2007 yapımı Bir Amerikan Suçu (An American Crime), iyi bir suç filmi arayanların henüz izlemediyse mutlaka “izlenecekler listesi” için not alması gereken bir film. Yönetmen koltuğunda Tommy O’Haver oturuyor ve Ellen Page, Catherine Keener, James Franco, Romy Rosemont, Evan Peters gibi isimler kadroda bulunuyor. Film tam olarak “suç” kategorisinde bulunsa da, iyi bir biyografi ve dram filmi de aynı zamanda. Bu arada gerilimin de birçok öğesi filmin belli yerlerine ustalıkla serpiştirilmiş.
2001’de Almanya’dan veya 2010’da Hollywood’dan çıkan Deney filmlerini aratmayacak cinsten bir film. Onlar gibi izleyici psikolojisini de yoğun şekilde yoran Bir Amerikan Suçu, gerçek bir olaylar zinciri esas alınarak beyazperdeye taşınmış. İzlemeyen ve izlemeyi düşünenler için değinmek gerekirse, 1960’lı yıllarda ABD’de geçen ve gerçek hayatta mahkemeye taşınan olaylarda iki kız kardeş ebeveynlerinin işinden ötürü komşularına bırakılmıştır. Çocuklara haftalık para karşılığı bakımı üstlenen, filmde Catherine Keener’ın canlandırdığı Bayan Baniszewski ilk etapta iyi bir dadı gibi görünse de, zamanla bu durum olabildiğince değişmiştir. İki kız kardeşe yapılan eziyet çok özel bir seviyeye çıkmış ve artık çocukların yaşıtı olan diğer çocuklar bile bu şiddet sarmalında sadist davranışlar geliştirmiştir.
Gün ortası haber bültenlerinde veya gazetelerin üçüncü sayfalarında yer edinen şiddet içerikli haberlerin ya da sabah programlarına konu edinen şiddet olaylarının belki de sinemaya aktarılmış en başarılı hali olarak görebiliriz filmi. Belgesel kanallarında canlandırmalar ve tanık ifadeleriyle oluşturulmuş suç belgesellerinden çok daha öte bir noktada olduğu bir gerçek. İlk dakikasından itibaren (bunda filmin adı bile yeterli) sürükleyiciliğini hemen her dakikasında sürdüren ve merak uyandıran film sayesinde, yabancılara karşı güven duyma eğiliminiz olumsuz yönde etkilenebilir. Konu, senaryo ve oyunculuklar, kuşkusuz tümünün başarılı bir şekilde harmanlanmasıyla ortaya böylesi iddialı bir film çıkmış kısacası…
Bir diğer 2007 yapımı Komşudaki Kız (The Girl Next Door) ise aynı olaylardan esinlenilen 1989’da Jack Ketchum tarafından kaleme alınmış romandan uyarlanarak çekilmiş. Her iki yapımın da 1960’lı yıllardaki olaya bakışı farklı; ancak Komşudaki Kız görece daha sıradan bir suç ve dram filmiyken, Bir Amerikan Suçu konuyu başarılı bir şekilde aktarıyor ve izleyicisinin tüylerini diken diken yapabiliyor. Filmde bazı şeylerin abartılı bulunması muhtemel, ancak gerçek hayattaki verilerle karşılaştırıldığında hafif veya eksik bile kaldığı söylenebilir.
Yorum yap