Popüler anime kültürünün kült isimlerinden biri haline gelen 2 sezonluk Sword Art Online‘a hep beraber genel bir yaklaşımda bulunalım. 2012 yapımı olan aksiyon, romantizm, shounen ve en önemlisi oyun kategorilerini içerisinde bulunduran serimiz başta Japon ve Amerikan kanallarında reytinglerde üst sıralara oynarken tüm dünyada genel bir fan kitlesi edindi. Serimizin en az Naruto, One Piece, Death Note ve Bleach serileri kadar ünlenmesinin nedeni ise şu an piyasada olan ve hala gün geçtikçe geliştirilen Oculus Rift gibi 3 boyutlu oyun oynanmasının imkanını veren donanımlara benzer olan Nerve Gear konsolunun yakın gelecekte piyasaya sunulmasının imkanı. Her ne günümüzde Nerve Gear uçuk bir fikir olsada teknolojinin bu denli ilerlemesiyle gelecekte piyasaya sürülmesinin mümkün olabileceği SAO hayranlarını bir umut olarak heyecanlandırmaya devam ediyor.
Yume Sekai
Hayal dünyası(Yume Sekai)nın bir tık üstüne geçen serimiz tamamen bir Light Novel ürünü. Oyun animelerinin öncüleri Accel World, Log Horizon ve Gantz’la aynı kategoride kabul edilse de içerik bakımından onlardan çok farklı. Hikayemizin baş karakteri Kirigaya Kazuto (Oyun nicki Kirito) gerçek dünyadan çok sıkılıp kendini oyunlara vermiş bir orta okul öğrencisidir. Nerve Gear’ın ilk oyunu olan Sword Art Online’nın test sürümünü de deneyen Kirito oyun serverleri açılır açılmaz oyuna bağlanır, ”Link Start”
Oyuna bağlanan Kirito ve diğer oyuncular kendilerini başlangıç köyünde bulurlar ve verilen kısa süreli görevleri, mini bossları mmorpg deyimiyle kesmeyi öğrenirler. Kirito test oyuncusu olduğu için ona çocuk oyuncağı gibi gelmektedir. İlk olarak Klein ile tanışır ve ona kılıç kullanıp yaratık kesmeyi öğretir. Klein Kirito’ya oyundan çıkacağını söylediği an ikisi de oyunun çıkış butonunun ortadan kaybolduğunu görür. Olup biteni anlamak için Game Mastera (Oyun Yöneticisi) mesaj atacakken ışınlanarak kendilerini başlangıç köyünde bulurlar.
Tam 10 bin oyuncu ışınlandığı anda tepede oyunun yaratıcısı Kayaba Akihiko belirir. Oyundan çıkmak için başlığı çıkartan oyunculardan ölenlerin olduğunu ve oyundan çıkmak için 100.kattaki bossun yok edilmesi gerektiğini söyler ve ortadan kaybolur. Kirito ve diğer oyuncular için bu büyük bir hezimetin başlangıcıdır lakin serimiz içinde mükemmel bir başlangıç idi.
Aksiyon, Romantizm ve Güç Savaşı
Her ne kadar eleştirilse de seride işlenen Kirito-Asuna romantizmi seriye bambaşka tat katıyor. Romantizm yerine aksiyon daha fazla olsaydı diyorsanız o da SAO Light Novel’i yazan yazarımızın sorunu. Özellikle Laughing Coffin klanı ile yaşanan çekişmeler, her bir katı temizlemek için harcanan emekler seriye çok tat katmakta. Kısacası ilk sezona dair eleştiriler pek mümkün değil lakin Alfeim Online kısmı belki biraz Kirito’nun karizmasını çiziyor diyebiliriz.
2.sezon ise 2014 yaz döneminde piyasaya sürüldü, Gun Gale Online oyununda Sinon’un katılımı ve hayat hikayesinin işlenmesi SAO hayranlarını biraz hayal kırıklığı yarattı. Kirito artık devlet adına çalışan bir ajandır ve yeni görevi Gun Gale Online’da oyuncuları katleden Death Gun’ı bulmaktır çünkü kimi hedef alsa hedef olan oyuncu gerçek hayatta da ölmektedir.
2.sezona asıl eleştiriler bundan sonra başlıyor, SAO hayranlarını katleden 2.sezon 2. ve 3. kısımlar açıkçası beni de hayal kırıklığına uğrattı. 2.kısımdan hiç bahsetmeden (Vasatlıktan dolayı) direk 3.kısım ”Mother’s Rosario” a geçiyorum. Spoiler vermeden özetlemek gerekirse Yuuki namı değer Zekken’in ”Sleeping Knight” adlı klanıyla katılımı ile seri biraz daha hareketleniyor. Kirito’dan daha güçlü bir oyuncunun oyundaki varlığının anlaşılması Kirito’nun da gücüne gitmiyor değil ama kısa sürede Yuuki ve klandaki arkadaşlarıyla da iyi anlaşmayı başarıyor.
Kişisel Görüşlerim
Siz ne kadar kızacak olursanız olun Sword Art Online’in ilk sezonu Steins;Gate ile birlikte en favori animemdir çünkü aksiyon,romantizm ve oyun konularını ele alıp farklı bir dille izleyicilerle buluşturan bir anime serimizin üstüne çıkamamıştır. Anime dünyasındaki en güzel , dinlenebilir soundtracklar yine Sword Art Online ve Death Note serilerine aittir. Görselliğe gelirsek klasik shounen tarzı, karakterler ve seiyuular biraz çocuksu ama bu da serinin epik olduğunun bir göstergesidir.
