‘DC Sinematik Evreni’nin vizyondaki yeni filmi Suicide Squad filmi hakkında görüşlerimiz bu incelemede.
Son Suicide Squad yazımızdan sonra bugün de ilk seansında filmi izledik. Bu yazı spoiler içermemekle birlikte, filmle ilgili görüşlerimizi olabildiğince objektif bir şekilde yansıtmayı amaçlamaktadır.
Herkesin aklındaki soruyu bir cevaplayalım önce. Film, her mecrada yerden yere vurdukları kadar kötü bir yapım değil. Evet, eksikleri var. Ancak ortalama bir filmden biraz daha iyi olduğunu söyleyebiliriz. Kısacası filmin hakettiği not Rotten Tomatoes puanı olan %27 değil, IMDb puanı olan 6.9
Filme karşı olan duygularınızın beklentilerinize göre değişeceğini düşünüyorum. Eğer siz de yarım saat Joker görmeyi bekleyenlerdenseniz, hayal kırıklığı yaşayacaksınız. (İyi ki de yaşayacaksınız.) Öte yandan benim gibi, düşük beklentiyle, biraz aksiyon biraz da çizgi roman karakterleri görme umuduyla giderseniz en azından salondan çıktığınızda üzülmezsiniz. BvS’den sonra yaşadığım hayal kırıklığını düşündüğümde, Suicide Squad’ın bu konuda bi tık daha başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Film tam ortasından ikiye bölünmüş gibi aslında. İlk yarı daha çok Amanda Waller’ın dahiyane fikrini hükümet yetkililerine kabul ettirmeye çalışması ve karakterlerin tanıtımı üzerinden ilerliyor. Tabii senaryomuz biraz vasat olduğundan bu kısımlar bazı izleyicilere sıkıcı gelebilir. İkinci yarıda ise aksiyonun ve müziklerin de etkisiyle biraz daha dinamik bir film izliyoruz.
Burada senaryonun çok iyi yazılmadığının altını çizmek gerek. Özellikle bu arkadaşların bir araya gelip apar topar bir araya getirilip göreve yollanması veya son sahneler çok iyi kotarılamamış. Bu konuda Türkçe de yayınlanan Yeni 52 serisinin ilk cildi Dost Kazığı‘nı daha başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Hikaye de oradakine hafiften benziyor zaten. Ama dediğim gibi senaryonun sıkıntılı olduğu noktalar var.
Filmin en güzel yanlarından bir tanesi kesinlikle oyunculuklar. Özellikle Will Smith, Margot Robbie ve Viola Davis oynadıkları rollerin hakkını vermişler. Filmde de adeta bu performansları daha iyi kullanmak istiyormuşcasına bu karakterlere biraz torpil geçilmiş. Genel olarak karakterlerin yansıtılış şekillerini başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Özellikle El Diablo, neredeyse çizgi romanlardakinin aynısı olmuş. Sadece Slipknot ve Katana içime sinmedi, bunun nedeni de muhtemelen karakterlerin üzerinde fazla durulmaması ve “ekipte çeşitlilik olsun” mantığına katkı sağlamaktan ileri gidememeleri.
Gelelim herkesin merak ettiği noktaya. Hepinizin bildiği gibi Jared Leto‘nun Joker’i ilk kez Suicide Squad ile görücüye çıkıyor. Burada sosyal medyada gördüğüm eleştirilere bir açıklık getirmek istiyorum. Herkes Joker’in sahnelerinin kesilmesine tepki göstermiş fakat bana göre gayet yeterliydi. Bu bir Suicide Squad filmiyse, bundan fazla Joker görmemize gerek yoktu zaten. Peki Joker olmuş mu? Burada tamamen kendi fikrimi belirterek hayır demek durumundayım. Maalesef ben beklediğim Joker’i bulamadım. Jared Leto’nun kendisine verilen Joker rolünü en iyi şekilde yaptığına şüphem yok fakat yansıtılan Joker bence olmamış. Aynı sorunu Henry Cavill/Superman olayında da yaşamıştım. Joker burada fazlasıyla sıradanlaştırılmış bana kalırsa. Herhangi bir Amerikan dizisinde görebileceğiniz kafadan kırık suç baronlarına benzetilmiş o da beni çok sarmadı açıkçası. Farklı şekilde düşünenler illa ki olacaktır ama Leto’nun Joker’i de tam anlamıyla çizgi romanlardaki Joker olamamış.
Bir diğer konu da Harley/Joker arasındaki ilişki. Burada tamamen birbirlerini delice seven aşıklar olarak yansıtılmışlar ki, bana kalırsa biraz fazla “tumblr” odaklı bir seçim olmuş. Bunu da muhtemelen Warner Bros‘un yeniden çekimleriyle değiştirdiğine inanıyorum. Zira daha önce set fotoğraflarında gördüğümüz tokat sahnesi filmle hiçbir şekilde uyuşmuyor.
Öte yandan filmin belki de en başarılı olduğu alan müzikler ve aksiyon. Müzikler yerli yerinde kullanılmış ve soundtrackler gerçekten güzel. Aksiyon sahneleri de filmin ritmini yükseltmek için güzelce yedirilmiş. Özellikle Deadshot’ın sahnelerini çok beğendiğimi söyleyebilirim.
Her şeye rağmen, Suicide Squad kötü bir film değil. Ama bu iyi bir film olduğu anlamına da gelmiyor. Tam anlamıyla ortalama bir film. Hikayesi klişeler barındıran hafif boşluklu sıradan bir hikaye. Buradaki eksiklerini de oyunculuklar ve müziklerle kapatıyor bana kalırsa. Uzun lafın kısası, ben de IMDb ile aynı fikirdeyim. Film 7/10’luk bir film. Ne daha fazlası ne daha azı. Boş bir haftasonunuzu değerlendirebileceğiniz eğlenceli bir çizgi roman filmi. Ne bir “çöp” ne de bir başyapıt.
Yorum yap