Yüzüklerin Efendisi, Çalıkuşu, Papillon, Tiffany’de Kahvaltı gibi gibi kitap uyarlamalarını, bilirsiniz. Kotonoha no Niwa animesi de elbette bir uyarlama değil ama bir şiir kitabından uyarlanmış gibi. Kotonoha no Niwa, rengarenk çiçeklerin içinizi ısıttığı bir bahçede; fakat yağmurun da kasvetli bir huzuru getirdiği dönemde yazılan, kısa ama duygu yüklü betimlemelerin olduğu bir şiir kitabı adeta.
Kotonoha na Niwa’nın konusu:
Ayakkabı tasarımcısı olmak isteyen lise öğrencisi Takao, yağmurlu günlerde okulu asıp Japon Bahçesi tarzında bir parkta, ayakkabı çizimi yapar. Kendinden yaşça büyük olan Yukino (27 yaşında) Takao gibi işini asmıştır ve Takao’yla yolları kesişir. Artık Takao ve Yukino her yağmurlu günde aynı bahçede denk gelmeye başlar. Zamanla aralarındaki ilişki ilerler; fakat bir yandan da yağmurlu günler sona ermek üzeredir. Bu dingin hikayeyi, kendinizden bir parça bularak izleyeceksiniz.
Takao yaşından daha olgun karaktere sahip birisi. Başına gelen türlü zorluluklara son derece soğukkanlı yaklaşsa da ona tekrardan umut veren bir olayı yitirdiğinde, çocukluğunu belli edercesine isyan ediyor. Bu sahneler, karakter anlatımı olarak oldukça yerinde olsa da durağan ilerleyen animeye hareket getirdiği için izlerken biraz yadırgadım. Animenin “eksiye yakın” tek yönü buydu.
10-12 bölümlük fantastik, macera, komedi tarzı birbirinden kopya animelerden gına geldiği şu günlerde, Kotonoha no Niwa ilaç gibi geldi. Ufak da olsa, izleyiciye hayatını, geleceğini sorgulatan animeleri çok seviyorum. Bu sayede, kendime çeki düzen verecek gücü buluyorum. Animenin durgunluğu, telaşı olmaması; hem animenin konusuna hem de kendi hayatınızdan enstantanelere odaklanmanızı sağlıyor.
Hayao Miyazaki elinden çıkma animeleri es geçiyorum. Kotonoha no Niwa, Bakemono no Ko ile birlikte gördüğüm en güzel çizimlere sahip anime. Detay konusundaysa, Bakemono no Ko filminden bir tık daha üstte kaliteye sahip. Oyun motorlarının teknoloji demoları olur ya hani; detaylar ve grafik göz doldurur. Kotonoha no Niwa’da bir sanat demosu gibi. Konu anlatımıyla, çizimleriyle, detaycılığıyla muazzam bir iş ortaya konulmuş.
İzlerken anlık kendi hayatınızla ilgili düşüncelere dalıp, animeden kopabiliyorsunuz. Bu animenin sıkıcılığından değil, sizi soktuğu o güzel hüzünden kaynaklanıyor. “Ne ara 25 oldum, ne ara sakallarım bu kadar gür çıkmaya başladı, ne ara aşık olduğum insanı unutmaya başladım, ne ara…” derken, konuyu kaçırdığınızı fark edip; altyazıya tekrar odaklanıyorsunuz. Bunun en büyük sebebiyse, animenin muazzam müzikleri. Unutamayacağınız, kaliteli müziklere sahip. Hani eskiden ses sanatçıları şarkılarını tanıtmak için Yeşilçam’da film yaparlardı ya; mesela Orhan Gencebay. Kotonoha no Niwa’nın müzikleri de animede o kadar odak noktası olmuş durumda. Kotonoha no Niwa’da gözünüze ve kulağınıza hitap etmeyi çok güzel kotarmışlar.
46 dakika olması sizi korkutmasın. 46 dakikanın her saniyesi dolu dolu geçiyor. Hatta bana göre daha uzun olması, animenin kalitesinde düşüşe neden olurdu. Kotonoha no Niwa’yı uzun bir yolculuğa çıkacağım zaman, yolculuğumun güzel geçmesi adına telefonuma veya bilgisayarıma yükleyip; yolculuk sırasında tekrar izleyeceğim. Size de aynısını tavsiye ediyorum. Doğu Ekspresi tadında ama popüler olmayan bir yolculuğu kim istemez? 🙂
Yazılarınızı zevkle okuyorum bu kadar çöplüğün içinde böyle güzel animelere ışık tutuğunuz için teşekkürler.
Çok teşekkür ederiz Ahmet. Takibinin devamını dileriz. 🙂