Yaz sezonu animeleri başladı. Biz de takip edeceğiniz animeleri seçmenize biraz olsun yardımcı olabilmek adına yeni sezonda dikkat çeken animeler için ilk bakış yazıları hazırlamaya karar verdik. Başlangıcı da bizim için farklı bir önemi olan Shoukoku no Altair‘e vermek istedik.
Shoukoku no Altair alternatif bir dünyada, Türkiye Devleti isminde bir ülkede en genç Paşa ünvanına sahip olmuş 17 yaşındaki Mahmut Paşa’nın ülkesi için çalışmasını konu alıyor. Her ne kadar devlet 15. yüzyıl Osmanlısına bir gönderme olsa da ülke isimleri, tarih ve karakterler tamamen kurgu. Bu da “hayır o öyle olmamıştı” veya “Almanları şöyle göstermiş de Türkleri böyle göstermiş” gibi tartışma konularının önüne geçiyor. Ayrıca tarihi olaylardan dolayı animenin sonunu bilmemizin veya en son Dracula filmindeki gibi (izlemeyenler için spoiler vermeyelim) saçmalıkların önüne geçiyor.
Animedeki Türkiye Devleti 12 yıl önce yer aldığı savaşta çok büyük kayıplar vermiş ve yıkım görmüş, kahramanımız Mahmut Paşa’da henüz daha bir çocukken bu savaşta herşeyini kaybetmiştir. Genç paşa, aynı şeyleri bir daha kimsenin yaşamaması için edindiği motivasyonla çok çalışarak Divan’a girmiştir. Coğrafyanın en güçlü devleti Baltık ve Ren İmparatorluğu’nun (Baltic and Rhein Empire) Türkiye Devleti’ni yeni bir savaşa çekmeye çalışmasıyla taze paşa Mahmut’un maceraları başlar.
Shoukoku no Altair, 2007 yılında serüvenine başlamış başarılı bir mangadan uyarlanmakta. Prodüksiyonuna başlandığında hem ülkemizde hem de anime camiasının genelinde heyecan uyandırdı. Animeyle ilgili tanıtım çalışmalarına veya methiye yazılarına henüz denk gelmemiş olmak ise beni şaşırttı. Ama çok gelecek vadettiği için bu durumun değişeceğine inanıyoruz.
Anime yapısı itibariyle çok fazla ve çeşitli karaktere yer vereceğe benziyor. Öneme sahip olacak karakterler abartılı tasarlanmış gibi görünse de bu animeye ayrı bir hava katıyor. Mesela kahramanımız Mahmut Paşa, kartal yoldaşıyla dolaşıyor ve sürekli et ile besliyor. Zaten animenin ismindeki Altair, kuş anlamına gelen “El Tayr” kelimesinden türetilmiş ki bu da Mahmut’un kartalının maceralarında çok büyük bir yer tutacağının ipucunu veriyor. Bunun dışında ismi Zağanos Zehir olan shoujo animeden fırlamış bir Divan üyesi paşa var ki Mahmut’un en büyük rakibi olacağa benziyor. Animedeki pek çok unsuru Japonların veya yazarın ülkemize bakış açısının şekillendirmiş olması olası ki bu son derece olumlu. Ülkemizi her yıl binlerce Japon turist ziyaret ediyor ve hemen hemen hepsi memnun ayrılıyor. Japonya gezimiz sırasında Türk olduğumuzu söylediğimiz Japonlar, Türkiye’ye geldiklerini, Türkiye’yi ve Türkleri çok sevdiklerini söylemeden edemediler ve bize çok sıcak davrandılar. Bunun dışında sürekli birbirini tekrar eden konuların işlenmeye başlandığı anime dünyasına da Shoukoku no Altair, bambaşka bir pencere açılmış oluyor ki zaten oryantalizmi çok egzotik ve ilginç bulan yabancıların ilgisini özellikle çekeceğini düşünüyoruz. Anime bu egzotizmin üzerinde fazlaca duracağa benziyor.
Shoukoku no Altair’de karakterler özenle tasarlanmış. Bu karakterler bahsettiğimiz gibi abartılı görünebilir fakat anime başlı başına abartının güzelliği demek bir yerde. Renkler göz kamaştırıcı fakat animasyon kalitesinin düşük olduğu göze çarpıyor. Standartların iyice yükseldiği günümüzde, temayla çok ilgilenmeyen izleyiciyi çekemezse sebebinin bu olacağını düşünüyoruz, tabii ilerideki bölümlerde bir gelişme olmazsa. Fakat, animenin konusu itibariyle birçok politik krizi çözeceğine inandığımız Mahmut Paşa, animenin bu yönü itibariyle de polisiye ve gizem seven anime tutkunlarını Shoukoku no Altair‘e çekebilir. İlk bölümden edindiğimiz izlenim kadarıyla bu çözülen gizemler ağız açık bırakan cinsten olmayacak gibi görünüyor fakat gerçeği de zaman gösterecek.
Yorum yap