Öncelikle bu yazıyı okurken PANİĞE KAPILMA. Eskiler der ki: Eğer berbat bir perşembe sabahı geçirmemişseniz, bu kavramın anlamını bütün boyutlarıyla henüz bilmiyorsunuz demektir. Bazıları da bu cümlenin fazla iddialı olduğunu düşünür ve bu filmin (Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi) kahramanı olan Arthur Dent de bu kişilerden biridir; ta ki o kör olası perşembe sabahına kadar, o sabah herkes için berbat geçmişti: değil mi ama? yaşadığınız gezegenin aniden yok edilmesinden daha berbat ne olabilir ki? Kocaman bir macera işte o perşembe sabahı başladı. Ne yani, dünya yok mu oldu? Nasıl ya? Olur muymuş öyle bir şey? Hadi canım sen de! Madem yok oldu ben bu yazıyı nasıl okuyabiliyorum diyen bazılarınızın iç sesini duyar gibiyim 🙂 İşte tam da bu yüzden paniğe kapılma.
Douglas Adams amcanın ölümsüz eseri olan Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi Beş perdelik bir üçleme seridir. İlk olarak 1978’de BBC bir radyo programı olarak yayınlanan fenomenleşmiş seri; sonrasında sahne gösterisi, kitap serisi televizyon dizisi ve en nihayetinde de yönetmen koltuğuna Garth Jennings oturmasıyla 28 Nisan 2005’te film olarak İngiltere’de gösterime girmiştir. Bu müthiş serinin filminde başrolleri Martin Freeman (Arthur Dent), Mos Def (Ford Prefect), Sam Rockwell (Zaphod), Zooey Deschanel (Trillian) ve depresif Robot rolünü Alan Rickman (Marvin) almışlardır.
Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi filminin konusu henüz başımıza gelmemiş olsa da -ki bu bence başımıza gelmeyeceği anlamını taşımamakta- ütopik diye nitelendirdiğimiz bahsi geçen dünya yok olmadan önce tek bir kurtuluş yolu vardır. Gezegenin havaya uçmasına dakikalar kala Arthur Dent üzerinden otoyol geçeceği için istimlak edilen evinin yıkılmasını önlemek maksadıyla kendisini yıkım araçlarının önüne siper eder. Bu küçük olayın ardında yatan gerçek ise son derece ürkütücüdür. Galaksiler arası yapılacak bir otoyol söz konusudur ve dünya bu otoyolun tam orasında yer almaktadır. Son 4 senesi bu dünyada bir şekilde tıkılıp kalmış olan Ford Prefect ‘Otostopçunun Galaksi Rehberi’ isimli bir yayının dünya ayağındaki muhabiridir, Arthur’un tesadüf eseri tanıştığı ilk ve tek arkadaşıdır Arthur bulup onu galaksiler arası bir yolculuğa çıkarır.
Bilim kurgu ve mizahı bir araya getiren bu inanılmaz yapım çağın ruh halini yansıtan derin bir melankoli barındırmakta. Filmde yer alan ana karakter Arthur Dent bütün absürtlük ve tutarsızlığıyla çağımızın insanını aslında bize resmetmekte. Kendini dünyanın merkezinde gören insanoğlunun ev diyebileceği yer yok olduğun da ben dünyanın merkezinde değilmişim, Evren yasaları benim kişisel sorunlarıma göre hareket etmiyormuş, ego denilen kavram gösterişli zannettiğimiz önemsiz bedenlerimizin içerisinde saklı kalan ıvır zıvırdan öte bir şey olmadığını anlamayana ısrarla kafasına vura vura gösteriyor. Bu yapım çağdaş felsefenin görsel hali olarak kabul edilebilir.
42 sayısı filmde büyük bir önem taşımakta bildiğimiz her şeyi unutturan Tanrı ve devlet hükmünün çokça ötesinde yer alan ve ”Her şeyin anlamı ne ?” sorusunun aslında net bir cevabı olan fakat henüz ne olduğunu dünyanın anlayamadığı:)
Bu arada filmi izledikten sonra 42 sayısını elbette merak edeceksiniz dünyada da fenomen olduğu dönemde baya meşhur oldu mesela Google Merkez Kompleksine geçtiği ilk binanın adını 42 yaptı. CERN laboratuvarın da yine aynı isimde bir ofis binası bulunmakta. Yine Google da Hayatın evrenin ve her şeyin cevabı cümlesini İngilizce arattırdığınızda bir hesap makinası ile sonuç 42 çıkmakta. Tesla araçlarına isim vermeye çalışırken 42 yazarsanız hayatın anlamı, hayatın anlamı yazarsanız 42 olarak isimlendiriyor. Keşfedilen bir Asteroide 2001 DA42 adı verildi, Doctor Who dizisi aynı 42 isimli bir bölüm yaptı ve Coldplay grubu bu isimle bir şarkı çıkardı.
Peki Ama Neden 42? – Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi
Bu konuda aslında her çevreden bir söylenti mutlaka var. Mesela ışığın suda ancak 42 derecelik bir açıyla gelirse gökkuşağı oluşacağını söylemekte. Kimisi ışığın protonun çapı kadarlık bir mesafeyi geçmesi için gereken sürenin 10 üzeri -42 saniye olarak hesapladı. Bilgisayarda ikili kod sisteminde 42 karşılığı 101010 yani var yok var yok var yok vb. pek çok detay araştırdığınızda bulabilirsiniz.
Büyük üstat Douglas Adams bu neden 42 sorusunu hep gizemli bırakmayı tercih etmiş ta ki ölümüne bir sene kalasıya kadar. Şimdi sıkı durun evrenin en büyük sorusunun büyük cevabının anlamı geliyor. Tamam tamam açıkçası kitaplarını okuyup, filmini seyredenler için pek de iç açıcı bir cevap olmayacağı kesin. Adams bir sabah işe giderken ”yazıyor olduğum bu eğlenceli bilimkurgu kitabında ki derin düşünce figürü 7,5 milyon yıl düşündükten sonra her şeyin anlamı ne sorusuna ne cevap verir ”bu soruyu iç dünyasında tartıştıktan sonra rast gele herkesin aklında kalabilecek bir sayı olmasına karar vermiş. Kısa, akılda kalıcı ve anlamı olmayan bir sayı. İş yerine varıp kahvesini alıp yudumladıktan sonra bunun 42 olmasına karar vermiş.
Yani bizler gizemi çok severiz ya işte, bunu bilen Adams bu boş sayıyı en güzel yerinden sallamış. Üzgünüm çok üzgünüm büyük bir hayal kırıklığı acınızı en derinden paylaşıyorum diyeceğim ama paylaşmıyorum. Ben büyük resmen bakıyorum ve aslında kitapta ki bir figür olan derin düşüncenin verdiği yanıt bence yaşantımızın, hayata bakış açımızın, bazen sorguladığımız varlığımızın için en temel bakış açısıyla şu cümleyi kuruyor; “Dürüst olmak gerekirse bence sorun sizin tam olarak ne sorduğunuzu hiç bir zaman bilememiş olduğunuz.”
Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi Filminden Replikler
“Ben var olduğumu kanıtlamayı reddediyorum” der Tanrı, “Çünkü kanıt inancı yadsır ve inanç olmadan ben bir hiçim.”
Uzaya, zamana, maddeye ve varlığın doğasına ilişkin tüm sorular yanıtlandığında geriye tek bir soru kalacaktır: Akşam yemeğini nerde yiyeceğiz?
“Rehber’e göre uçmak bir sanatmış,” dedi Ford. “Ya da daha çok bir yetenek. Yetenek kendini yere atıp, yeri ıskalamakta yatıyor.”
Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı – daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu. Bu sorun için pek çok çözüm önerilmişti, ama bunların çoğu genellikle yeşil renkli küçük kağıt parçalarının hareketleriyle ilgiliydi. Bu da tuhaftı, çünkü aslında mutsuz olanlar yeşil renkli küçük kağıt parçaları değildi.
12 Ekim 1979 da Adams en büyük hayallerinden birini sonsuzluğa çevirerek Dünyada Fenomen olan Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi adlı bilimkurgu mizah eserini ortaya çıkardı. 11 Mayıs 2001 yılında Bedeni aramızdan ayrılmış olsa da, düşüncelerini, hayallerini ve fikirlerini herkesle paylaşarak ve gülümseterek kendisini ölümsüz kıldı. Benim yazarlık sürecimde de bana ilham kaynağı olan ve iyi ki fikirleriyle tanışmışım dediğim yegane insan. Lütfen Hayatınızda her ne yaşıyor olursanız olun Kitabın ön başında ve filmin girişinde de dediği gibi ”Paniğe Kapılmayın” o şirin dünyanızda hayalleriniz size yön verecektir ve aynı zamanda sizin gerçekliğinizdir, zihniniz hep açık hayalleriniz sonsuzluk olsun!
Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi Fragmanı
Yorum yap