Günümüz seyircisinin bol aksiyona, bol komediye, bol fantastik içeriğe boğulduğu ve alıştığı şu günlerde Trigun biraz durağan gelebilir. Bu durum Trigun’ın suçu değil, günümüz yapımlarının abartısının suçu. Her şey tüketilir oldu, büyük aksiyon sahneleri (Hızlı ve Öfkeli) ve hızlılık (moda, teknoloji); içimizdeki o bir şeyler üretme gazını alıyor, bizi kölelerin kravatlı ve ses çıkarmadığı versiyonuna dönüştürüyor. Tamam, bir incelemede elbette sistemi yermek doğru olmaz. Sadece izlerken yer yer sıkılanlara; bir neden sunmak istedim.
Trigun, kellesine $$60,000,000,000′lık ödül konulan Vash the Stampede‘in yol hikayesini konu alıyor. Hikayenin geçtiği dünya post apokaliptik bir evren ve çorak bir çöl arazisi. Dünyayı, kovboy filmlerindeki, Mad Max’deki ve Fallout gibi oyunlardaki dünyaya benzetebiliriz. Vash yanında yıkım ile yolculuk ettiği için, Bernardelli Sigorta Şirketi çalışanı iki kadın Vash’ın yıkım getirmesini engellemekle görevlendiriliyor. Elbette her şeyin farklı olduğu bu dünyada sigortalatma işi de farklı işliyor, insanların ölümü, katillerin verdiği zararlar gibi olaylar sigorta konusunu belirleyebiliyor. Zamanla aslında Vash’ın sanıldığı gibi olmadığı, halkın bildiğiyle gerçeğin çok farklı olduğu anlaşılıyor.
İlk yarısıyla komediyken, ikinci yarısıyla dram ağırlıklı ilerliyor. Trigun’ı komedi beklentisiyle izleyen seyirci, ikinci yarıdan itibaren seriden koparabilir. Benim tek beklentim “eski olan güzeldir” olduğu için komedisi de dramı da yeterince tatmin etti.
Ana karakterimiz Vash the Stampede, uzun süredir gördüğüm en karizmatik ve en pasifist karakterlerden. İnsanların onun büyük gücünden korktukları kadar Vash’da kendi gücünden korkuyor. İyi veya kötü olmasına bakmaksızın herkesin yaşaması gerektiğine inanan karakterimiz, sorunları hep kendi yoluyla çözüyor. Mangakanın Vash’ı tek bir kalıp içine sokmaması, türlü türlü hallerde, kıyafetlerde bize sunması da hoşuma giden detaylardan
“…İnsan ırkının merhamet ve ahlak kazanmasının tek sebebi; kendilerini en üstün ırk olarak görmeleridir…” iyinin ve kötünün olduğu bir animede; kötülüğün felsefesi olması, o animeyi benzerlerinden ayıran nokta oluyor. Ayrıca Trigun’da ana karakterimizin iyi oluşundaki felsefesi, kararlığı ders kitaplarında okutulacak güzellikte. Bu da Trigun’ı benzerlerinden çok daha öteye taşıyor
90’lara ait bir anime olmasına karşın, çizimleri alıştığım ve sevdiğim yapıda olduğu için garipsemeden, keyifle izledim. Her dönemde göze hoş gelecek çizimleri var. Kıyamet sonrası dünyayı, renk paletine de yansıtmış, çizimleri ona uygun bir şekilde yapmışlar. 98 yapımı olmasını da göze alırsanız, oldukça kaliteli bir iş çıkarmışlar.
Trigun, 26 bölümünü keskin çizgilerle ikiye bölmüş. İlk yarısı komedi ve kafamızdaki tonlarca soru işareti, ikinci yarısı dram ve o soru işaretlerinin cevapları ağırlıklı. Bu yüzden oyun incelemelerinde yapıldığı gibi bu mekaniklere ayrı ayrı puan vermek isterim. Komedisine 8, dramına 7 ve konusuna 9 puan veriyorum.
Trigun’ı izlerken farklı bir tat yaşayacağınıza eminim. Eski olan sanat eserlerinin kalitesini özlediyseniz, başlayın derim. İyi seyirler.
Trigun
Bölüm Sayısı: 12 + 1 Film (Trigun: Badlands Rumble ‘2010’)
Tür: Komedi, Dram, Aksiyon, Fantastik
Mangaka: Yasuhiro Nightnow
Anime Yönetmeni: Satoshi Nishimura
Gösterim Yarihi: 1 Nisan 1998
Editör Puanı: 7.6/10
Yorum yap