Filmlerdeki kötü karakterlerin motivasyonları serimiz kaldığımız yerden devam ediyor. Darth Vader ve Lord Voldemort‘u anlattığım serinin üçüncü bölümünde Spider-Man 2’nin unutulmaz kötüsü olan ve Spider-Man No Way Home‘da da karşımıza çıkan Doctor Otto Octavius’dan bahsedeceğim. Bu karakteri seçmemin sebebi bir çok kişiye göre en iyi Spider-Man filmi olan Spider-Man 2’de Doctor Octopus karakteri ve rolünün büyük olması. Çünkü şu ünlü sözü söylemeyi sevdiğim gibi, ”Bir filmdeki kötü karakter ne kadar iyiyse film o kadar iyidir.”
Doctor Octopus’un Doğuşu
Spider-Man 2 filmini izlediyseniz biliyorsunuzdur. Peter Parker’ın hem özel yaşamını hem de süper kahraman yaşamını bir arada yürütememesini konu alır. Bu yüzden özellikle özel hayatında bir sürü sorunlar yaşamaktadır. Mary Jane Watson’ın tiyatro oyununa yetişememesinin yanı sıra derslerini de ihmal etmektedir. Bu yüzden öğretmeni Profesör Connors da onun gidişatından memnun değildir. Dersleri devam ederken Peter, Doctor Octavius hakkında bir tez yazmak istemektedir. Otto’nun projesini Oscorp şirketi adına destekleyen ve Peter’ın yakın arkadaşı olan Harry Osborn vasıtasıyla Otto Octavius’la tanışma şansını elde eder. Otto, Peter’a vakit ayıramayacak kadar meşguldür. Ancak arkadaşı olan Connors ona Peter’dan bahsetmiştir. Ona Peter hakkında zeki ama tembel olduğunu söylemiştir. Otto, Peter’ın zekasına ve bilime olan ilgisine onunla olan sohbeti sırasında hayran kalmıştır. Ancak zekanın bir ayrıcalık değil bir yetenek olduğunu da söyleyerek Peter’ı tembel olmaması gerektiği konusunda uyarır.
Bu arada Doctor Otto Octavius’un meşhur projesinden bahsetmek gerekir. Otto, füzyon reaktörü kullanarak bir güneş enerjisi elde etmek istiyordur. Bu asla tükenmeyecek bir yenilebilir enerji kaynağı olacaktır. Harry Osborn ona bu projede çok güvenmektedir. Hatta onun Nobel ödülü alacağından bile emindir. Projenin tanıtılacağı gün geldiğinde başlangıçta her şey iyi gitmektedir. Otto, makineyi çalıştırmak için kullandığı kollarıyla beraber füzyon reaktörünü oradaki insanlara tanıtır. Güneşin gücü artık Otto’nun avcunun içindedir. Ancak bazı şeyleri yanlış hesaplamıştır. İcat ettiği şey önce bir sürü metal cismi kendisine çeker. Ardından orada olan bir sürü insanı da çeker. Yaptığı buluş bir felakete dönüşmüştür. Bunun sonucunda hem proje başarısız olmuş hem de karısı orada ölmüştür. Kendisi de ahtapot kollarıyla beraber hastaneye kaldırılmıştır. Ancak Otto için her şey yeni başlamıştır. Çünkü kolları kontrol eden çip bozulmuştur. Artık Otto kolları kontrol etmiyordur. Kollar Otto’yu kontrol ediyordur. Her şeyini kaybeden Otto kolların onu manipüle etmesiyle projesini yeniden yapacaktır. Fakat bu sefer eskisinden çok daha acımasız olacaktır. Medya ise ona Doctor Octopus adını vermiştir.
Doctor Octopus ve Transhümanizm
“Önce biz araçları yaratırız, sonra da onlar bizi.”
(Marshall McLuhan)
Transhümanizm çağımızın en temel konulardan biridir. Transhümanizm, bilim ve teknolojinin fırsatlarından yararlanılarak bireylerin fiziksel, zihinsel ve duygusal kabiliyetlerinin arttırılması vasıtasıyla mevcut olumsuzluklarından ve eksikliklerinden kurtarılarak üst-insanlığa geçişi vurgulamaktadır. (Ünal, 2019) İnsan evriminin basamaklarının şimdilik son aşamalarından biri olarak görülen transhümanizmin iyi yanları olsa da kimilerine göre oldukça kötü bir şeydir. Çünkü Doctor Octopus’u kontrol eden nanorobotlar gibi bizim de başka bir güç tarafından kontrol edileceği varsayımı vardır.
Doctor Octavius o kadar dahi bir bilim insandır ki ahtapot kolları bile onun için oldukça sıradan bir buluştur. Bu mükemmel yapay zeka kollar onun füzyon projesi için kullandığı bir araçtan başka bir şey değildir. Oysa bu buluş bile onun hesap hatası yaptığı projesi kadar tehlikelidir. Çünkü insan sinir sistemini doğrudan hedef alarak insanları kendi kontrolüne almaktadır. Böylece bir insanın ahlaki sorgulama yapmadan sadece amaçları doğrultusunda eylemler yapmasına sebep olmaktadır. Yani insan bilincinin makineleşmesi onun duygularını ortadan kaldırarak empati yeteneğini yok etmiştir.
Doctor Octopus ve Saplantı
Onun için tek önemli şey başladığı şeyi bitirmektir. Projesinin gerçekleşmesi için artık masumların bile zarar görmesi onun için önemli değildir. Amacını gerçekleştirmek için hamleler yapan Doctor Octopus banka soymaya başlamıştır. Bunun için de insanları öldürmeyi bile rahat bir şekilde yapmaktadır. Bir zamanlar zekanın insanlığın iyiliği için kullanılması temel ilkesi olan Doctor Octavius, şimdi saplantısının esiri olmuş ve insanlığın çıkarları için yaptığı projeyi yaparken bir sürü etik dışı davranıştan çekinmeyen bir suç makinesine dönüşmüştür.
Saplantısal olarak Doctor Octopus ve Diğer Spider-Man Kötüleri | Benzerlik ve Farklılıklar
Doctor Octopus motivason olarak Spider-Man(2002)’nin kötüsü Norman Osborn yani Green Goblin ve The Amazing Spider-Man(2012)’nin kötüsü Curt Connors yani Lizard’a benzemektedir. Ancak bunların arasından bence en iyi işlenen ve beni en çok etkileyen Doctor Octopus’dur. Fakat diğerleri de oldukça iyi işlenen karakterlerdir. Norman Osborn ve Curt Connors’da tıpkı Otto Octavius gibi işlerine çok düşkün bilim insanlarıdır. Ancak çabalarının karşılığını alamayan veya hataları sebebiyle kendilerine haksızlık yapılan karakterlerdir. Bu karakterlerin hepsi bilime hizmet için yola çıkmış ardından başarma arzuları onları çok farklı yerlere götürmüştür. Bu sebeple en başından beri onları besleyen egoları bazı tetiklenmeler vasıtasıyla da onları birer süper kötüye dönüştürmüştür. Ancak Otto’nun bunlardan en temel farkı ise en sonunda ipleri kendi eline alacak cesareti bulmasıdır. Tabi bunun için en büyük pay da Spider-Man’e aittir.
Bir Canavar Olarak Ölmeyeceğim!
Otto Octavius en başından beri zekasını insanlığın iyiliği için kullanmak isteyen biriydi. Bu yüzden içindeki iyilik için yapması gereken şey kontrolü kolların değil kendisi almasıydı. Spider-Man ile olan dövüşünde kollar kısa bir süre devre dışı kaldığında da içindeki iyiliği bulmak için eline bir fırsat geçmişti. Spider-Man de onu dövüşerek yenemeyeceğini anlamıştı. Bu yüzden ona son kozunu oynamalıydı. Spider-Man maskesini çıkardığında Otto’nun gördüğü yüz ona bir şeyleri hatırlatacaktı. Karşısında ”Zeki ama tembel” dediği ve kendisi hakkında tez yazmak isteyen Peter Parker vardı. O an Peter’ın yeteneklerini insanlığın iyiliği için kullanma çabasında olduğunu idrak etti. Ancak kollar kontrolü yeniden ele almaya oldukça istekliydi. Fakat Peter da Otto’nun içindeki insanı ortaya çıkarmaya istekliydi.
Peter, ”Bana zekadan bahsetmiştiniz. İnsanlığın iyiliği için kullanılması gereken bir yetenek olduğundan bahsetmiştiniz” demişti. Peter haklıydı. Kendisinin de dediği gibi kollar Otto’yu olmadığı birine dönüştürmüştü. Artık kontrol yeniden kendisine geçmeliydi. Bu yüzden büyük bir direnç göstererek kollara hükmetmeyi başardı. Yaptığı icat yine hatalıydı ve kendi kendini besliyordu. Bu yüzden kapatılamıyordu. Ancak Otto başladığı şeyi kendisi bitirecekti. Yapacağı şeyle beraber icadını kendisiyle birlikte nehrin dibine atacaktı. Son sözü ”Bir canavar olarak ölmeyeceğim” oldu.
Son Söz -Doctor Octopus
Doctor Octopus yenilenebilir enerji kaynağı üretmek isteyen dahi bir bilim insanıydı. İşine oldukça düşkündü ve hayatını bu projeye adamıştı. Projenin ters gitmesi ve yapay zeka kolların kontrolü eline alması onu olmadığı biri yapmıştı. Bu kolları aslında, insanları amacı için her şeyi yapmasını söyleyen düşünceler olarak görebiliriz. Ne yazık ki günümüzde insanlar kendi zihninin içinde yarattığı ahtapot kollarının esiri olarak kötü insanlara dönüşmektedir. Ancak o tür duyguları dinlemeyip kontrolü ele geçirmek bizim elimizdedir. Nitekim Doctor Octopus’da son anda kontrolü ele almış ve yarattığı ölüm makinesini durdurarak ölmüştür. Peter Parker’ın da dediği gibi. ”Her zaman bir seçeneğimiz vardır.”
Kaynakça
Ünal, M. F. (2019). Dijitalleşmenin Transhümanizme Etkisi. ISophos: Uluslararası Bilişim, Teknoloji ve Felsefe Dergisi .
Yorum yap