Savage Wolverine “Ölüm Adası” bugüne kadar hep almayı ve dolayısıyla okumayı ertelediğim bir ciltti. Onlarca ciltlik popüler serileri takip ederken böyle güzel çizgiromanlar malesef arada kaynıyorlar. Ama samimi söylemek gerekirse, bu kadar iyi kotarılmış olduğunu bilseydim dağıtıma çıktığı gün alırdım.
Çizgi romanlar edebiyatın ve sinema sektörünün kısıtlayıcı sorunlarına sunum açısından maruz değillerdir. Yazarlar, çizerler sayesinde burada çok daha rahat atlarını koştururlar. Savage Wolverine’de hem yazıp hem de çizen Frank Cho atını iyi koşturmuş bence.
Cilt hakkında konuşacağım ama önce bir kaç teknik bilgi verelim;
Savage Wolverine “Ölüm Adası” cildi Çizgi Düşler tarafından Türkçeye kazandırılmış. Cilt içinde SW’nin ilk 5 fasikülünü barındırıyor. Bu ilk 5 sayı Frank Cho’nun yazarlığı ve çizerliğine emanet edilmiş bir tam macera. Cho’nun anatomi taramalarına hayranım ve harikulade bir çizer olduğunu da biliyordum ama yazarlığının da çizerliği kadar iyi olduğunu bilmiyordum. Türkçe okurları Cho’nun çizerliğini en yakın tarihte, Gerekli Şeyler‘den çıkan Mighty Avengers Cilt 1’de görmüşlerdir.
Savage Wolverine’in ilk sayısı Marvel tarafından Mart 2013 yılında yayımlandı. Çizgi düşler bu çizgiromanı bize, orjinal yayımından 1.5 sene sonra ekim 2014 tarihinde ve tam da Savage wolverine’in 23.sayısı ile yayın hayatının sona erdiği tarihte sunar. Yayınevi sayı 6 ile 11 arası fasikülleri cilt 2 olarak da yayımladı fakat yazar, çizer ve içerik bakımından farklı olmasından kaynaklı olarak o ayrı bir tanıtımın konusu olacak. Bu tanıtımı yazmadan önce görüştüğüm yayınevi yetkilisi, Wolverine’in ölümü (r.i.p) ile tam 1 yıl önce son bulan serinin kalan sayılarını da cilt 3 ve 4 şeklinde kısa sürede yayımlayacaklarını söyleyerek beni mutlu ettiler.
Çizgiroman’ın içeriğine gelirsek;
Girişte, “dişi şeytan” Shanna’nın eşlik ettiği bir kaç kişilik Shield bilim ekibini görüyoruz. Bir Savage Land klasiği olan -ve nihayet sebebini bu ciltte öğreneceğimiz- uçan taşıtın zorunlu inişinden 8 ay sonrasına geçiyoruz ve sahneyi bu sefer gökten düşen Logan alıyor. “Savage” Wolverine’in ilk sayısında “Savage” Land’e düşmesi de manidar. Şahsen ben orjinal ilk sayılara göz attığımda, bu adın mekana gönderme olduğunu düşünmüştüm. Tabii sonraki sayıları görünce öyle olmadığını anladım.
Aksiyon dozu cilt boyunca bir an olsun düşmüyor. Raptor, Pterosaurus türü canavarlar ve Neanderthaller ile Wolverine arasındaki mücadelede kafalar, kollar havada uçuşuyor. Wolverine’in adı üzerinde en vahşi hallerine tanık oluyoruz. Kahramanımızın tek derdi bir an önce vahşi diyardan defolup gitmek. Bunun için de yolunu cesetlerle kaplamış ve hatta tüm diyarı havaya uçurmuş umrunda değil. ve bu özelliği aynı zamanda oraya neden getirildiğinin de sebebini teşkil ediyor. Bir işi kesin bitirmek istiyorsanız, evrende sorgulamadan bunu yapacak iki kişi bulunmaktadır. Bu macerada da geveze olmayan yani Logan tercih edilmiş.
Logan gibi bir anda kendilerini vahşi belde de bulan Yeşil Dev Hulk ve hiper zeka Amadeus Cho ile diyar sakini Shanna daha çok ortamı şenlendirme rolünü üstleniyorlar. Tıpkı aksiyon gibi mizah da dinmek bilmiyor. Ama öyle cıvık bir yerli yersiz yapılan mizah anlayışından bahsetmiyoruz. Beş sayı boyunca maceraya çok akıllıca yedirilmiş bir mizah söz konusu olan. Son olarak muhteşem görsel şöleni destekleyen, aydınlık ve rengarenk bir ortamın da sizi beklediğini belirtelim. Ve daha fazla spoiler vermeden bu ciltte iki kozmik varlığın “first appearance” i için de sürpriz diyelim ve tanıtımı bitirelim.
Bu çizgiromanı özellikle -benim gibi- kocaman eventlerden, Newyork’tan ve kalabalık süper kahraman takımlarından sıkılanlara ilaç niyetine tavsiye ediyorum.