Merhaba talihsiz uzay maceralarını severler. Bu haftaki konuğumuz, Steam üstünden ücretsiz şekilde indirip oynayabileceğiniz, hızlı bir oyun tarzına sahip olan Unfortunate Spacemen. Eğer silahınız soğuk ise, hazırsınız demektir, yumulun yazıya. İyi okumalar.
Unfortunate Spacemen – Oyuncu Olmak İçin Zengin Olmaya Gerek Yok
Herkesin fark ettiği üzere ülkedeki dolar kurunun çılgınca yukarılara ilerlemesi nedeniyle, iyi bir pc kurmak ya da laptop/oyun konsolu almak çoğu insan için mümkün olmuyor. Yine de bilirsiniz ki gerçek gamerlar asla vazgeçmezler. Böyle bir durumunuz var ise Steam en büyük destekçilerimizden biri oluyor; herhangi bir ücret ödemeden oyunlar indirip, oynayabiliyoruz. Tabi ki bu oyunlar genelde birer sanat eseri değiller, bağlantıda kopukluklar yaşanabiliyor ya da bolca bug bulunabiliyor, ancak en azından oyun hayatımızı sürdürebiliyoruz. İşte Unfortunate Spacemen bu oyunlara bir örnek. Peki oyunda kimiz, ne yapıyoruz?
Hayalleri Gerçekleştiren Şirket
“Dünyada size kimse değer vermiyor mu? Hayalleriniz mi yıkıldı? Bu şirket size değer veriyor, gelin katılın!” gibi cümlelerle iş hayatına atılmış olan firmaya katılmış olan kişileri canlandırıyoruz. Silah kullanma, uzayda hayatta kalma, ya da düşmanın özellikleri, alışkanlıkları hakkında eğitim alıyor muyuz, almıyor muyuz bilmiyorum ama bir anda kendimizi uzayda buluyoruz. FPS türünde uzaya bakarken ve bize verilmiş görevleri tamamlarken tek olma zorunluluğumuzun olmaması belki de oyunun ilk artısından. Toplu olarak arkadaşlarımızla da uzaylı avına çıkmak mümkün hatta gayet eğlenceli.
Siyah 8 Uğursuzluk Getirmez Mi?
Oyunun ilk dikkat çeken yeri belki de sesleri. Biz farklı harita ve dünyalarda, gemilerde görevleri gerçekleştirmeye çalışırken, sevgili şirket yetkili de neyi nasıl yapacağımızı anlatıyor. Ancak genelde ya mikrofonu açık unutarak hakkımızda dedikodu yapıyor (yerin kulağı vardır atasözü uzayda da geçerlidir, atalarımıza selam olsun) ya da “Yok artık halen hayatta mısınız siz?” gibi hem kendini hem de bizi şaşırtan cümleler kuruyor. Eğer savaşın yoğunluğunda değilseniz, farklı uzaylılar tarafından mıncıklanmıyorsanız, yapılan yorumları dinlemenizi tavsiye ederim. Oyuna ciddi eğlence katan kısımlardan.
Gelelim oyunculara ve özellikle uzay modasına. Bu sene uzayda sevilmeyen bir kıyafet giyip kendinizi ve arkadaşlarınızı rezil etmek istemezsiniz değil mi? İsteklerinizi tam bilmiyorum ama yapımcılar, oyuncular için bir çok renk ve tip seçeneği sunmuşlar; örneğin astronot kıyafetimizin cam kısmını siyah sekiz bilardo topu ya da disko ışıkları şekline sokabilirsiniz. “Yavru ağzı” renginden tutun da kan kırmızısına kadar tüm kıyafetimizin rengini değiştirmek de mümkün. Peki silahlar ya da oynanıştan önce neden bu kısma dikkat çektim? Unfortunate Spacemen kesinlikle ciddi, karanlık bir oyun değil. İçinde bol espri bulunan, gayet şakacı ve kafa dağıtmak için uygun bir oyun. Tabi bu sözlerim sizi yanıltmasın oyun, kolayca geçilebilecek bir türde değil ama bu konuya biraz daha aşağılarda bahsedeceğiz…
Silahlar Sıcak Sıcak (Bu İyi Bir Şey Değil)
Geoff “Zag” Keene, Sandwept Studios tarafından geliştirilmiş olan oyunda sınırlı sayıda olsa da silah seçeneklerimiz var. Roketatardan otomatik tüfeklere ve pompalılara kadar çok da fazla olmasa da farklı silahları, isteğimize göre seçebiliyoruz. Aslında bulduğumuzu alıyor ve sıkıyoruz düşmana doğru. FPS oyunlarında silahların etkileri, kullanışları ve oyuncuya hissettirdikleri çok önemlidir, ancak oyunumuz maalesef bu konuda pek başarılı sayılmaz; ilk olarak daha fazla özelliği olan kendi içlerinde ayrılan (örneğin otomatik tabanca ya da magnum gibi) seçeneklerin bulunmasıyla oyuna daha kişisel bir bakımdan ele alabilir, daha çok istediğim şekillerde oynayabilirdik. Ek olarak silahların bizde uyandırdıkları hissiyatlar çok gerçekçi ve başarılı diyemem; evet bir God of War balta fırlatma efekti beklemiyorum ancak yine de üstünde çalışılması gereken bir konu bence. Uzayda ateş etmenin de oyuna herhangi bir etkisi olmadığını üzülerek belirtiyorum. Zaten yapımcılar bence “uzayda hayat ve patates yetiştirmenin incelikleri” olayını anlamış değiller.
Silahları kullanmak için belli bir puana, seviyeye hatta kabiliyete ihtiyacımız yok. Bölümler arası koştururken sağdan soldan ya da cephaneliklerden bulduğumuz silahları öylesine kullanıyoruz. Asla bir silah modifiyesi vb. görmedim ama oyunun amacı da bu değil zaten. Sadece silah bul, ateş et ve hayatta kal. Çok çok ciddi bir oyun olmadığından buralara çok katılmıyorum ama yazayım ki, sonra “bize hiç bahsetmedi, yazar bizi kandırdı, kafasına oksijen tüpü ile vuralım.” demeyin.
Silahlar hakkında son söyleyeceğim ise sıcaklık-ayarları. Silahlar oyunun hızına katkı olması açısından kurşun kullanmıyorlar, çok fazla sıkınca ısınıyorlar. Uzaylılar sizi dişlerken siz de silahı soğumaya bırakıyor, ardından ölmediyseniz ateşe devam ediyorsunuz. Afiyet olsun.
Uzay, Bize Mi Uzay?
Galiba değil. Oyunun çoğunluğu uzayda, hatta açık arazi(?) içinde geçmesine rağmen asla uzayda olduğumuza dair (görseller hariç) bir hissimiz yok. Örneğin öldürdüğümüz düşmanlar hop yere düşüyor, uzay boşluğuna doğru gitmiyorlar. Bir yerden zıplamak ya da bir şey taşımak dünyadaki ile aynı, yani öyle 3 metre zıplamak, uzayda nesnelerin ağırlığının farklı olması gibi durumlar yok. Haydi istasyonun içinde geçen kısımlarda yapay yer çekimi var diyelim, ne hikmetse farklı dünyalarda geçen bölümlerde de yer çekimi dünyanın yine aynısı. Yani keşke bunlara biraz dikkat etseydiniz, böyle esprili bir oyunda uzay hissini daha yoğun vermek çok daha komik ve eğlenceli hale getirebilirdi, her şeyi. Bir eksi de buradan veriyoruz oyuna.
Uzaylı Uzuvları Ve Bedenimiz Üstüne Etkileri
Birden fazla uzaylı türüyle karşılaştığımız oyunda, bir tür hariç, aslında hepsi aynı kafada olan varlıklar; Birbirimiz haricinde canlı bir şey görünce saldır ve öldür. Niye öldürüyorlar bilmiyorum, hani öleni falan da yemiyorlar gereksiz bir agresif peşindeler. Bazısı daha zırhlı, bazısı daha küçük ve hızlı. 3-4 Çeşit ve renkleriyle şimdi kırtasiyelerde…pardon oyundalar. Genel olarak bakacak olursak oyunun zorluk seviyesinin de gayet “ayarsız” olduğunu itiraf edebilirim. İlk başta birkaç arkadaş ile uzaylıları yok ede ede gidebilirken, belli bir süre sonra sadece koşuyor ve arkada bıraktığımız arkadaşa “Ailene nasıl cesurca kaçtığından bahsedeceğim” diyerek tabanları yağlamaya devam ediyoruz. Ölenler çok da sorun değil, daha helvalarını yiyemeden dirilip kimseyi tek bırakmıyorlar. Aslanlar.
Hani demiştim ya “bir tür hariç” düşmanlar aynı diye. Şimdi gelelim o türe…
Uzaylıların “Alien” Dedikleri Yer
Eğer hazırsanız ki hazır olabileceğinizi sanmıyorum, hayatınızda hiç duymadığınız bir konseptten bahsedeceğim size; Şekil-şemal değiştirme (shapeshift) Nereden çıktığı bilinmez, oyundaki bir uzaylı türü kendi dış görünüşünü değiştirebiliyor. Tabi bu olayın amacı, bahtsız astronotların kılığına girmek ve zor bir anımızda bizleri saldırıp muhtemelen mideye indirmek. Yemese bile sanırım parçalarsa baya mutlu olur. Ancak çalışmıyor bu iş. Yani genelde bu yaratıklar önden, son derece kafasız bir şekilde üstümüze hücum ettikleri için şekil şemal değiştirmeden, şekil şemalini kaydırıyoruz. Oyun geliştiricileri bu arkadaşlara biraz daha “beyin” eklerlerse, daha ölümcül ve zevkli bir oyun deneyimi yaşayabiliriz. O zamana kadar düşüncesi güzel ancak pratiği maalesef iş yapmıyor.
Uzaylılardan Son Bir Kez Dayak Yerken
2020 yılı oyunlarından olan ve birçok oyuncu tarafından olumlu eleştiriler almış olan Unfortunate Spacemen, ortalama bir puan alıyor bizden. Arkadaşlarla beraber eğlenceli vakit geçirebileceğimiz, ancak tekrar tekrar oynama durumumuzun olmadığı, herhangi bir bağımlılık yaratmayan bir eser ile karşı karşıyayız. Bedava olması ve düşük sistemlerde (eğer internetiniz iyiyse) oynanabilmesi en büyük artıları. Onun dışında eklenmesi gereken, geliştirilmesi gereken önemli noktaları var.
Bir sonraki yazıda buluşuncaya dek, silahınızın az ısınması ve kaçarken bacaklarınızın kuvvetli olması dileğiyle.
Unutmadan, yeni kanalımız Loadiing.screen’de oyunun görüntülerini yayımladık, muhabbet ettik. Her zaman bekleriz:)
https://www.youtube.com/watch?v=ID4kFHt1408&t=908s