Manganın Mangası: BAKUMAN

“Manganın da mangası mı olurmuş?” demeyin. Her konuyu ele alabilen bu sektör bunu da boş geçmemiş. Hem de özellikle ülkemizde anime denince akla gelen ilk yapıtlardan sayılabilecek dünyaca ünlü Death Note’un mangakaları tarafından ele alınmış. Tsugumi Ohba ve Takeshi Obata ikilisi yine kendilerine benzeyen iki tutkulu gencin beraber atıldıkları mangaka olma yolundaki serüvenlerini BAKUMAN ile bize sunmuş.

2008’de Weekly Shonen Jump’ta serileştirilen seri 2012’de gayet tatlı bir final ile bizlere veda ediyor. Yayın hayatına devam ederken anime serisi haline getiriliyor ve üç sezon şeklinde bizlerle buluşan seri manga ve anime sektörüne meraklı insanlara bu sektörü sektörün kendisiyle anlatıyor. Özellikle ‘Bir manga nasıl yapılıyor?’, ‘Dergilerin bu konudaki önemi nedir?’, ‘Editörler ne iş yaparlar’, ‘Bu sektörün işleyişi nasıldır?’ gibi sorulara cevap veren bu manga-anime serisini meraklılarına şiddetle tavsiye ediyorum.

Çizim konusunda yetenekli lise son sınıf öğrencisi Moritaka Mashiro ve hikaye yazmakta yetenekli sınıf arkadaşı Akito Takagi gelecekleri hakkında belirsizlikler yaşarken birbirlerine bir ekip olarak manga çıkarıp anime serisi halini getirileceklerine dair söz verirler. Bu kısımda biraz da romantizm katalım diyerek seiyuu olmayı hayal eden Azuki Miho ortaya çıkarılıyor. Mashiro daha önce neredeyse hiç konuşmamalarına rağmen hoşlandığı Miho’nun evine biraz da deli cesaretiyle bir gün anime serisi çıkardıklarında onunla evlenmesini istemek için gider. Azuki de beklenmedik bir şekilde çok çalışıp animelerinde seiyuu olacağını ve ondan sonra evlenebileceklerini söyler. Ancak o zamana kadar hiç görüşmeyeceklerdir. Sadece ara ara birbirlerinden haber almak için kısa mesaj atacaklardır. Biraz saçma biraz komik şekilde başlayan hikaye 176 bölümlük manga ve 3 sezonluk bir anime olarak devam ediyor.

Lise dönemimde tanıştığım bu seri bir dönem mangaka olma hayalleri kurdurmadı değil açıkçası bana. Özellikle manga yapımının ne kadar zor ve sabır gerektiren bir yol olduğunu fark ettirdi. Bu sayede ‘mangaka’lara olan saygım fazlasıyla arttı. Olay örgüsü itibariyle de sadece tek bir mangakayla sınırlı kalmayıp daha farklı hikayeler sunuyor. Merakta bırakmasını da fazlasıyla biliyor. İzlerken hem eğlendiren hem de yeri geldiğinde de fazlasıyla kederlendiren bir yapım olmuş. Hele de mangakaların aralarındaki dostluklar kayda değer güzellik ve saflıkta. Dergi içerisinde hem rekabet etmelerini hem de birbirlerini motive etmelerini takdir etmeden geçemeyeceğim.

 

Birçok gerçek kişi ve kurumlara gönderme yapan seride en çok göze batanı galiba serinin de yayınlandığı Shonen Jump’ın Shonen Jack şeklinde lanse edilmesi. Bunun yanında karakterler ve karakterlerin esinlenildiği gerçek kişilerden az da olsa bahsetmeden geçemeyeceğim. Öncelikli olarak ana karakterlerimizi ele alalım:

 

Moritaka Mashiro

Küçük yaşta mangaka olan amcası sayesinde çizime başlayan çizerimiz, Bakuman serisinin de çizimlerini yapan Takeshi Obata’dan esinlenilerek ortaya çıkıyor. Bu karakter işine gerçek manada tutku ve zevkle sarılan birisi. Onu zevk aldığı şeyden ve hayallerinden alıkoymak neredeyse imkansız.

 


 

Akito Takagi

Doğuştan edebiyat ve yazı yazmaya yetenekli yazarımız, yine Bakuman serisinin yazarı Tsugumi Ooba’dan esinlenilerek karşımıza çıkıyor. Kendisi disiplin ve kendi kendini yargılama özellikleri ile gözüme çarptı.

 


 

Eiji Niizuma

Serimizin TENSAİ’si yani deha olarak adlandırılan Eiji benim favori karakterimdi. Kendisi bugün elinde birçok rekorla beraber One Piece gibi bir başyapıt bulundurulan Eichiro Oda ve efsanevi Dragon Ball’un yaratıcısı Akira Toriyama’dan esinlenilerek ortaya çıkmıştır. Çizerken kurgulayabilen pek de editöre ihtiyacı olmayan Eiji gerçek bir tensai.


 

Kazuya Hiramaru

‘Zorla’ manga çizdirilen karakterimiz de, manga tarzıyla ünlü Gintama’nın mangakası Sorachi Hideaki’den esinlenilerek ortaya çıkıyor. Kendisinin seride en eğlenceli sahnelere sahip olduğunu söylesem abartmış olmam galiba.

 


 

Hattori Akira

Ashirogi Muto ikilisinin editörü olan Hattori, Shonen Jump’ta editör olan Saito Yuu’dan esinleniliyor.

 

 


 

 

Aida Souchi

Seride Hattori’nin de şefi olan bu karakter ise gerçek bir insan olup Bakuman serisinin editörüdür.

 

 


Bütün bunlarla beraber anime-manga sektörünü merak eden ve biraz da gerçeklikle beraber hem keyifli hem de bilgilendirici bir anime arayanlar için ilk olarak izlemeleri gereken anime kesinlikle Bakuman. Eğer izlediyseniz veya izleyecekseniz izledikten sonra fikir ve yorumlarınızı bizlerle paylaşabilirsiniz 😀