Merhaba “Corona’da acaba ne seyretsek?” diyen güzel okurlarımız. Farklı zaman aralıklarıyla yaklaşık 3 defa seyrettiğim, bundan daha da çok seyrettirdiğim film, Triangle (Türkçe çevrimi ile Şeytan Üçgeni) ile karşınızdayım. Korkunç bir deniz yolculuğuna hazır olanlarla yazımıza devam ediyoruz…
Triangle – Gündelik Hayatımıza Bir Değişiklik: Deniz Yolculuğu
Jess, zor hayatına rağmen, elinden geldiğince iyi bir anne olmaya çalışan, ve bu işin sorumluluğunu tek başına üstlenen genç bir kadındır. Hatta tüm hayatını çocuğuna adamıştır, desek abartmış olmam. Bunu fark eden arkadaşları ise kendilerince ona bir güzellik yapmak istemişler ve bir yat turu ayarlamışlardır. Ancak çok geçmeden bu yat turu ferah denizler yerine kan görüntüleri ile dolacaktır…
Gerilim Mi Korku Mu?
Yazarlığını ve yönetmenliğini Christopher Smith’in yaptığı filmde hem korku hem de gerilim ögelerini bol bol görmekteyiz. Öncelikle gizemli olaylara konsantre olup neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz, ardından da kıyım katliam başlıyor. Yeri gelmişken hemen belirteyim ki filmde kan ve şiddet var. Çok fazla vahşet içeren görüntüler barındırmasa da kan görmekten hoşlanmayan izleyicilerimiz biraz rahatsız olabilirler.
Filmin en büyük artısı ise denizde ve gemide geçmesi. Hem açık hem de kapalı ortamlarda koşuşturmaları izlediğimiz yapım, türdeşlerinin çoğu gibi Amerikanın minik bir kasabasında ya da kocaman bir malikanede geçmiyor. Deniz araçlarında geçen korku filmi sayısı da az değil, ancak Triangle, başarılı çekim açılarıyla da kesinlikle seyirciyi doyuruyor.
Baştan Sona Göz Kırpmamak Lazım
Mutlaka denk gelmişsinizdir; bazı filmlerde ne olacağını önceden kestirmemek mümkün değildir. Kim ölecek, kim katil, kim kahraman ilk 10 dakikada kendini göz önüne sunar. Sadece kişiler değil olayların da ne olacağı bellidir. Ancak Triangle kesinlikle öyle değil. Biraz kafam dağılsın basit bir korku filmi izleyeyim türünde asla değil. Tavsiyem film başladığı andan itibaren gözünüzü kırpmadan, her ayrıntıya dikkat ederek izlemeniz. Çünkü filmdeki her ayrıntısının aslında anlattığı farklı bir nokta var. Ve tam zevk alınması için tüm noktaların birleştirilmesi gerekiyor. İkinci üçüncü izlemede bu noktalara daha rahat dikkat edebildiğiniz için, filmi tekrar zevk alarak izlemek de fazlasıyla mümkün.
Oyuncuları Sevdik Mi?
2009 Yapımı olan ve 1 Saat 40 Dakika süren yapımda Melissa George, Jashua McIvor, Jack Taylor ve Micheal Dorman’ı görmekteyiz. Oyunculuklar genel olarak başarılı, can sıkan, tempoyu düşüren bir performans yok. Jess’i canlandıran Melissa George’da oldukça iyi bir iş çıkarmış. Bir annenin çocuğuyla olan duygusal bağını görebiliyorsunuz.
Üçgenin Son Çizgisine Gelirken
Şeytan Üçgeni, IMDb’den de 6.9 puan almış, kesinlikle zamanınıza değeceğini düşündüğüm bir film. Biraz eski olsa da halen kaliteli yapımlar arasında saydığım bir eser. Yazıyı kapatmadan önce iki uyarı yapmalıyım; birincisi film, içinde metafizik olaylar barındırıyor, yani büyüdür, bilimin açıklayamadığı şeylerdir, ruhtur vb. sevmeyen kişileri kendisine çekemeyebilir. Zaten filmin yönetmeni de “Bermuda Şeytan Üçgeninden” ilham aldığını belirtiyor.
İkincisi, eğer mümkünse filmin afişine bakmayın. Çok önemli değil ama hafiften spoiler içeriyor. Neden böyle bir afiş yaptıkları yıllardır kendimi sorguladığım konulardan biridir. Tavsiyem, patlatın güzelce mısırınızı, alın yanınıza çayınızı ya da gazlı içeceğinizi, bir de sevdiğinizi, ışıkları kapadıktan sonra ful konsantrasyon izleyin filmi. Eğer film hakkında muhabbet etmek isterseniz mesaj atabilir, yorum yapabilir ve yakında açacağım Youtube kanalını büyük bir heyecanla beklemeye devam edebilirsiniz.
Yorum yap