Shonen Jump+’ın The Game Devil‘i, kahramanın Isekai’lendiği oyunun kahramanı olmasını çok daha dinamik bir ilişkiyle değiştiriyor.
Shonen Jump’ın sadece internet üstünde yayınlanan yan dergisi içinde yer alan yeni bir manga, Isekai’ye yeni bir bakış açısı kazandırarak bu türün hakkını veriyor. The Game Devil olarak adlandırılan bu yeni seri Shueisha‘nın Isekai türüne ilk girişi. Ya da şöyle diyelim; diğer manga yayıncılarının kataloğundaki diğer tüm seriler Isekai iken uzun zamandır Shueisha’nın ilk girişi.
Görünüşte, The Game Devil’i bu kadar benzersiz kılan şey, karakterlerin ya başka bir dünyaya ya da bir oyunun(genelde RPG tarzı) içine taşındığı Başka Dünya klişesini tersine çevirmesidir. Ancak başka seriler de bunu başarmıştır. Bir web romanının içeriğinin insan dünyasına getirildiği manhwa Omniscient Reader’s Viewpoint buna örnek verilebilir. Re:Creators da Reverse Isekai olarak adlandırılan ve akla ilk gelen yapımlardan biri.
The Game Devil’in Diğer Isekai’lerinden farkı ne?
The Game Devil’in eğlenceli yanı, oyunun 8-bit olması. Canavarlar ve oyuncu olmayan karakterler (NPC’ler) insan dünyasına girdiğinde, mangaka Kakunoshin Futsuzawa bu pikselli yaratıkları normal çizimleriyle ustalıkla yan yana getirerek hoş bir nostaljik görsel deneyim ortaya çıkarıyor.
Ancak The Game Devil’in asıl öne çıkan özelliği, ana karakter Roku Tadano‘nun oyundaki belirli bir oyuncuyla olan ilişkisi.
Başka bir mangakanın asistanı olmak zorunda kalan hevesli bir mangaka olan Roku, The Game Devil’in hikayesini bulmuş, ancak bir çocukluk arkadaşı hit bir video oyunu yaratmak için fikrini çalmıştır. Ancak şöyle bir durum vardır; oyun, Roku’nun ideal kahramanı olarak gördüğü ve bir mangada yazmak ve çizmek istediği tek kahraman olan Kara Şövalye‘yi içermektedir. Ancak Kara Şövalye bu kadar popüler bir oyunun parçası olduğu için, Kara Şövalye’nin manga versiyonu aslında orijinal karakteri olmasına rağmen her zaman bir kopya olarak görülür. Roku bu adaletsizlikle mücadele ederken, The Game Devil’da Roku saldırıya uğradığında gerçek Kara Şövalye onu savunmaya gelir.
Bu, The Game Devil‘in Isekai’nin yönünü tersine çevirmesinden daha gerçekçi hissettiren inanılmaz bir gelişme.
Genellikle, ana karakter ne zaman bir oyuna Isekai’lense, kahraman oyun kahramanı olur ya da büyük bir hileye sahip olur. Ancak burada, Roku oyundaki gerçek kahramanla gerçek bir ilişki kuruyor. Bunun en özel yanı, Kara Şövalye’nin Roku’yu kurtarmak için gerçek dünyada ortaya çıkarak, sonunda Roku’ya her zaman arzuladığı tanınmayı sağlamasıdır. Roku her zaman Kara Şövalye’yi ve The Game Devil dünyasını yarattığı için tanınmak istemiştir. Bunun yerine, hakkında bir manga yaratmasına izin verilmezse mangaka olma hayalini riske atmaya razı olacak kadar önemsediği bir karakter olan Kara Şövalye’nin kendisinden onay alıyor.
Bu tür bir dinamik, bir manga kahramanının kendisi özel olmadığı halde bir başkasının gücünü kazanmasına benzer. Japonya’da herkesin tanıdığı bir kahraman olan Kara Şövalye’nin onu korumayı seçmesiyle Roku da varsayılan olarak özel biri haline geliyor.
Elbette, The Game Devil’in gelecek bölümleri Kara Şövalye’nin Roku’yu korumaya tamamen farklı bir nedenle geldiğini ortaya çıkarabilir, ancak Kara Şövalye’nin aslında Roku’ya ismiyle hitap etmesi, Roku’nun onu yarattığının farkında olduğu izlenimini yaratması yüreklendirici. Ya da Kara Şövalye bilmediği bir nedenden ötürü ona karşı bir çekim hissediyor. Dileriz, The Game Devil mangakası Kakunoshin Futsuzawa bu olayı sürdürür, çünkü Shonen Jump serisi çoğu Isekai’nin aksine benzersiz ve inanılmaz derecede ilgi çekici.
Yorum yap