Keiji Inafune’nin Capcom’dan ayrılıp kurduğu Compet ve Armature Studio ortaklığıyla yapılan ReCore Xbox One ve Pc için çıkışını gerçekleştirdi. Peki almaya, oynamaya, para vermeye değer mi? Bu tür soruların cevaplarını verebilmek ve sizlere yardımcı olabilmek adına bizlerde oyunu alıp inceledik.
Çöl Temalı Post-Apokaliptik Bir Gezegen
ReCore oyununu ilk gördüğümde aklıma ilk gelen şey, Star Wars: Güç Uyanıyor filminden Rey karakteri oldu. Çöl temalı bir gezegende yanında robot ile hurda toplayan Rey ile, ana karakterimiz Joule Adams arasında oldukça fazla benzerlik olduğunu söyleyebiliriz. Önce hikaye ile başlayalım. 2020 yıllarının başlarında “Dust Devil Plague” adlı bir hastalık dünyayı büyük bir tehlikeye sokuyor. Mandate adlı örgüt ise insanları ve CoreBot adı verilen robotları Far Eden adlı oyunun geçtiği gezegene göndermeye başlıyor. İşte karakterimiz de bu koloninin öncülerinden Joule Adams. Robotlar ne alaka diye sorduğunuzu duyar gibiyim hemen açıklayayım, çöl ve kurak topraklardan oluşan bir gezegene geldiğimiz için yaşamamız pek mümkün olmadığından koloni ile giden insanlar 200 senelik bir uykuya yatıyor ve bu süreçte robotlar gezegeni yaşanabilir hale getirmesini bekliyor. Ama bilmediğimiz bir nedenden ötürü insanların büyük kısmı kayıp oluyor ve CoreBot’lar bize karşı düşman oluyor. Ana karakterimiz Joule ve Mack adlı CoreBot’u bu gezegende hayatta kalıp bu sırrı çözmeye çalışıyor. Yarı robotik bir giysiye sahip olan Joule, birçok silah ve araç gerece sahip. Lazer silahından tutunda, uzun menzilli bir kancaya kadar çeşitli eşyalarımız mevcut. Mack ise köpek şeklinde dizayn edilmiş bir robot.
Evcil Robotumuz Mack
Mack oyun içerisinde önemli eşyalar, power-up’lar gibi işimize yarayacak şeyleri bulmak konusunda oldukça yetenekli. Oyun içerisin de Seth ve Duncan adında bir kaç robot arkadaşımız daha bize yardım ediyor. ReCore gerçekten büyük bir haritaya sahip fast-travel (hızlı-seyahat) sistemine sahip olsa da kısıtlı bir şekilde olduğundan bizi zaman zaman yürümeye mahkum ediyor.
Recore aksiyon ve oynanış yönünden tam bir Japon oyunu olduğunu belli ediyor. Düşmana kitlenip tüm mühimmatı üstüne boşalttığımız, yer yer CoreBot’larımızı kullandığımız bir dövüş sistemine sahip. Benzerini bir başka Japon oyunu Attack on Titan Wings of Freedom‘da görmüş ve bahsetmiştik. AoT: Wings of Freedom İncelemesi. Çatışmalarda yerimizde sabit kalmak söz konusu değil, çeşitli mühimmat geliştirmelerine dikkat etmemiz gerekiyor her mühimmat her düşmanda aynı etkiyi yaratmıyor çünkü. Kırmızı ateş modu, beyaz ateş modu gibi farklılıkları iyi ayarlamamız gerekiyor. CoreBot’larımızı güçlendirmek bize savaşlarda çok yardımcı oluyor. Ayrıca Joule’un sahip olduğu hook düşmanlarımızın içerisindeki güç çekirdeklerini tutup almaya yarıyor, bunu başarırsak bonus olarak Core kazanabiliyoruz. Oyunda topladığımız eşyalar ile ‘Craft’ yaparak Mack’in defans, atak ve enerji seviyelerini güçlendirebiliyoruz. Bunun dışında oldukça büyük harita içerisinde bulabileceğimiz blueprints adı verilen şemalar ile gerekli materyalleri topladığımızda çok daha efektif Craft’lar yapmamız mümkün.
Oynanış Tamam Peki Ya Hikaye?
Oyunun güzel yanlarından biri ise sahip olduğu zorlayıcı bulmacalar. Oyun içerisinde ki zindanlar ise oldukça fazla ama çok bir farklılıkları yok, girdiğiniz zindanı bitirebilirseniz bir Core kazanıyorsunuz. Gelelim oyunun sıkıcı taraflarına ReCore oldukça güzel bir hikaye tabanına sahip ama bunu kullanmayı nedense seçmemişler. Hikaye işlenişi çok yavan kalıyor. Bir yerden sonra kendinizi robotlarla çevrili boş bir çölde buluyorsunuz. Hikayenin devamı için Prismatic Core adlı materyal gerekiyor ama bu zorunluluk oyundan soğumanızı sağlayacak kadar sıkıcı. Bunları elde etmenin en kolay yolu zindanlar ama bunları farm’lamak inanılmaz derecede sıkıyor ve tekrara bağladıktan sonra insanda oyunu bırakma isteği uyandırıyor. Prismatic Core bulabileceğiniz yerler.
Zindanlar dışında kocaman açık dünya da başka yapacak bir şey yok maalesef. Oyun çok fazla tekrara bağlıyor bir süre sonra sürekli aynı şeyi yaptığınız sıkıcı bir hale dönüyor maalesef. Grafik olarak da 2016 için yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Atmosfer olarak hoş gözükse de kaplamalar oldukça vasat. Bunun en büyük nedenlerinden biri içi boşta olsa oyunun sahip olduğu açık dünya. Bunun kötü bir yanı ise bıkkınlık getiren uzun bekleme süreleri. Oyun şu an Windows Mağaza‘da 110 Türk Lira’sına satılmakta.
Yorum yap