuttur. Captain America işte bu tarihsel kökene gönderme yapılan bir karakterdir.

Çok uzadı… Sonuç olarak bu iki cilt “İç Savaş” severler için önemli. Alın okuyun ve kitaplığınıza İç Savaş cildi yanına koyun.