PlatinumGames: Tarihi ve Oyunları

Merhaba sayın Fanzade okuru! Ben Atakan ve ilk yazımla sizlere ve bu takdirle takip ettiğim oluşuma merhaba diyorum. Umarım birlikteliğimiz uzun sürelerde olur diyorum ve hiç uzatmadan konuya geçiyorum: Elbette ilk yazımda benim için en özel şirketlerden birisiyle başlamak istedim ve bugün uzun çöpü çekerek ilk yazıya hak kazanan PlatinumGames’i konuk ediyoruz.

PlatinumGames; piyasada görebileceğiniz en sağlam, detaylı ve tatmin edici savaş mekanikleri üreten şirketlerden birisi. Hatta hack ‘n’ slash türü bazında bakarsak Capcom ve Santa Monica ile başı çekiyor bile diyebiliriz. Benim de ayıla bayıla oynadığım, akşam rüyalarıma girip elime tekrar joysticki veya Switch’i alma sebebim olan Bayonetta 2, Astral Chain, Wonderful 101, NieR: Automata, Vanquish ve aralarında, bana göre, en supreme olan Metal Gear Rising gibi oyunlarda imzası bulunur bu şirketin. Bazı günah keçileri de var arada ama oraya da geleceğiz. Şimdi tarihi ile başlayalım:

Platinum Games Logosu

PlatinumGames’in Tarihi

Bizim şu anda bildiğimiz PlatinumGames 2007’de kuruldu ama öncesinde 2 farklı şirketti ve o iki şirketin birleşimiyle Platinum adını aldı. Daha önce Capcom’un efsanevi 2 kreatif yönetmeni Shinji Mikami (RE4) ve Hideki Kamiya (DMC 1) tarafından kurulan Seeds Inc. ve hakkında bilgi bile bulamadığım, tek bildiğim yine Capcom’u Capcom yapan efsanevi isimlerden birisi olan Tatsuya Minami tarafından kurulan Odd Inc. şirketleriydi bu iki şirket. Minami aynı zamanda Street Fighter’dan Devil May Cry 3’e çok fazla oyunun yapımcılığını üstlenmiştir. Tam bir yıldızlar kadrosu yani bu şirket.

2007’de PlatinumGames adını aldıklarında ilk oyunları Wii exclusive olan MadWorld oldu. MadWorld grafik stiliyle adından söz ettirmiş, yaşımdan dolayı deneyim edemediğim ve üzerine yorum yapmayacağım bir yapım ama 81 gibi bir Metacritic ortalaması olan bir yapım olduğunu söylemeden geçmeyelim.

Madworld’den sadece birkaç ay sonra ise Nintendo DS konsoluna özel Infinite Space ile ceplerimize konuk oldu Platinum. Tabii ki bunlar başarılı oyunlar olsa da hiçbirisi 2009’un sonunda çıkan Bayonetta olamadı. Bayonetta, efsanevi Hideki Kamiya’nın dehasını tekrar gördüğümüz bir yapımdı. Devil May Cry kadar detaylı savaş mekanikleri mi vardı? Hayır. Devil May Cry gibi bilinen bir stüdyonun oyunu muydu? Hayır. Peki nasıl PS3 neslinin en çok hatırlanan hack n slash oyunu oldu bu eser? Bir kelime: Sunum. Sunumu öyle epik öyle etkileyiciydi ki silah kullanmadan, sadece yumrukla sıkıcı gelen ve hayatta böyle bitirmem dediğim beni bile başında tutmuştur bu eser. Daha ilk bölümdeki düşen bina parçalarında dövüşürkenki veya mezarlık kısmındaki çalan Fly Me to The Moon coverını halen çok berrak bir şekilde hatırlarım mesela.

bayonetta
PlatinumGames oyunlarından Bayonetta

Bayonetta ile süper bir oyunu repertuvarına ekleyen PlatinumGames, gazı hiç kesmedi, hatta kökledi ve gelmiş geçmiş en eğlenceli third-person shooterlardan birisi olan ve Mikami’nin cidden bu türde oyun yapmak için doğduğunu kanıtlayan Vanquish’i çıkardı. Series S’imi aldığım gün indirmiştim hiç unutmam. Halen bitirmedim ama oynadığım kadarıyla bile Gears’lardan daha eğlenceli gelmişti. Yakın zamanda Gears 5’e dalacağım ve fikrimin değişeceğini pek düşünmüyorum ama göreceğiz.

Vanquish ile ikide iki yapan PlatinumGames birkaç projede daha bulundu ama Metal Gear Rising: Revengeance çıkana kadar tutturamadı. Ve şunu demek isterim: Vay be. Metal Gear Rising ne oyundu be! PS2 neslinde çok fazla hack n slash oynamış; DMC, Ninja Gaiden, Darksiders, God Eater, Dante’s Inferno, God of War ve çok daha fazla seriyi yalamış yutmuş; en önemlisi de PlatinumGames hayranı olan ben bile böyle bir oyun oynamadım. Anlatılmaz yaşanır dostlar. Anlatılmaz, yaşanır. Metal Gear Rising’in geliştirilme süreci de ayrı hikaye o da başka bir yazımıza kalsın. Ayrıca öyle bir yazı yazarsam oyunun detayına öyle girerim ama şöyle söyleyeyim, oyun 6 saat ben 40-50 saat falan oynadım. Sevgim böyle bir seviyededir diyorum ve ilerliyorum.

metal gear rising
MetalGear Rising

PlatinumGames’in Nintendo İle Anlaşması

Platinum başarı üstüne başarı toplarken Nintendo ile masaya oturuyorlar ve Wii U için 2 exclusive oyun anlaşması imzalıyorlar: Wonderful 101 ve Bayonetta 2. Wii U çok ilginç bir mesele ayrıca değinmeden geçmek istemem: Rayman Legends, Bayonetta 2, Mario 3D World, Super Smash Bros ve benzeri inanılmaz oyunları olan bir konsol başarısız sayılırken; Xbox 360-era’dan Game Pass açılana kadarki döneme kadar nasıl hayatta kaldı aklım almıyor. Ama boş bir isyan çünkü Napolyon doğru diyor: Para, para, para!

Neyse devam edelim. Wonderful 101 çıkıyor ve çok farklı bir savaş mekaniği olması ama bunu çok ama çok iyi kullanmasıyla PlatinumGames’in adına yakışır bir yapım oluyor. Şu an Switch’den oynadığım oyundur ayrıca. Bayonetta 2 harika bir oyun olarak bizi karşılıyor ama Wii U mezarlığına gömüldüğü gerçeği değişmiyor. En azından Switch çıkana kadar öyleydi diyelim. Bayonetta 2 ile ilgili en sevdiğim geliştirme Umbral Climax oldu ayrıca. Basitçe hangi silah tuttuğunuz fark etmeden vuruşlarınızı devasa veya enerji dalgasına çevirmenizi sağlayan, inanılmaz manzaralar doğuran bir mekaniktir bu.

Bayonetta 2 ile aynı yıl Legend of Korra’nın da bir oyunu piyasaya sürülüyor ancak o çok uzun hikaye. Daha önce Aang’i anlatan oyunlar oldu ama mekanikleri normal bir lisanslı oyunun ötesinde olamadı ve her ne kadar ilk sezonu hariç berbat bir yapım olsa da bu evrene olan büyük ilgimden dolayı hep oynamak istediğim ama hiçbir yerde satılmayan Korra oyununu halen büyük bir merakla oynamak istiyorum. Her ne kadar oyun facia olarak geçse bile merakım bitmiş değil.

Korra’dan sonra da oyun bolluğu olan TMNT’nin de bir oyunu oyuncuları karşılıyor ama o da Korra ile aynı kaderi paylaşıyor. Komik olan bu iki oyunu yapmak için de Activision ile anlaşılmış olması. Platinum’da ender görülen art arda 2 kötü oyun ve Activison. Tesadüf mü? Bence değil ama yorum sizin. PlatinumGames tokat yese de belini doğrulttu ve 3 yeni proje duyurdu: Star Fox Zero, NieR: Automata ve Scalebound. Spoiler vereyim: Yalnızca birisi iyi çıkıyor. Hatta bir tane daha vereyim: Birisi direkt çıkmıyor. Scalebound faciasını hangi Xbox fanboyuna sorsak bilir ama özet olarak oyun harika görünürken Phil Spencer yani Xbox’ın başı oyunu tamamlanmasına ramak kalmışken iptal ediyor. Star Fox zaten ayrı bir facia oluyor. Star Fox oyunlarıyla yakından uzaktan alakam yok ama aralarında en kötüsünün bu olduğunu ben bile biliyorum.

Tek oyun iyi çıkıyor dedim ya, o da “NieR Automata” tahmin edebileceğiniz gibi. NieR başlı başına inanılmaz bir evren. Ondan önce gelen yine serinin ve evrenin babası Yoko Taro’nun elinden çıkma tonla oyun ve yazılı eser var. Benim inanılmaz merak ettiğim ve girdiğimde kesin ama kesin aşık olacağımı bildiğim bir hikaye bu evren. NieR Automata aslen NieR veya NieR Gestalt olarak bilinen ilk oyunun devamı aslında da arada binlerce yıl var hani devamı da diyemeyiz. Ben halen bitirmedim ama diyebileceğim tek şey oyundan stil akıyor. Müzikleri de ayrı bir olay, NieR müzikleri üstüne bulmak çok zordur halen. Switch’e çıkan End of Yorha Edition’ı oynama planım var ayrıca, bitirince daha sağlıklı olur yorum yapmak.

nier automata
Nier

Son Yıllarda PlatinumGames

PlatinumGames son oyunları Switch exclusive olan Astral Chain, fena batan Babylon’s Fall ve çok ama çok eskilerden bir seriyi dirilten Sol Cresta oluyor. Astral Chain yine farklı mekanikler deneyen ama 30-40 saat gibi bir süreyle cidden ilginç bir yol deneyen, Eurogamer gibi mecraların fazla abarttığını düşündüğüm iyi bir oyundur. Ha 88 puanlık mıdır? Bence değil. Babylon’s Fall Square Enix isimli berbat yönetilen şirketin yanlış kararlarına kurban olan, servis oyunu olmasına rağmen şu an 3 kişinin bile oynamadığı bir günah keçisi oluyor. En komik olan da Babylon’s Fall’u yöneten isim MG Rising’i yöneten kişi. Düşüşü siz hayal edin. Sol Cresta hakkında ise bir yorum yapamıyorum çünkü hiç ilgimi çeken bir tür değil.

astral chain platinumgames
Astral Chain

Gelecekte PlatinumGames

Bayonetta 3’ün çıkmasına sayılı günler kala heyecanım çok büyük ve hazırlık olarak da bu yazıyı yazmak istedim. Platinum’un ufukta görünen başka büyük ismi yok ama bir şeyler üzerine çalışıyorlardır elbette. Platinum sonuçta, asla durmazlar. Yazı bu kadardı sevgili okur. Benimle bu inanılmaz şirketin tarihine yolculuk ettiğin için teşekkür ederim. Kendine iyi bak!