Birds Of Prey, ülkemizde de tüm dünya ile birlikte 7 Şubat tarihinde vizyona girdi. Ben de Oscar telaşının arasında fırsat bulup filmi izledim ve inceleme yazmaya karar verdim. Tabii inceleme öncesinde bu filmin geçmişini ve neden yapıldığını anlamak gerekiyor. Birds of Prey film incelemesi için yazının devamını okumaya geçebilirsiniz.
Harley Quinn karakteri, 2016 yılında Suicide Squad filmindeki –müziklerle beraber- en iyi iki şeyden biriydi ve film gerçekten çok kötü olduğu halde müthiş bir heyecan yarattı. Karakter, Margot Robbie’nin oyunculuğu ve yazılmış renkli kişiliğiyle oldukça sempati kazandı. Ancak geçen dört yılın ardından Suicide Squad’da var olan hiçbir şey kalmadı. Joker yenilendi, Ben Affleck’in Batman’i gitti… Geriye yalnızca Harley Quinn kaldı. Warner Bros. da sevgili soytarımıza kendisinin başrol olacağı bir film bıraktı. Böylece bu yapım hayatımıza girmiş oldu.
BIRDS OF PREY HİKÂYESİ
Birds Of Prey; Bay J’den ayrılmış Harley Quinn’imizin, bir psikiyatrdan soytarıya dönüştüğü yer olan kimya deposunu patlatarak bütün Gotham’a Joker’le yollarını ayırdıklarını duyurmasıyla başlıyor. Böylece peşine düşen polis, mafya ve diğer tüm kötülerle mücadeleye girişiyor. Bu sırada bir şekilde yanına aldığı küçük kız –Cass– hikâyeyi şekillendiren unsur oluyor.
Filmde Black Mask ve Zsasz asıl kötülerimiz. Gerçekten dehşet saçan bu iki karakteri izlemesi birçok açıdan çok zevkli ancak filmde tam olarak bir amaçları yok fakat bu Joker’in amaçsızlığı gibi değil, iyi yazılmamış. Neden, ne yaptıklarını film bize anlatmıyor. Bu da izleyeni sıkabiliyor. İki karakteri oynayan oyuncular, hele de Black Mask’i oynayan Ewan McGregor iyi iş çıkarıyor. Bunun dışında filmdeki önemli karakterlerden Cass’i oynayan genç oyuncu Ella Jay Basco oldukça donuk ve rahatsız görünüyor. Açıkçası çok beğenmedim. Bunun dışında Margot Robbie her zamanki gibi oldukça iyi oynuyor.
GÖRÜNTÜ, MÜZİKLER VE AKSİYON
Film, bize son Joker filmindeki gibi bir görsellik sunmuyor ve hatta yanından dahi geçmiyor. Birçok sahne klasik aksiyon filmi havasında ancak rahatsız eden bir nokta hatırlayamıyorum. Ancak… Gotham’da geçen bir film izlediğimizi yönetmen ve yazarlar unutmuş gibi. Ne bildiğimiz, ürkütücü Gotham var karşımızda ne de bunu vermek için çabalayan herhangi bir şeyler. Belki lunapark sahnesindeki ortam biraz Gotham’ı hatırlatıyor ancak kesinlikle bir suç şehriymiş havası vermiyor. Evet, her taraftan sürekli kötüler çıkıyor ve şehirde patlamalar oluyor, sürekli olaylar var ancak bu daha çok absürt komedi filmi havasında. Şehirde bir dehşet yok.
Daha önce de söylemiştim, 2016 yapımı Suicide Squad’ın en iyi yanlarından biri müzikler ve kullanımlarıydı. Ancak bu filmde müzikler -ama daha da önemlisi- kullanımları beni pek memnun etmedi. Durmadan, durmadan müzik çalıyordu filmde ve bir filmden çok, müzik klibi izliyormuşum havasına kapıldım birçok kez. Müziklerin kötü olduğunu söyleyemeyeceğim ancak Suicide Squad’daki gibi akılda kalıcı müziklerin olduğunu da sanmıyorum. Ki benim sonda çalan müzik dışında aklımda kalan bir yer yok.
Birds Of Prey için aksiyon sahnelerine gelirsek, genel olarak filmde en eğlendiğim kısımlar aksiyon kısmıydı. Polis merkezinde geçen sahne, özellikle keyifliydi. Bazen, bazı hareketler fazla hantal görünüyordu ancak bu, bu filmde en az eleştireceğim şeylerden biri. En azından filmin bu yanı beni, filmde az çok tutabildi.
GENEL
Film boyunca gerçekleşen, Harley Quinn’in ağzından ve kronolojik bir sıralamayla gitmeyen hikâye anlatımı keyifliydi. Komik olması için yapılan onlarca espri ve şaka beni güldüremedi, tersine kendi adıma Birds Of Prey için eksilerden biri oldu. Genel olarak kötü adamın karakter olarak çok iyi olmaması, pek iyi olmayan oyuncu performansları, sıradanlıktan kurtulamamış aksiyon koreografileri ve senaryosuyla ağzımda ekşi bir tat bıraktı. “Sinemada izlediğim paraya değdi mi ki?” tarzında sorular sordum kendime. Gene de her şeye rağmen genel anlamda sıkılmadan, keyif almaya çalışarak izlediğim için değdiğini düşünüyorum. Bunun dışında, birçok insandan gördüğüm iyi yorumlara rağmen beklentisiz gitmem de bu filmden keyif almama neden oldu.
SONUÇ
Birds of Prey film incelemesi için puanlamaya gelirsek… Üstte belirttiğim sebeplerden ötürü Birds Of Prey’in klişe bir film olduğunu ve Justice League’den sonra çıkan en kötü DC yapımı olduğunu düşünüyorum. Aquaman’i, Shazam’ı ve Joker’i izlerken genel olarak keyif almış ve eğlenmiştim ancak bu filmin onların yanına yaklaşabildiğini düşünmüyorum. Birazdan vereceğim puanı, Suicide Squad’a “35” verdiğimi göz önüne alarak değerlendirin lütfen. Her daim sinemayla kalın…
Puanım: 55/100
Yorum yap