Aoi Bungaku 2009 yılında çıkmış ve anime dünyasında daha sık görmemiz gereken Japon Edebiyatı kültlerini animeye uyarlayan bir animeler topluluğu. Ancak bu incelememizin konusu 12 bölümlük Aoi Bungaku’nun sadece ilk 4 bölümünde konu edilen Ningen Shikkaku. Ningen Shikkaku, Osamu Dazai tarafından 1947 yılında yazılmış bir roman. Japon Edebiyatı’nın en popüler ve en çok satan kitaplarından biri diyebiliriz. Türkçe çevirisi bulunun eser dilimize ”İnsanlığımı Yitirirken” olarak Hüseyin Can Erkin tarafından çevrilmiş durumda.
Aoi Bungaku serilerinin genel özelliklerinden azıcık bahsetmek gerekirse;
– 6 tane eser uyarlaması içeriyor biz bunların içinden sadece Ningen Shikkoku hakkında bahsedeceğiz.
– Her bölümün başında sunucu eserin yazarı hakkında önemi bilgiler veriyor, bunlar genellikle yazarın eserini oluşturmasına zemin hazırlayan olaylar oluyor.
– Sunucu bu eserleri tanımlarken Japon Edebiyatı için önemli değerler, kült eserler olduğu için ”Aoi” sıfatını kullanıyor.
– Her farklı eserin uyarlamasında yapım ekibinin çoğu ve yönetmen(her zaman) değişiyor. Örneğin Ningen Shikkaku’nun karakter tasarımında Death Note‘tan tanıdığımız çizer Takeshi Obata görev yapmış, elbette bunu Yozo’nun çizimlerinden anlamamız pek zor olmuyor.
Ningen Shikkaku, Yozo adlı gencin ”insanlığını yitirmesini” konu alıyor. Küçüklüğünden beri rol yaparak yada kendi tabiriyle şaklabanlık yaparak gerçek doğasını yani ”insandışılığını” saklamaya çalışıyor, çevresindeki insanların ne kadar komik bir çocuk olduğunu söylemesinden dolayı rol yapmada usta bir ”varlık” Yozo. Ailesiyle özellikle babasıyla olan sorunları hikayenin arka planda gücünü gösterebiliyor. Küçüklüğünde ”yabancılaştığında” görmeye başladığı hayaletinin resimlerini çizerek sanatçı kişiliğini ortaya koyuyor. Büyüdüğünde gerçekten çok yakışıklı bir genç olan Yozo’nun hikayedeki kadınlarla yaşadığı ilişkiler karakterimizin değişimini sağlayan en önemli faktörlerden. Her bölüm en az 1 farklı kadının Yozo ile olan ilişkisi konu ediliyor ve bunlar sonucunda Yozo’nun düşünceleri, varlığı gözler önüne seriliyor.
Roman ile uyarlama arasında birçok farklılık, değişiklik bulunmakta. Kitabı okuyalı uzun bir zaman geçmesine rağmen aklımda kaldığınca farklılıklarını yazmaya çalışacağım.
Not : Spoiler yok merak etmeyin.
– Kitapta hikaye kronolojik bir şekilde ilerliyor. Yozo’nun çocukluğu ile başlayan hikaye, romanın sonuna kadar Yozo’nun büyüyüşünü izleyerek devam ediyor. Anime’de araya flashbackler eklenerek zamandan kazanılmak istenilmiş diye düşünüyorum.Kitapta olmayan eklenmiş birçok kısım var, bunların genellikle amacı kitapta o an tanıştığımız karakterlerle ilgili küçük bir arkaplan
hazırlamak diyebiliriz. Kitapta olayların içinde hep Yozo var ve olayları ondan dinliyoruz ancak animede bazı sahneleri Yozo olmadan direk üçüncü bakış açısıyla izliyoruz.
– Romanda betimleme çok az kullanıldığından, sadece güzel, yakışıklı gibi terimler kullanıldığından karakter tasarımlarında daha özgür olmuşlar, kitabı okuduğunuzda hayal ettiğiniz karakterlerden çok farklı olabiliyor animedeki halleri.
– Kitabın büyük bir kısmında bahsi geçen Horiki, animede görünsede 2.bölümün son kısımlarında onun Horiki olduğunu öğreniyoruz.
– Kendini bir hayalet olarak görüyor ve ne zaman insanlıktan çıkmaya başlasa kendi hayaletini görmeye başladığı şeklinde bir sembol üzerinden gidilmiş. Kitaptan farklı olarak animede yabancılaşması bir hayalet aracılığıyla tasvir ediliyor, Yozo sanki gerçekten peşinde
olan onu ele geçirdiği zaman insanlıktan çıkacağını düşündüğü bir hayaletten kaçarak…
Gayet güzel bir inceleme olmuş ellerine sağlık