Bu senenin, hatta son bir kaç senenin en büyük hayal kırıklığı nedir diye sorsalar sanırım No Man’s Sky olurdu. No Man’s Sky bekleneni veremedi ama bize vaat ettiği şeyleri bir kaç başka oyun oynarak telafi edebiliriz. İşte Astroneer tam da burada devreye giriyor.
Gezegenin Tek Hakimi Doğa Ana
Astroneer hayatta kalma ve inşa etme üzerine kurulu bağımsız bir yapım. İlk görüşte No Man’s Sky’a ait bir gezegende başlıyor Astroneer. Pembe, yeşil ve mavi tonların olduğu etrafı yumuşak bir müzik ile taçlandıran oyunun en can alıcı noktası crafting sistemi. Bomboş bir gezegende ihtiyacımız olan enerji, oksijen gibi gereksinimleri sağlamak için gerekli teçhizatları inşa etmemiz önem arz ediyor. Ve tabi hava şartlarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Kum fırtınasına maruz kalıp, önünüzü bile göremediğiniz, rüzgarın oradan oraya savurduğu kayalardan birinizin kafanıza çarpması en son isteyeceğiniz şeydir. Zehirli havaya dikkat ederek rüzgardan kaçmak için mağaralara sığınmakta bir seçenek. Öldüğümüzde ise üssümüzde tekrar doğup, öldüğümüz yere gidip bıraktığımız eşyaları alabiliyoruz.
Kaz, Topla Ve İnşa Et
“E” tuşuna basarak elimize aldığımız cihaz ile ister kazma, istersekte yerleri yükselterek tümsek ve küçük dağ oluşturabiliyoruz. Bu cihaz ile ayrıca crafting için gerekli olan “loot” toplama işini de yapabiliyoruz. Minecraft’a oldukça benziyor bu yönüyle. İlk önce enerji ve oksijen için gerekli hatları yapmamız bize kolaylık sağlıyor. Çünkü elimizde ki silahı her kullandığımızda enerji yiyor ve bu enerji dolana kadar cihazı kullanamıyoruz. Denk gelirseniz enerji veren bir mineral taşı da mevcut oradan da enerji elde edebilirsiniz. Oksijen içinse üssümüze dönmemiz gerek ya da bazı yerlerde karşımıza çıkan bir tür kristalimsi taştan elde edebiliyoruz. Bu hatlar bize bağlı birer kablo ile ve gerekli enerji ile oksijeni üssümüzden bize iletiyor ve bu sayede kabloları döşediğimiz yere kadar rahatça ilerleyebiliyoruz. İlerledikçe gelişen bir crafting sistemine sahip Astroneer. İleriki zamanlarda kullanabileceğimiz bir kara aracı bile yapılabiliyor.
Mehtabı Göremesekte Oldukça Hoş
Grafik anlamında türevi oyunlardan çok fazla farkı yok biraz The Long Dark, No Man’s Sky gibi hoş ve farklı bir atmosfere sahip ama sanırım en çokta The Witness’a benziyor. Astroneer şu an için erken erişimde yani bazı aksaklıkları göz ardı etmemiz gerekebiliyor. Ama göze çarpan ya da oynanışı etkileyen bir aksaklık yaşadığımı söyleyemem. Tabi ki oyunun gelişime açık ve gelişmesinin şart olduğunu söylemem gerek. İçerik, müzik, oynanış olarak geliştikten sonra oyunun çeşitlendirileceğini de göz önüne alarak oldukça heyecan verici olduğunu söyleyebilirim. 4 kişiye kadar co-op desteği de sunması çok büyük bir artı bana kalırsa. Arkadaşlarınızla oynamak oyunun zevkini ikiye katlayacaktır.
