Star Wars: The Last Jedi filminin yönetmeni Rian Johnson , Rey’in ayna sahnesi, geçmişi ve ailesi hakkında konuştu. Sahnenin neden böyle olduğunu anlattı.
2017’nin Aralık ayında bizlerle olan, serinin sekizinci ve dokuzuncu filmi, Rogue One‘ı dahil edip etmediğinize bağlı olarak, Star Wars: The Last Jedi‘daki en merak edilen konulardan biri Rey’in ailesiydi. Çok fazla teori üretilmiş, gereğinden fazla tartışma çıkmıştı. The Force Awakens‘dan sonra oluşan en büyük soru işareti olduğunu bile söyleyebiliriz. Rey’in ayna sahnesi ve Kylo ile olan diyaloğu, bize gösterdi ki bunların hepsi boşunaydı.
Bunu dahice bulup serinin yeni yönelimini sevenler de oldu, bunu hayranlara kocaman bir orta parmak olarak görenler de oldu. Eğer filmde başka nelerin hayranları üzdüğünü merak ediyorsanız bu konu hakkında güzel bir yazımız var, incelemenizi öneririz.
Sahneyi hatırlamakta fayda var. Rey , Ahch-to‘dayken, karanlık bir mağaraya çekilmiş, orada geçmişi hakkındaki gerçeği açıklayacak bir ayna ile karşılaşmıştı. Aynaya baktığında ailesini görmeyi bekliyordu. Ancak gördüğü tek şey kendisinin, önünde ve arkasında sıralanmış sonsuz kopyasıydı. The Empire Strikes Back‘de Luke’un gördüğü sahne kadar güçlü olan bu sahneyi, Rian Johnson filmin çekimlerine başlamadan çok önce planlamış.
“Bunun (sahnenin) oluşumu dürüstçe söylemek gerekirse, hikayeden çok çok çok önce gerçekleşti. Bu Rey’i , onun için neyin önemli olduğunu ve kendisi ve evrendeki yeri hakkındaki arayışını düşününce aklımda canlanan bir resimdi. Ve, bilirsiniz ki, kahramanın yolculuğu, çocukluktan yetişkinliğe olan yoludur ve yol boyunca yaşadığımız büyük şeylerin tümüdür. Rey için bu yolculuk “benim bu hikayedeki yerim ne?” sorusudur ve bunun cevaplarını birden çok kaynaktan bekliyor ve hepsi onu yüzüstü bırakıyor ama o ailesinin ona vereceği kimliğe olan umuduna tutunmaya devam ediyor.”
Daha önceden, Rey’in tahmin edilebilir bir aileden geldiğini anlatmanın hem karakter hem de izleyici için kolay yoldan kestirip atmak olduğunu belirtmişti Rian Johnson . Bu sahnenin Rey’in en büyük korkusunu da gösterdiğini söylüyor ve filmin son karesi ile bağlantısını açıklıyor. Rey yalnız olmasına rağmen, bilmese de o kadar da yalnız değil.
“Yani, kafamda canlanan resim bu sonsuz liste, bilirsiniz işte, sonsuz kişilik olasılığı içerisinde kendisinin sahip olabileceği sonsuz “gerçek ben” ihtimali. Hangisi o olacak ve sonu nereye varacak, bir yere varıyor. Ona en büyük korkusunu, sadece Rey olduğunu gösteren bir yere varıyor. O yalnız, tekrar söylüyorum, bir bakış açısından doğru ama başka bir bakış açısından yanlış. Leia ile Falcon’daki son sahnesi, bence bir bakıma, ayna sahnesine bir cevap.”
Bu iki sahneyi bir araya getirmek, ve özellikle Rey’in kişiliğini seçmek için Kylo’ya katılmakla kendi ayakları üzerinde durmak arasında yaptığı seçimi de ekleyince, Star Wars’un gelecekteki hikayelerine yepyeni bir yol çizilmiş olduğu. Tabi bu durumun seriyi kötü etkileyip zayıflattığını da düşünenler de var. Ama kesin olan bir şey var ki, Rey’in geçmişi ve geçmişiyle yüzleşme şekli, üçlemenin anlatımını kimsenin beklemediği bir yöne çekti ve hepimiz bunun nasıl sonuçlanacağını görmek için sabırsızlanıyoruz.
Yorum yap