Space Jam: A New Legacy (Space Jam 2 olarak da bilinir) 16 Temmuz 2021 tarihinde vizyona giren bir Amerikan canlı-animasyon filmi. 15 Kasım 1996 tarihinde vizyona giren Space Jam filminin devamı. Oyuncu kadrosunda NBA oyuncuları olan LeBron James, Klay Thompson, Anthony Davis, Nneka Ogwumike, Diana Taurasi yer alıyor. Bunun dışında diğer oyuncular ise Don Cheadle, Sonequa Martin-Green ve Cedric Joe.
Yönetmenliğini Malcolm D. Lee üstlenirken projenin yapımcılığını da Ryan Coogler üstleniyor. Kadroda sayılamayacak kadar birçok isim ise seslendirmen olarak filmde görev alıyor.
Space Jam: A New Legacy : Amaç Eğlence Olsun
Space Jam: A New Legacy , kendisi ve oğlunun hayatı için süper güçlü bir kadroya sahip bir takıma karşı, liderlik etttiği Bugs, Lola Bunny ve disiplinsizlikleriyle ünlü Looney Tunes çetesini zafere taşımaya çalışan LeBron’ın hikayesini konu ediyor. LeBron, oğlu Dom ile birlikte yoldan çıkmış bir yapay zeka tarafından dijital bir alana hapsedilir. Onların eve gidebilmelerinin tek koşulu, Looney Tunes’un, yapay zekanın dijitalleştirilmiş şampiyonlarını yenmesidir. Bugs, Lola Bunny ve disiplinsizlikleriyle ünlü bütün Looney Tunes çetesine önderlik eden LeBron, hayatının bu en önemli mücadelesini kazanmayı başarabilecek midir?
Jordan mı? James mi? – Space Jam: A New Legacy Film İncelmesi (SPOILER)
1996 yapımı Space Jam’i zamanında izleyen varsa bu filmin, hemen hemen düşük performansta olduğunu net bir şekilde söyleyebilir. Aslında kıyaslama yapmak çok doğru değil. Fakat bu filmin öncekinin aynısı olması, ilk filmin üstüne bir şey katılmaması ister istemez bizi kıyaslamaya itiyor. Hatta bazılarına göre bu filmin “kötü” olması kıyaslama yapmamızın en büyük payı.
Hikaye – Space Jam: A New Legacy
Bu filmin en güzel yanları eğlenceli olması, keyifli olması, enerji dolu ve mizah içeriyor olmasıydı. İlk film olan Space Jam’i de aynı özelliklerden dolayı seviyorduk zaten. Hiçbir detaya takılmadan izlersek zaten ambiyans bizi alıp götürüyor. Space Jam’i sevme nedenimiz aslında spor ve çizgi filmin birleştirilmesi. Bu iki şey birleştiği zaman Space Jam’in sihri ortaya çıkıveriyor. Bir çocuk filmi olarak geçtiğini düşünürsek bu ambiyans manipülasyonu hiç fena değil. Yetişkin olarak giderseniz sanırım sadece geçmişi yad edersiniz.
Space Jam: A New Legacy ‘de baba-oğul çatışması içeren bir hikaye var. Bu hikaye ne kadar etkili bilemiyorum ama bu tür çatışmalar yaşayan insanlar vardır diye umuyorum en azından. Bana hikaye olarak basit gelmiş olsa da o kısmı pek umursamamayı seçiyorum. Çünkü çok çocukça bir hikaye, tam da olması gerektiği gibi.
Oyunculuk – Space Jam: A New Legacy
Oyunculuk konusunda sadece iki kişi hakkında konuşabilirim. LeBron James, çok sıradan oynamış. Bence bir basketbolcuya göre gayet iyi oynamış. Bazı yerlerde çok sırıtsa bile Michael Jordan’dan çok daha iyi oynadığını söyleyebilirim. Çünkü Jordan bayağı “hadi bitirelim şu filmi” gibi oynamıştı. Sonuç olarak ikisi de bir aktör değil ve ahım şahım bir şey beklemek doğru olmaz. Gelelim Don Cheadle’a. Oyunculuk konusunda kendisini genel olarak pek beğendiğimi söyleyemem ama buradaki karakteri de biraz ilginç olmuş. Abartılı oynaması mı gerekiyormuş yoksa kendisi mi abartılı oynamış pek anlayamadım. Karakter yer yer ciddileşiyor, yer yer cıvıklaşıyor. Bu davranışların da çocuklara hitaben yaptığını düşünüyorum. Çünkü en nihayetinde bir çizgi film izliyormuş gibi olmalılar. Ama şunu söylemeliyim ki bence Don Cheadle’ın karakteri gibi bir kötü karakter yaratmak pek tutmamış gibi görünüyor.
Damian Lillard, Klay Thompson, Anthony Davis, Nneka Ogwumike, ve Diana Taurasi’nin yer aldığı Goon Squad takımı fragmanlarda daha çekici geliyordu fakat filmi izledikten sonra 96 yapımındaki uzaylıları daha çok sevdiğimi fark ettim. Onlara da filmin bir sahnesinde yer vermişler, güzel olmuş.
Kuşak Farkı
Şimdi, iki film için de bir kuşak seçilmiş oldu. Y Kuşağı için Space Jam (1996) sunulurken, Z Kuşağı için de Space Jam: A New Legacy sunuldu. İki film arasındaki bu kuşak farkının faktörlerini net bir şekilde görebiliyoruz. Misal: Basketbol maçının tam ortasında rap müziğin girmesi ve atışma yapılması. Biliyorsunuz ki rap müzik dünyada en fazla dinlenen tür haline geldi. Rap müziği dinleyenler ise daha çok şu anki kuşak. Böylelikle popüler kültürü de yüklemiş oluyorlar. Oysaki Space Jam’in ilk filmine baktığımızda bu tarz şeyler göremiyoruz. İlk filmin sadeliği, mizahi yönü, hikayesi daha fazla öne çıkıyor. Space Jam: A New Legacy filminde rap dışında bu kuşağa hitap eden çok fazla unsur da yer alıyor. Yani demem o ki ilk filmi izlememiş olan kuşak bu filmi de sevebilir. Çünkü filmin düzenini bugünkü kuşağa göre ayarlamayı seçmişler.
Pazarlama – Space Jam: A New Legacy
Bir yerde Space Jam varsa orada pazarlama vardır. Şimdi, zaten ilk filmin çıkış amacı da oydu. Space Jam, reklamlardan patlayıp bir film haline gelmişti. İkinci filminde de pazarlama olmazsa olmaz o yüzden. Bir kere Nike iyi kazandı, onu söylemeliyim. Ayakkabılar, formalar veya top her şekilde satacaktır. Hatta rakip takım olan Goon Squad’ın formaları bile satacaktır. Bunun dışında oyuncak satışları da artacaktır. Filmde o kadar karakter varken oyuncağını üretmeyecek bir firma tanımıyorum. Tabii bu saydıklarım ilk film için ideal bir pazarlamaydı. Ama ikinci film için daha fazlası vardı. Matrix filmine yaklaşık beş gönderme yaptılar. Bu göndermelerin amacı aslında Matrix 4’ün yakın zamanda çıkacak olması. Filmde birçok gönderme vardı tabii ama film, belli başlı şeylerin altını çizerek gösterdi.
Mesela; Game of Thrones, DC Evreni, Harry Potter vs. Bu saydığım yapımların yakın zamanda yeni filmleri, yeni dizileri gelecek. Peki nereye gelecek? Tabii ki de Space Jam: A New Legacy’nin de yayınlandığı HBO Max platformuna gelecek. Yani demek istediğim: artık dijital medya platformu da pazarlayabiliyorlar. İsmini vermeseler de, ismine Warner 3000 deseler de ya da Serververse deseler de dijital medya platformunu bize pazarlamış oluyorlar. Böyle işleri çocuk filmlerinin aralarına sıkıştırmayı da huy edindiler. Hayırlısı…
Warner Bros. Göndermeleri
Göndermeler gerçekten çok hoş olmuş. Öne çıkan çok fazla isim var ama arka planda takılan birçok tanıdık filmden, diziden karakterler var. Maçı seyrederken arka plandaki karakterlere odaklandığım zamanlar oldu cidden. Sadece bunlarla sınırlı kalmamışlar tabii. Filmde en sevdiğim sahneler Bugs Bunny ve LeBron’un diğer Looney Tunes üyelerini topladığı sahnelerdi. O sahnelerin içinde Mad Max sahnesi bile vardı. Bugs ve LeBron’un Batman ve Robin olduğu sahneler, Justice League falan… Granny’nin Trinity olduğu sahne… Speedy’nin tüm sahneleri, Rick ve Morty’nin Taz’ı getirdiği sahne falan harikaydı. Warner Bros., içinde barındırdığı karakterlerin ne kadar güzel olduğunu bir kez daha kanıtladı bize bu filmle birlikte.
Son olarak filmin müziklerini hiç sevmedim. İlk filmin müziklerinin yanından bile geçemez. Ama dediğim gibi, bu müziklere bayılan insanlar da tanıyorum. Belli bir kesim için yapıldığı da aşikar.
Yorum yap