Merhaba uzayda kargo mesleğini icra etmek isteyenler. Bu yazımızda, normalde “tower defence” tadındaki oyunları sevmeyenlerin bile bir kısım ilgisini çekebileceğini düşündüğüm oyun, Space Run: Galaxy var. Uzay gemimizdeki motor arızalarını görmezden geliyor ve kalkışa hazırlanıyoruz. Bakalım bizleri ve kargomuzu, derin uzayda neler bekliyor?
Uzay Boşluğunda Beynime Oksijen Gitmiyor
İncelemekte olduğum bu oyun, aslında birçok açıdan elimi sürmeyeceğim bir varlık; Öncelikle Space Run: Galaxy, serinin ikinci oyunu. İlk oyun 2014 yılında yapılmış olan Space Run. Kafaların karışmaması için başta yazayım dedim. Maalesef önüme öncelikle ikincisi çıktığı için onu oynadım ve inceleme yazısını sizlerle paylaşmaktayım. Çok katı olduğum bir kuraldır; oyunlar eski ya da yeni fark etmez sırasına göre oynarım, ayrıntı kaçırmaktan hoşlanmam ama bu sefer biraz farklı oldu.
İkinci olarak normalde tower defence tarzında oyunlarla aramız pek iyi değildir. Sadece uzaktan birbirimize baş selamı verir, yollarımıza devam ederiz. (Bu arada bu oyun türünü bilmeyenler varsa, genelde bir hedef koruduğumuz, koruma işini de kule dikerek yaptığımız oyun türüdür, seveni bayılır, sevmeyeni kaçırır) Tabii ki türe kötü demiyorum ancak benim favorim değildir.
Derken bir gezegenin ardından bana doğru gelen kargo gemisi bir çok şeyi değiştirdi.
Adım adım yapay zekanın bizlere yardımcı olduğu oyunumuzun ana konusu şu; İnsanoğlu, gezegenler arasında yolculuk edebildiği bir seviyeye gelmiştir. Işınlanma teknolojisi fazlasıyla gelişmiş ve saniyeler içerisinde gezegenlere ışınlanmak mümkün olmuştur. Ancak büyük eşyalar ve daha büyük götürülmesi gereken şeyler (Apartmanlar? Tıbbi atıklar vb.) halen eskisi gibi, bildiğimiz, sevdiğimiz (kargo şirketi sevmek?) şekilde götürülmesi gerekmektedir. Yani kargo ile. Biz de kargo şirketinde işe yeni başlayan bir kişiyi canlandırmaktayız. Ama zevksiz ya da aksiyonsuz olduğunu düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz, bilginiz olsun.
Uzayda Renk Auraları, Enerjiler ve Tabi Ki Yıldız Haritası
Hayatınızda hiç tower defence oynamamış kişilerin bile çok kıza zamanda sistemi kavrayacağına dair inancım tam. Müşteriler gelip sizlere kargoyu veriyor ve hangi gezegene götürülmesini istediklerini söylüyorlar. Sizde yolda, yani uzayda türlü türlü tehlikelerden geçerek kargoyu belli bir hız ve sağlamlıkla teslim etmeye çalışıyorsunuz. Bütün oyunca aslında yaptığımız şey aynı ancak pek sıkıcı olduğu söylenemez (ki pek beklemiyordum) Peki neden sıkıcı değil?
Öncelikle her müşterinin kendine özgü taşınmasını istediği kargoları oluyor; örneğin radyoaktif atık taşırken eğer kargonuz hasar alırsa etrafındaki bütün kargo ve sistemlere zarar verebiliyor, patlıyor ve patlatabiliyor. Başka bir müşterinin malları ise çok hassas, o yüzden çok daha çabuk yok edilebiliyor. Yine müşterilerin istekleri, kargonun hızlı teslim edilmesi ya da az bir oranda zarar görmesi gibi afra tafra olabiliyor. Uzay ekmeğimizi buradan yiyoruz, artık çekeceğiz bu istekleri.
Tahmin edilebileceği gibi uçsuz bucaksız uzayda kargomuzu taşırken doğal afetler, yaratıklar ve korsanlarla karşılaşıyoruz. Meteor yağmurları gemimizin değdikleri yerlerine ağır hasar verirken, parazitler buldukları her şeyi emikleyip yok ediyorlar. Korsanların ise çeşitli silah ve stratejileri olup, bunları bize karşı kullanmaktan çekinmiyorlar. Peki bizim elimiz armut mu topluyor? İki lazer atamıyor muyuz? Valla paraya ve eşyalara bakar…
Ne Demek Lazerin Rengini Seçemiyoruz?
Oyunda, yukarıda saydığım sıkıntılarla karşılaşmamak için hem saldırı hem de savunma yapmamızı sağlayan bir çok ekipman, sistem alabiliyoruz. Bu ekipmanların hepsi renklerine göre ayrılmış durumda (valla ırkçılık yapmıyorum, oyunda öyle) Örneğin kırmızı renkli olan upgrade’ler daha çok saldırı gücümüzü oluşturuyor, maviler kalkan, yeşiller ise ekstra motor ve çeşitli yükselticilerle kalbimizi çalıyor. Bunların hepsini alabilmek için hem paraya hem de ham maddeye ihtiyacımız var. Açıkçası hem maddesini biz sağlıyor hem de parasını veriyoruz. Bu gerçeği anladığımda kendimi biraz enayi gibi hissetsem de uzay ticareti böyle oluyor herhalde diyerek kabullendim. Çok güzel silahlarımız ve ekipmanlarımız var. Aynı zamanda çoğunun alternatif atış ya da kullanma şekli var kesinlikle doyurucu olmuş. Garip bir şekilde oyunda kendinizi iki lazerim daha olsaydı kargoyu hasarsız teslim edecektim derken buluyorsunuz.
Her türlü ekipman seçimi çok önemli. Her silahın, kalkanın vb. özellikleri farklı, hepsinin daha efektif oldukları düşman tipleri farklı. Tavsiyem alabildiğiniz kadar her sistemden almanız, mutlaka kullanılıyorlar. Görev sonlarında farklı renklerde ham madde buluyoruz bu şekilde de -paramız da varsa- istediğimiz ekipmanları alabiliyoruz. Açıkçası bu kısım biraz kaotik olmuş, çünkü aslında hangi ham maddeden bulduysak onunla paramızı birleştiriyor ve ona göre alışverişimizi tamamlayabiliyoruz. Tabi ki istediğimiz renkteki ham maddeler satılıyor ama fiyatları görünce resmen hava boşluğuna giriyor insan. Alien görse ardına bakmadan kaçar, o kadar yani. Böylece eldekini en iyi şekilde kullanmak ya da bir kaç ekstra görev yapmak gerekebiliyor.
Peki kargo anlaşmasını yaptık, rotamız belli silahlar tamam. Yola çıkmaya hazır mıyız? EVET. (kısmen)
Gemilerde Barok Mimari Yada Çarpık Kentleşme
Geldik oyunun tartışmasız en çılgın yerine. Standart olarak film ve oyunlardan neye alışığız? Uzay gemisine alınan tüm parçalar istasyonda yüklenir ve savaşa ya da yolculuğa çıkılır. Bizim kargo işinde de tam tersi bir durum söz konusu; Gemilerimiz uçan karelerden (çokgen de olabilir) oluşuyor. Kargomuzu istediğimiz bir yere bağlıyor ve yola çıkıyoruz, silah, kalkan vb. hiçbir şey yok. Yola çıktıktan sonra gelen saldırının çeşidine ve gelme doğrultusuna göre hemen ekipmanları dikmeye başlıyoruz. Her silahın ateş edebileceği belli bir açı var, kurulum tamamlandıktan sonra (ki saniyeler içinde tamamlanıyor) o açıya giren bütün düşmanlara ateş etmeye başlıyorlar.
Kalkan ya da motorlar hep devrede. Kalkanlar yanındaki karelerde olan ekipmanlarını, renk bakmaksızın koruyorlar. Burada asıl amaç, elden geldiği kadar gelen saldırıyı hızlı ve doğru silah seçimi ile engellemek. Yok ettiğimiz düşmanlardan çıkan enerji ile de daha fazla sistem kurabiliyoruz. Bir kargo gemisi olmamıza rağmen -eğer doğru strateji uygulanırsa- korsan gemilerine ağır hasar verebiliyor hatta yok edebiliyoruz.
Savaşların gayet zevkli olduğunu belirtmeliyim; renkler, sesler ve diğer tüm efektler insanı içine çekiyor ve kolay kolay bırakmıyor. Her yeni sistem kurduğumuzda ya da kaybettiğimizde, yanımızdaki yapay zekanın yorumları da oldukça hoş (ama çok farklı yorumlar yapamıyor, robot ya ondan?) Bir süre sonra işin kurdu oluyor ve hangi düşmana nasıl yaklaşmak lazım anlıyoruz. Ancak iyi stratejiler uygulasak da verilen kargonun türü oyunu ve ilgimizi hep canlı tutuyor. Ayrıca yeni sistemlere ulaştıkça daha hızlı düşünmek ve yeni düşmanlara adapte olmak da bir zorunluluk haline geliyor. Zorluk seviyesinin de orta ve ortanın biraz daha üstü olduğunu söyleyebilirim.
Space Run: Galaxy – Siyah İnci Yok Mu?
Uzayda geçen her bilim kurgunun önemli bir parçası da gemilerin şekli, tipi ve modelleridir. Burada gemiler karelerden oluştukları için (çokgen de olabilir, yazının sonuna geldim halen emin değilim) neredeyse tam anlamıyla kendi gemimizi oluşturabiliyoruz. Kareleri istediğimiz gibi yerleştirdiğimizden geminin uygun gördüğümüz yerini daha tombul (yani geniş) uygun gördüğünüz yeri ise farklı bir şekilde yapabiliyorsunuz. Oyun böyle bir özgürlük sağlamış olsa da aslında her geminin belli bir planı var. Mesela bazıları sadece ay şeklinde karelere izin verirken, bazıları ise daha yuvarlak yapı olarak ilerletiyor. Birkaç ekstra (başarılı) görev yapıldığı taktirde de güzel paramız oluyor, gemiden gemiye geçiyoruz.
Son Kargoyu Da Kaybederken
Space Run Galaxy, kesinlikle şans verilmesi gereken, türün severlerini mutlu edeceğine inandığım bir yapım. Hızlı, eğlenceli ve stratejik bir oyun arıyorsanız kesinlikle memnun edeceğine inanıyorum. Focus Home Interactive tarafından 2016’da yayımlanan oyun, sistem olarak neredeyse bilgisayarlarımızdan hiçbir şey istemiyor.. Steam’den 70 tl karşılığında alabileceğiniz oyun, bir çok oyun sitesinden de çok yüksek puan almış.
Bir fikriniz olması açısından, trailer’ı şuraya bırakıyorum. Haftaya yeni bir yazıda görüşünceye dek, zamanından önce, ve hasarsız bir şekilde tüm kargolarınızı teslim etmeniz dileğiyle.
Yorum yap